Timur Soykan
‘Türk Escobar’ lakaplı uyuşturucu baronu Çetinkaya, cezaevinde yaşamını yitirdi. Hediye Çetinkaya eşinin cezaevi yönetimi tarafından bilerek ölüme terk edildiğini iddia ediyor.
‘Türk Escobar’ lakaplı uyuşturucu kaçakçısı Örfi Çetinkaya, tutuklu bulunduğu İzmir R Tipi Cezaevi’nde kalp krizi nedeniyle 66 yaşında hayatını kaybetti. Cezaevi yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunan eşi Hediye Çetinkaya, Örfi Çetinkaya’nın bir haftadır solunum cihazı istediğini ama cihazın verilmediğini iddia etti. Eşinin bilerek öldürülmüş olabileceğini söylüyor.
Baronlar Savaşı kitabımda Çetinkaya’ya değinmiştim. Çetinkaya Taksim ve Aksaray’da tombalacılık yaparken suç dünyası ile yakınlaştığında çok gençti. 1970’lerde yasak olan yabancı sigaraların kaçakçılığını yaparak büyük bir servet edindi. Yıllar sonra verdiği bir ifadede “hayatımın değiştiği gün” diyerek şunları anlattı: “1976’da sigara kaçakçılığı nedeniyle gözaltına alındım. Suçsuz olduğum halde beni falakaya yatıran dönemin Asayiş Şube Ekipleri Amiri Sadettin Tantan’a iki tokat attım. Bu olayla hayatım değişti. O tarihten bu yana iflah olmadım.”
Daha sonra İçişleri Bakanı olacak olan Sadettin Tantan ise tokat iddiasının doğru olmadığını söyledi.
HER YAKALANDIĞINDA SERBEST KALDI
İddiaya göre; Çetinkaya, sigara kaçakçılığının ardından silah kaçakçılığına geçerek suç dünyasında güçlendi. Uzun süre yakalanmadan uyuşturucu kaçakçılığı trafiğini işletti. 12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra hakkında arama kararı çıkartıldı. 9 Aralık 1980’de ‘silah, mermi ve gümrük kaçakçılığı’ suçlarından yakalanıp tutuklandı. 1985’te hapisten çıktı.
24 Ağustos 1987’de tabanca ile adam yaralamaktan yeniden tutuklandı, kısa süre sonra tahliye oldu.
18 Mayıs 1988’de İstanbul Etiler’de lüks aracıyla ilerlerken polisin dur ihtarına uymadı. Polisin açtığı ateşte belinden vuruldu. Her yakalandığında cezaevinden çıkmayı başaran Çetinkaya, artık tekerlekli sandalyeye mahkûm kalacaktı. Herkes onun döneminin bittiğini düşünüyordu.
Ama iddiaya göre; Türkiye’deki uyuşturucu pazarının çok büyük kısmını elinde tutan Çetinkaya, tekerlekli sandalyedeyken Avrupa’ya uzandı. Ham maddeleri, Afganistan’dan gelen uyuşturucuyu 1989’dan itibaren Türkiye’de işledi ve Türkiye-İspanya-Portekiz- Hollanda-Almanya’yı kapsayan uyuşturucu ağı oluşturdu.
Çetinkaya’nın eli ayağı Cemal Nayır’dı. Nayır, 1989’da İspanya’nın başkenti Madrid’de yakalanan 58,5 kilo eroinden tutuklandı.
Çetinkaya, 1992’de İspanya’nın Toledo kentindeyken uyuşturucuyla yakalandı ve 46 ay hapis yattı. Ancak suçu üstlenen başka bir Türkiye vatandaşı oldu. 1990’ların sonuna kadar İspanya’da defalarca uyuşturucuyla yakalandı ama hepsinden kurtulmayı başardı. Tekerlekli sandalyedeki uyuşturucu baronu olarak defalarca manşetlere çıkmıştı.
‘KRALI TANIDIKLARI GİBİ TANINIYORUM’
İspanya’dan Türkiye’ye dönen Çetinkaya’nın uluslararası uyuşturucu ağı polisin takibindeydi. 1999 yılının Mart ayında Mersin’de düzenlenen ‘Altın Hilal’ operasyonunda 22 ton esrar, 638 kilo baz morfin ele geçirildi. Çetinkaya bu operasyonun ardından serbest bırakıldı ancak uyuşturucu trafiğini çözmek isteyen polisin takibi altındaydı. İspanya, Portekiz, Almanya, Hollanda, Belçika polislerinin işbirliğinde takip ediliyordu.
