Sevgili dostlar,
Pendik’teki spor kompleksinde, sayım için bekleyen oy çuvallarının üzerinde yatan milletvekili Mahmut Tanal’ın fotoğrafı, bu seçimin simge görüntülerinden biri oldu…
Normal bir demokrasi için tuhaf bir görüntüydü; Türkiye içinse bir demokrasi nöbeti…
O, onlar, orada, millet iradesine, sandıklara, oy çuvallarına sahip çıktıkça, seçmene güven geldi. “Kazanmayacakları seçime girmezler”, “Seçsek de vermezler” yılgınlığı kırıldı. İnsanlar kararlılıkla oyuna sahip çıkmaya başladı.
Seçimi, oy verenlerin iradesi kadar, oya sahip çıkanların bu direnci kazandı.
Seçim öncesi, “Kazansanız da görevden alırız” diyenleri hatırlayın.
“Silahlanın” çağrılarını, beyzbol sopalarıyla hazırlık yapıldığı haberlerini…
“Bize oy veren cennete gider, oy vermeyene hizmet gitmez” tehditlerini…
Seçmen sinmiş, yılgın, küskün görünüyordu; ama alttan alta bir dip dalganın geldiğini, bu tepkinin sandıkta bir tokada dönüşeceğini söyledik, yazdık. Aynen öyle oldu. Silahlanma çağrısı yapanlar, “Kıyamet kopacak” diye göz korkutanlar, sonuçları saatlerce saklayanlar kaybetti.
Şimdi, kaybetme sırası, itiraz mafyasında… Bu komedi de bittikten sonra, torbaların başından huzurla uzaklaşıp belediyeleri teslim alacak ve kolları sıvayacak Türkiye…
Çok şey öğrendik bu seçimde:
Ama en önemlisi, sabır ve sükunetle, ama kararlılık ve dirençle birarada durursak, silahlı bir baskı rejimini bile geri püskürtebileceğimiz dersiydi herhalde…