Osman Öztürk
Geçtiğimiz hafta Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde “bıçak parası” operasyonu yapıldı.
Haberlere yansıdığına göre İstanbul’da elliye yakın kişi İl Sağlık Müdürlüğü’ne giderek ihbarda bulunmuş. Ardından Müdürlük Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na bilgi vermiş, Savcılık konuyla ilgili soruşturma başlatmış, İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri de şüphelilerin tespiti için çalışma yapmış. Yaklaşık beş ay süren teknik ve fiziki takibin ardından doktorların odalarına kamera sistemi yerleştirilmiş.
Soruşturmada polis ekipleri hastanede aralarında doktorların da bulunduğu bazı kişilerin “bağış” ya da “medikal malzeme” adı altında hastalardan bıçak parası istediğini, para yatıran kişilerin ameliyatlarının erkene alındığını, biyopsi işlemleri ile patoloji sürecinin daha hızlı ilerletildiğini saptamışlar. Ayrıca şüphelilerin bazı hastaları özel laboratuvarlara yönlendirdiği, bunun karşılığında para aldıkları, ödemelerin yakınlarının hesabına aktarıldığı da ortaya çıkarılmış.
Geçtiğimiz Salı günü İstanbul, Mersin ve Tekirdağ’da biri profesör, biri doçent ve biri uzman, üçü doktor olmak üzere on bir şüpheli gözaltına alınmış.
***
Sağlık Bakanlığı tarafından da aynı günün sabahında yapılan açıklamada “Sağlık hizmetlerinde şeffaflık ve güveni esas alan yaklaşımımızla vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması ve fedakâr sağlık çalışanlarımızın zan altında bulunmaması için yasa dışı faaliyetlerle mücadelemizi tavizsiz şekilde sürdürmeye devam edeceğiz. Bir kamu hastanemizde bazı hastalardan haksız kazanç elde edildiği iddiasıyla başlatılan idari ve adli soruşturmada önemli bir aşamaya gelinmiştir. Uzun süredir devam eden teknik takip ve araştırmalar sonucunda bu sabah altı kişi gözaltına alınmıştır.” denilmiş.
Gözaltına alınanlar Cuma günü mahkemeye çıkarıldı ve yedisi “suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya üye olma” ve “irtikap” suçlarından tutuklandı.
***
Sadece yazılanlara bakarak insanların suçlu olup olmadığına karar vermek elbette doğru değil ama haberlerde yer alan bilgiler ortada ciddi bir suç olma ihtimaline işaret ediyor. Umarım adil bir yargılanma süreci işler ve suçlu, suçsuz ortaya çıkar.
Ben işin o tarafını mahkemeye bırakıp başka bir şeyden söz etmek istiyorum.
Nedir bu bıçak parası?
Dar anlamda kullanıldığında devlet hastanesinde çalışan bir doktorun bir hastayı ameliyat etmek için hastadan yasa dışı olarak para istemesini anlatıyor. Ancak bu olayda da görüldüğü gibi hastanın aciz durumundan yararlanıp haksız kazanç sağlamak için kullanılan her türlü yöntem de bıçak parası olarak isimlendiriliyor.
Bıçak parasının kanunlara göre suç olması bir yana, öyle olmasaydı bile ahlak dışı olduğu aşikar.
Buraya kadar tamam da devamı da var.
***
Diyelim ki bir sağlık sorununuz var ve SGK’nin anlaşmalı olduğu bir devlet hastanesine gidiyorsunuz.
Bu ülkenin vatandaşısınız, bu ülkenin nüfus cüzdanını taşıyorsunuz ama bu sağlık hizmeti almanız için yeterli olmuyor. Yıllardır bu devlete vergi ödüyorsunuz, sigorta primi ödüyorsunuz, muayeneden reçete bedeline, eşdeğer ilaç farkından rapor ücretine envai kalem katkı, katılım payı ödüyorsunuz; onlar da yetmiyor.
Bunların üzerine bir ödeme daha yapmanız gerekiyor. Bunun adına da bıçak parası deniyor.
Peki, diyelim ki bir sağlık sorununuz var ve SGK’nin anlaşmalı olduğu bir özel hastaneye gidiyorsunuz. Orada da aynı şeyi yaşamıyor musunuz?
T. C. kimliğinizin olması, yıllardır vergilerinizi, sigorta primlerinizi düzenli olarak ödemiş olmanız, katkı, katılım paylarını ödeyecek olmanız sağlık hizmeti almak için yeterli oluyor mu?
Özel hastane bütün bunların üzerine muayeneden tetkike, hastane yatışından ameliyata kadar her bir işlem için “ilave ücret” adı altında para istemiyor mu?
Vatandaş açısından özel hastanelerdeki ilave ücretin devlet hastanelerindeki bıçak parasından ne farkı var?
***
“İyi ama AKP bıçak parasını yasallaştırdı, onun adı artık değişti.” mi dediniz?
Gelin ona da bakalım.
Kanuna göre özel hastanelerin vatandaşlardan alabileceği ilave ücretin üst sınırı, SGK’nın belirlediği ücretin iki katı değil mi? O üst sınıra uyan tek bir özel hastane var mı? Hepsi kat kat fazla, fahiş ücretler almıyor mu?
Daha önce örneğini yazmıştım; özel hastanelerin kardiyoloji muayenesi için alabileceği ilave ücretin üst sınırı 336 TL iken telefonla aradığım özel hastaneler 2 bin TL’den 5 bin 500 TL’ye, yani SGK’nın belirlediğinin on iki katından otuz üç katına kadar fiyat vermişlerdi.
Peki bunun adı da bıçak parası değil mi? Özel hastane patronları bu yolla haksız kazanç sağlamıyor mu?
Özel hastanelerin böyle çalıştığını Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu bilmiyor mu? Çalışma Bakanı, SGK Yönetim Kurulu üyeleri, il sağlık müdürleri bilmiyor mu? Neden peşine düşüp savcılıklara baş vurmuyorlar?
Bıçak parası devlet hastanesinde yasak da özel hastanede serbest mi?