Afife Ödülleri’nde Tamer Karadağlı’ya teşekkür edilmesi protesto edildi. Olay, kamu tiyatrolarıyla bağımsız tiyatroların aynı kategoride ödüllendirilmesine yönelik tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Şeyma Akcan
İstanbul – 27. Afife Tiyatro Ödülleri’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü alan Sükut Işıtan’ın konuşmasında Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’ya teşekkür etmesi, salonda protestoyla karşılandı. Uzun süren yuhalama ve ıslık sesleri arasında salonun terk edenler oldu.
Sükut Işıtan yuhalamalara “Değerli sanatçılar. Ben aldığım eğitim nedeniyle analitik düşünen bir insanım. Einstein’ı yeniden haklı çıkaran bir sanatçı grupla karşı karşıyayım. Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan çok daha zormuş” diyerek karşılık verdi.
Törenin ardından Yeni Şafak’a verdiği demeçte Işıtan, “Sanat camiasında ilginç şekilde lobiler oluşturulmuş. Bu lobiler bir çeşit mahalle baskısı kurmaya çalışıyor” diyerek sanatçılara ithamda bulundu.
Törenin ardından, ödül sisteminin ödenekli (devlet destekli) tiyatrolar ile özel-bağımsız tiyatroları aynı kategoride değerlendirmesi yeniden tartışma konusu oldu.
“Kamu tiyatroları ödül sistemlerinde olmamalı”
Cihangir Atölye Sahnesi kurucularından sanatçı Muhammet Uzuner, Evrensel’e yaptığı açıklamada Afife Ödülleri’nde bağımsız tiyatroların dezavantajlı bırakıldığını vurguladı:
“Bence kamu tiyatrolarının bu ödül sistemlerinde olmaması gerekir. Çünkü zaten zor durumda olan bağımsız tiyatroların görünürlüğü sorunu var. Devlet kurumları bunun da önüne geçmiş oluyor. Adil bir değerlendirme sistemi doğalından olmamış oluyor. Ödül sistemlerinin,
tümünün kamu tiyatrolarını bu sistemlerinden çıkarması gerektiğini düşünüyorum.”
“Sermaye de devletle her zaman iç içedir”
Uzuner, eğer kamu tiyatroları tamamen çıkarılamayacaksa en azından ayrı kategorilerde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi:
“Eğer illa ki vermek istiyorlarsa kamu tiyatrolarına bir bölümleme yapılabilir. Ayrı bir kategorizasyon yapılabilir. Hepsini ‘tiyatro’ olarak algılıyorlar ama bu doğru değil. Afife Yapı Kredi’nin organize ettiği bir ödül sistemi ve sermayenin organize ettiği bir ödül sistemi. Sermaye de devletle her zaman iç içedir.”
Afife jürilerinde Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları’ndan üyelerin yer almasının da değerlendirmeyi gölgelediğini belirten Uzuner, bu durumun bağımsızlığı zedelediğini söyledi:
“Hangi kurum yarışacaksa o kuruma ait hiç kimsenin o jüride olmaması sağlanabilir. Bölümleme de yapılsa, kamu kurumlarının ödülleri değerlendirilirken kamu tiyatrolarından üyelere yer verilmemelidir. Şu haliyle biraz tartışmalı görünüyor.”
“Bu yıl kamu tiyatrolarından yana abartılı bir eğilim vardı”
Uzuner, bu yıl jürinin eğiliminin kamu tiyatroları yönünde olduğunu, özel tiyatroların neredeyse yok sayıldığını dile getirdi: “Bu yıl iyice abartılı oldu. Bu da ülkenin ödül sistemlerinin ‘nasıl tiyatro yapılması gerektiğine’ ilişkin bir öneridir aslında. Yani bağımsız tiyatroların desteklenmesi, ‘bağımsız tiyatro yapın’ demek anlamına gelir ki bu çok daha değerli olur. Eğer illa vermek istiyorlarsa bir kategorizasyon yapılmalı. Ayrıca o
kurumlara ait jüri üyeleri değerlendirme dışı bırakılmalıdır.”
Uzuner, adaylık dağılımının da bu dengesizliği gösterdiğini belirtti: “Birçok dalda beş aday var, dördü kurum tiyatrosundan, biri bağımsız tiyatrolardan. Bu da bana biraz göstermelik geldi açıkçası.”
