Hasan AKBAŞ
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Bölgedeki çatışmalı ortam yaşamın tüm alanını etkiliyor. Yaklaşık beş aydır kendi sahasında çalışmalarını sürdüremeyen Cizrespor ekibi tam anlamıyla bir göçebe hayatı yaşıyor. Günlerce otellerde kalıp, başka illerdeki spor komplekslerinde antrenman yapan sporcular çatışmalı ortamın bir an önce sonlandırılmasını, büyük başarılar elde eden takımlarının ilerlemesini istiyor.
3’üncü Lig 1’inci Grupta yer alan Şırnak’ın futbol takımlarından Cizrespor bölgedeki çatışmalı ortam nedeniyle yaklaşık beş aydır göçebe hayatı yaşayarak çalışmalarını sürdürüyor. ‘Ev sahibi olmaları gereken maçların dahi başka illerde seyircisiz bir şekilde deplasmana dönüştüğü Cizrespor kendi evinde oynayarak takımını güçlendirmek istiyor. Cizre’de yeni yapılan komplekslerini dahi kullanamayan futbolculara ‘güvenlik’ nedeniyle sahalar yasaklanıyor. Futbol Federasyonu tarafından belirlenen yerlerde oynayan futbolcular, zaman zaman ev sahipliği yaptıkları maçları seyircisiz bir şekilde geçiriyor. Çoğu kez güvenlik nedeniyle maçları başka illerde oynayan futbolcular göçebe hayatın getirdiği yoğun stresli düzenin kendilerini demoralize ettiğini, takımın başarısını da engellediğini ifade ediyor.
GEÇEN YIL ŞAMPİYON OLMUŞTU
Cizrespor Teknik Direktörü Hasan Vezir yaşadıklarını gazetemize anlattı. Güvenlik nedeniyle kendi tesislerinde çalışamadıklarını anlatan Vezir, “Ben 20 gündür takımdayım ancak bu göçebe durumu yaklaşık 5 aydır sürüyor. İster istemez hem takımı hem futbolcuları olumsuz yönde etkiliyor. Şu an bulunduğumuz ligdeki sıralama da bunu gösteriyor. Aslında Cizrespor geçen sene Bölgesel Amatör Lig’inde (BAL) şampiyon olarak çıkmış bir takımdır ve Türkiye kupalarında da ses getirmiş bir takımdır. Bu sezon da ona göre bir takım kurulmuş, iyi futbolcular takviye edilmiş ama birkaç ay önce başlayan olumsuz sorunlardan dolayı sıkıntılı bir sürece girdik” dedi.
Gidişatın takımda gerilemeye neden olduğunu ifade eden Vezir bu durumu şöyle anlatıyor: “Maçlar güvenlik gerekçesiyle başka illere kaydırılıyor. Bu da seyircisiz, yorgun ve stresli bir süreç demektir. Yani, seyirci olmayınca demoralize oluyorsun, yol gidip geliniyor yorgun düşüyorsun, otellerde kalıyorsun. Buna bir de masrafları ekleyince zor bir süreç yaşıyoruz. Mesela kendi saha ve tesislerimizde hazırlanmanın avantajı bir yana her gün farklı alanlarda antrenman yapmak zorunda kalıyoruz. Bu toplam durum maçlara yansıyor. Futbolcuları hem moral ve motivasyon olarak hem de fiziksel olarak olumsuz etkiliyor.”
‘TEK DİLEĞİMİZ BARIŞIN SAĞLANMASI’
Diyarbakır, Mardin, Ankara, Siverek gibi yerlerde kamp yaparak maçları genelde buralarda oynamak zorunda olduklarını anlatan Vezir, maçları Futbol Federasyonu’nun belirlediği yerlerde oynayabildiklerini söyledi. “Cizrespor’un kadrosu iyi ama bu olaylardan dolayı başarıya ulaşamıyor. Bir an önce çözülmeli” diyen Vezir, “Türkiye’nin her yeri memleketimiz ne olursa olsun bir an önce barış olsun istiyoruz. Ben bir Rizeli olarak gördüm ki buradaki insanlar da barış istiyor. Bir an öce buradaki olayların bitmesini, barış ortamı olmasını istiyoruz. Tek isteğimiz bu” diyerek barış çağrısında bulundu. Diyarbakır’da faaliyetlerini sürdürmeye çalıştıklarını ifade eden Vezir, Diyarbakırspor ve Amedspor’a kendilerine verdikleri destekten dolayı da teşekkür etti.
HASAN VEZİR: RİZE’DEN CİZRE’YE
Rizeli ve Rizespor’un altyapısından yetişen Hasan Vezir burada profesyonel olarak futbol hayatına başladı. 1983-84 yıllarında tırmanan başarısı ile 4 sezon Trabzonspor’da oynadı. İlerleyen yıllarda büyük başarısıyla Fenerbahçe ve Galatasaray’da oynayarak başarılarıyla adından söz ettirdi. Hasan Vezir, sarı-lacivertli takımda 7 ay kalmış ve 103 golle gelen şampiyonluğa, oynadığı 23 maçta attığı 15 golle katkı sağladı. Yine 1988-89 sezonunda, Galatasaray ile oynanan Türkiye Kupası maçında, sarı-kırmızılı takımın ilk yarıyı Tanju Çolak’ın golleriyle 3-0 önde kapamasına rağmen Fenerbahçe 4-3 kazanmıştı. Sarı-lacivertlilerin ilk golünü Aykut Kocaman, diğer 3 sayısını da Hasan Vezir atmış ve bu başarısıyla tarihe adını yazdırmıştı. Vezir, şimdi Cizrespor teknik direktörlük görevini sürdürüyor.