Doğruysa KPSS mülakatında “Reis kime denir” diye sormuşlar; “Temel Reis” diyen kalmış, “Erdoğan” diyen geçmiş.
Bunu söyleyen CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Böyle sübjektiflik olur mu” diye soruyordu.
Dün, KPSS yazılı sınavında en yüksek notu alıp mülakatta elenenlerin isyan günüydü. #MülakataHayır etiketi sosyal medyada milyonlar tarafından paylaşıldı. Alanında doktora yapan, KPSS’de bölüm birincisi olan Sultan Fidan, “Hangi kıstasa göre elediniz” diye soruyordu, Erdoğan ve onun Milli Eğitim Bakanı’na…
Cevap, “Reis” sorusunda saklı aslında… “Reis” denince aklına Temel Reis gelenlerin, mülakatta hiç şansı yok. Bütün kadrolar, “Tek Reis Erdoğan’dır” diyecek yağcılara ayrıldı çünkü…
Ama korkarım mesele sadece kadrolaşma da değil. Daha derindeki mesele, okumuş insan düşmanlığı… “Alanımda doktoram var, diplomam var” laflarını Erdoğan, hakaret olarak algılıyor. Diplomasızlığını yüzüne vuranlardan, kitap okuyanlardan, hele yazanlardan nefret ediyor.
Ne demişti o rektör yardımcısı: “Ülkede okuma oranı arttıkça, beni afakanlar basıyor. Ben cahil, okumamış, tahsilsiz olanların ferasetine güveniyorum. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar onlar… En tehlikeli olanlar ise üniversite mezunları…”
Bunları söyleyen bir profesördü. Erdoğan bu saçmalığı o kadar beğendi ki, saçmalayana YÖK’te görev verdi. Cahil cühela sağlıktan ekonomiye kadar devletin kilit noktalarında; ülkenin okumuş yazmışları hapiste, mezarda, sürgünde…
Alman Akademik Değişim Servisi, Türkiye’den gelip Almanya’daki üniversitelere kayıt yaptıran öğrenci sayısında 2017’den beri büyük artış olduğunu duyurdu geçen gün… 2016’ya kadar yıldan yıla ancak binde 3 civarında artan öğrenci sayısı, 2017’de önce yüzde 10’a, 2018’de yüzde 12’ye yaklaşmış. Asıl krizin ondan sonra başladığı düşünülürse bugün bu rakamın çok daha arttığı tahmin edilebilir.
Cehaletin iktidarı yıkılana dek bu beyin göçü sürer gider böyle…