İhsan Çaralan
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve iktidar sözcülerinin çizdiği pembe tablolara karşın, emekçilerin geçim koşullarının hızla ağırlaşması asgari ücrete ara zam yapılması tartışmalarını da gündeme getirdi.
14 Mayıs günü yapılan AKP Meclis Grubu’nda gazetecilerin “Asgari ücrete ara zam var mı?” sorularına Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan, “Asgari ücretle ilgili bir ara zammı konuşmak için çok erken. Zamanı geldiğinde gerekli değerlendirmeyi yaparız” yanıtını verdi.
Emek mücadelesine duyarlı bilim insanları ile mücadeleci sendikacılar asgari ücrete zammın “gerekli”, hatta “şart” olduğunu söylüyorlar ama bu konuda sadece duyarlı değil bir sorumluluk da duyması gereken sendika konfederasyonlarından hiç ses yok!
Bu sessizlik içinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, temmuz ayında asgari ücrete “ara zam” yapılması için çalışmalar başlatacaklarını açıkladı. “Asgari ücretin alım gücü düştü, bu erimeye sessiz kalmayacağız” diyen Özel, işçi ve sendikalarla birlikte süreci yürüteceklerini belirtti. Bunun için önümüzdeki günlerde konfederasyonları ziyaret ederek bu konuda görüşlerini anlatacaklarını belirtti.
Asgari ücrete ara zam iktidarın ve patronların gündeminde yok!
2024 sonunda asgari ücret tartışmaları sırasında yıl içinde temmuz ayında ara zam yapılması gerektiği tartışıldı. Ama Asgari Ücret Tespit Komisyonundaki (AÜTK) Türk-İş temsilcileri bile bu öneriye sahip çıkmadı. Yapılacak zammın 2025 yılının tamamı için yapılacağında ısrar edildi. Dahası 2025 için yapılan zam, daha önce hiç görülmemiş biçimde AÜTK toplanıp karar vermeden hükümet ve patronları temsil eden iki kişi tarafından ilan edildi.
Türk-İş bu tutum karşısında itiraz ediyor görünse de biraz mırın kırın ettikten sonra olup biteni kabul etme çizgisine çekildi.
Aralık ayı sonunda 22 bin 104 TL olarak ilan edilen 2025 asgari ücreti, daha asgari ücretli işçi ilk “zamlı” maaşını almadan açlık sınırının altına düştü. O zamdan beri de Türk-İş ve Hak-İş herhangi bir tepki göstermese de çeşitli emek çevreleri ve emekten yana bilim insanları asgari ücrete temmuzda “ara zam yapılmasını” gündemde tutmaya çalışsalar da bu konunun asgari ücretli işçiler ve sendikalar tarafından sistematik biçimde gündemleştirildiği söylenemez.
Dahası son günlerde TÜSİAD yöneticilerinin mevcutlu olarak gözaltına alınmasına karşı çıkarak, surete haktan konuşan AKP’li bir üst düzey yöneticisi, AKP’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi, “asgari ücreti 100 bin liraya çıkarsak bile işçiye bir faydası olmaz; çünkü böyle bir zam yapılırsa bir, bir buçuk ayda fiyatlar yükselerek bu zamları geri alır” diyerek, sıfır bir liberal olarak bırakalım asgari ücrete ara zammı işçilerin zam talebi etrafındaki mücadelesini boş bir mücadele olarak mahkum etmeyi de ihmal etmemiştir.
Asgari ücrete ara zam tüm emek güçlerinin harekete geçmesiyle mümkündür!
İktidar temsilcileri yarım yüzyıldan beri AÜTK’da patron temsilcileriyle birlikte davranıyor. Bugün de öyle davranıyor, asgari ücretteki artışın patronlara yük getireceğini varsayarak ara zam yapmaya yanaşmıyor. Dahası iktidarın “enflasyona karşı mücadele programları” da “Ücret ve maaşların yüksekliği sebep enflasyon neticedir” formülasyonunu esas alan bir program. Bu nedenle sadece asgari ücret değil tüm ücret ve maaşları en aşağıda tutmayı Erdoğan-Şimşek programının başarısı için gerekli bir şart olarak gördüğünden asgari ücrette “ara zamma” yanaşmamaktadır.
Yani iktidar ve patronlar sınıfı asgari ücrete ara zam yapmayı istemiyorlar. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Burada asıl sorun asgari ücrete ara zam konusunun Türk-İş ve Hak-İş’in şahsında sendikaların, iktidar ve patronlar gibi gündemlerinde olmamasıdır.
Yani sorun sadece konfederasyon yönetimlerini ziyaret etmenin ötesindedir. Asıl olan asgari ücretle çalışan geniş işçi-emekçi kesimlerin harekete geçirilmesi için gereken girişimlerin yapılmasıdır.
Bu da en başta ileri işçiler ve her iş kolundan ve her kademeden mücadeleci sendikacıların inisiyatif alarak mücadelenin önüne geçmesinin sağlanmasıdır.
Burada hiç kuşkusuz emek güçlerinin (emek mücadelesinden yana siyasi parti ve çevrelerin, emek platformları ile emek ve demokrasi platformlarının) harekete geçirilerek iş yerlerinde ve emekçi semtlerinde asgari ücretli işçi kitlesinin mücadeleye çekilmesidir. Ki bu mücadele hem iktidar ve patronların “Temmuzda ara zam yok” tutumunu püskürten hem de konfederasyon ve bağlı sendikaların üst yönetimlerinin umursamazlığını yıkacak bir gücü harekete geçirmek durumundadır.
Ara zammın yapılıp yapılamayacağını ortaya koyacak bu güç olacağı gibi yapılacak zammın miktarını da bu güç belirleyecektir.
Girişimi CHP’nin yapıyor olması burada emek güçlerinin ya da ileri işçilerin mücadeleci sendikacıların sorumluluklarını azaltmaz. Tersine bu mücadele emekten yana her çevrenin elindeki bütün imkanlarını seferber etmelerini gerektirmektedir.