İspanya’ya atıf yapılan operasyonun ismi; Matador’du. 2000 yılında düğmeye basıldı. Çetinkaya, İstanbul Başakşehir’deki şatosunda Cemal Nayır, Çinli doktoru Su Meng, eşi Hediye ve diğer adamları ile birlikte gözaltına alındı. Matador Davası iddianamesinde uyuşturucu parasının aklanması için döviz büroları, fabrikalar, denizcilik şirketleri kurularak oluşturulan sistem de detaylı şekilde anlatılmıştı. Hakkında 420 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Çetinkaya, Matador Davası’nın duruşmasında uyuşturucu ticaretiyle hiçbir alakasının olmadığını ancak İspanya’da kendisinin hep gündeme getirildiğini anlatıp şöyle diyecekti: “İspanya halkının tamamı, İspanya Kralı’nı nasıl tanırsa beni de öyle tanır.”
HAYIRSEVER İMAJI İŞE YARAMADI
Kartal Cezaevi’nde yatan Örfi Çetinkaya, 3 yıl sonra, 25 Haziran 2003’te sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi. Bu sırada çeşitli kurumlara büyük bağışlar yapıyor, okullar inşa ettiriyordu. Sabıkalı olduğu için bu okullara kendi ismini veremezdi ama oğlu kendisiyle aynı ismi taşıyordu. Örfi Çetinkaya isimli okullara çocuğunun ismini vermiş görünüyordu. 8 okul, bir sağlık ocağı, bir jandarma karakolu yaptırdığı için devletten madalya da aldı. Ancak hayırsever imajı onu koruyamamıştı.
Tahliye edildikten 4 ay sonra Kasım 2003’te ‘Son Tango’ adı verilen polis operasyonunda yine hedefti. Tekrar tutuklandı. Bu kez sağlık raporuyla da kurtulamayacaktı. Bu davada yine suç ortağı olarak Cemal Nayır yargılanıyordu. Ancak kısa süre sonra Cemal Nayır, duruşmada tahliye edildi. Örfi Çetinkaya onu kendisini ispiyonlamakla suçluyordu. Eski ortağı için “Sarımsak yemedim ki ağzım koksun ama Cemal’in ağzı kokuyor” demişti. Cemal Nayır’ın cezaevindeki Örfi Çetinkaya’ya gönderdiği mektup dava sürerken ortaya çıktı.
Mektupta ‘Ağabey’ diye hitap ederek şöyle yazmıştı: “Hangi vicdana dayanarak bana iftira atıyorsun. Neden adam kiralıyorsun? Yerim belli, beni öldürtmek isteyen rahatça bana ulaşır. Lüzum yok parayı başkalarına vermeye…”
23 Eylül 2004’te Esenler’de kendisine ait akaryakıt istasyonundan zırhlı BMW’si ile çıkan Cemal Nayır, Bağcılar’da takip edildiğini fark etti. Sağa yanaşan Cemal Nayır’ın arkasında onu takip eden BMW durdu. Bu araçtan inen tetikçi zırh delici mermileri olan uzun namlulu silahla ateş açtı. 12 kurşun isabet eden araçtan 4’ü zırhlı deldi. 3’ü Cemal Nayır’ın sırtına ve karnına saplandı. Saldırganların bulunduğu araç kaçarken TEM Hospital’a kaldırılan Cemal Nayır, ameliyata alındı. Polise verdiği ilk ifadesinde Çetinkaya’nın adamlarının kendisini vurduğunu söyledi. Artık Cemal Nayır da yıllarca birlikte çalıştığı Örfi Çetinkaya gibi tekerlekli sandalyeye mahkûmdu. Yine eski ortağı gibi uyuşturucu ticaretine devam etti. 2007’de Naji Sharifi Zindashti ile birlikte uyuşturucu ticaretinden tutuklandığında tekerlekli sandalyesini iten gardiyanlarca koğuşuna götürülüyordu.
Örfi Çetinkaya, Son Tango operasyonundan yaklaşık 8 yıl sonra hapisten çıktı. Aynı yıl, 2012’de Cemal Nayır, tahliye oldu.
“Teşekkül halinde uyuşturucu madde imal etmek ve nakletmek” suçlarından kesinleşmiş 24 yıl hapis cezası bulunan ve kırmızı bültenle aranırken İstanbul’da yakalanan Örfi Çetinkaya en son 12 Nisan 2023’te tutuklandı. O tarihten bu yana da cezaevinde yatıyordu.