“Memurluğuyla sahneye çıkan sanatçıya verilen tepki haklıydı”
Törende Sükut Işıtan’ın Tamer Karadağlı’ya teşekkür etmesinin ardından salondaki katılımcıların protestosu hakkında da konuşan Uzuner, verilen tepkinin haklı olduğunu söyledi:
“Sahnedeki kişi sanatçılığını bir kenara koyup memurluğunu ön plana çıkarırsa devletle karşı karşıya olduğumuzu anlarız. Bence çok yerinde ve çok haklı bir tepki oldu. Çünkü sahnedeki kişi de bir memur olarak salondaki bütün sanatçıları aşağılama cüretini gösterdi. Bize bir devletin aygıtı olarak mikrofona geçip bizi ezen, bizi sömüren, bizim haklarımızı çiğneyen devletin reklamını yaparsa alacağı karşılık budur. Dün akşamki teşekkür, haddini aşan bir cüretti.”
Tamer Karadağlı’ya verilen tepkinin yalnızca kişisel değil, devletin sanata müdahalesine karşı bir refleks olduğunu vurgulayan Uzuner şöyle devam etti:
“Tavrıyla ‘siz sanatçılar’ dedi, ‘sanatçılar şöyle olmalı’ dedi. Einstein’ı hatırlattı, önyargıyı hatırlattı. Oysa Tamer Karadağlı hakkında bizim bir önyargımızın olmasına gerek yok. Yıllardır gözümüzün önünde olan bir insan olarak ona ancak son yargımız olabilir diye düşünüyorum. Bir sahnedeki kişi seyirciye ayar veremez. Kendisi ayar vermeye kalktı.”
Uzuner, bu sahnede yaşananların sadece bireysel bir tercih değil, devletin sanata bakışını yansıtan bir tablo olduğunu söyledi:
“O kadar öfkeliyim ki… Aslında dün akşamki tepkiden dolayı, özellikle genç tiyatrocuların bu tepkiye katılmasından hatta başlatmasından dolayı gerçek umudum arttı diyebilirim. Yani bir insanın kim olursa olsun arkasına kendisinden başka kimseyi almaması gerekir. Hele ki devleti hiç almaması gerekir.”
“Özel tiyatroların tiyatro yapma hakkı gasp ediliyor”
Moda Sahnesi de yazılı bir açıklamayla ödül sistemini eleştirdi. Açıklamada, Afife Ödülleri’nin özel-bağımsız tiyatroların yok sayıldığı bir tabloyu yeniden görünür kıldığı belirtildi:
“27. Afife Tiyatro Ödülleri ile birlikte Türkiye’nin tiyatro alanındaki en önemli problemlerinden biri olan özel -bağımsız- tiyatroların desteklenmemesi tekrar gündeme gelmiştir. Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatrolarının ortaklaşa yapımını üstlendikleri oyuna 5 dalda ödül verilmiştir.”
Açıklamada, ödenekli tiyatroların kamusal bütçeyi kullanarak çok daha elverişli koşullarda üretim yaptığı, özel tiyatroların ise yıllık ortalama 133 bin TL destekle ayakta kalmaya çalıştığı vurgulandı:
“Bir seyircinin DT’ye maliyeti 2 bin TL’ye yakındır. Buna mukabil en yüksek bilet fiyatı 450 TL’dir. Bu hesaba göre kamu bütçesinden geçen
sezon 3 milyar 375 milyon TL desteklenmiştir. Bu maddi koşullara sahip bir tiyatro ile yıllık 133 bin TL desteklenen özel tiyatrolar bir tutulabilir mi?”
Moda Sahnesi, bu koşulların “bağımsız tiyatroların tiyatro yapma hakkının gaspı” anlamına geldiğini belirterek şu çağrıda bulundu:
“Ödenekli tiyatrolar ile özel-bağımsız tiyatrolar tiyatro ödüllerinde birbirinden ayrı değerlendirilmelidir. Bugünden itibaren bu ayrımı yapmayan
hiçbir ödüle Moda Sahnesi ve kurucuları katılmayacaktır.”
Açıklama, eşit üretim koşulları sağlanmadıkça demokratik bir tiyatro ortamının kurulamayacağını vurguladı:
“Özel-bağımsız tiyatroların desteklenme modellerinin olmayışı çok önemli bir problemdir. Kamu yönetiminin bu sorunu görmesi ve gidermek için adım atması gerekmektedir. Özgür, eşit, adaletli bir memleket yaratmak için…




