• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Temmuz 13, 2025
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

      Ülkede tüm taşlar yerinden oynadı, sarsıntı büyük: Finali gören Saray korkuyor

      Ülkede tüm taşlar yerinden oynadı, sarsıntı büyük: Finali gören Saray korkuyor

      Siyaset ekonomik yıkımı hızlandırıyor

      Siyaset ekonomik yıkımı hızlandırıyor

      “Satın alıyorum, öyleyse varım…”

      “Satın alıyorum, öyleyse varım…”

    • Yaşam
      İhtiyarlara yer yok

      İhtiyarlara yer yok

      Gazeteci Hikmet Çetinkaya son yolculuğuna uğurlandı

      Gazeteci Hikmet Çetinkaya son yolculuğuna uğurlandı

      Ölmek ya da ölmemek

      Ölmek ya da ölmemek

      Aslolan LeMan’daki karikatürün son karesi

      Aslolan LeMan’daki karikatürün son karesi

    • Türkiye
      Süreç ve ulusun yeniden inşası

      Süreç ve ulusun yeniden inşası

      Yetkili ve sorumsuz

      Yetkili ve sorumsuz

      Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

      Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

    • Dünya
      Brezilya’da halkçı referandum örneği

      Brezilya’da halkçı referandum örneği

      Trumpoloji: Barış için densizlik!

      Trumpoloji: Barış için densizlik!

      Trump'tan Hamaney'e: Onu çirkin bir ölümden kurtardım

      Trump'tan Hamaney'e: Onu çirkin bir ölümden kurtardım

      Savaş dizisinin yeni sezonu, bitmeyen 3. Dünya Savaşı

      Savaş dizisinin yeni sezonu, bitmeyen 3. Dünya Savaşı

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Süreç ve ulusun yeniden inşası

      Süreç ve ulusun yeniden inşası

      Yetkili ve sorumsuz

      Yetkili ve sorumsuz

      Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

      Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Üçüncü Dünya Savaşı

      Üçüncü Dünya Savaşı

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

    • Fotoğraf & Karikatür
      Metafor

      Metafor

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

    • Kitap & Dergi
      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitapların yalnızlığı

      Kitapların yalnızlığı

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Bu kavga hürriyet kavgası

Bu kavga hürriyet kavgası

Temmuz 3, 2025 Fikir & Yazı, Politika 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Zeynep Altıok Akatlı

Öyle derin bir sığlığa sürüklendik ki, saplandığımız bataktan bizi kurtarmasını beklediğimiz insanların vasatlığı kadar isyanımız da eylemimiz de vasat kaldı.

Bunu kültürsüzlük politikalarıyla ince ince ördüler. Her makamı sorumluluktan koparıp çıkara eşitlediler. Yenilmezliklerini, muhalefeti çektikleri kendi çap alanlarına alıştırarak sağladılar. Kendi muhalefetlerini koruyor ve azıcık uzun vadeli program, çözüm üreten, harekete geçen olursa hemen ya tutukluyorlar ya da yerleştirdikleri ayrımcılığın kullanışlı nefretine başvuruyor; o nefretin, cehaletle köpüren kazanına atmanın bir yolunu buluyorlar.

Hani meşhur fıkradaki gibi… Zebellah türkü tutturmuş dolanıyor, zira kazana doldurup kaynattıkları birbirini ayaklarından, suyun daha kaynar derinine çekiyor. Eğer dışarıdan onları kurtarmaya el uzatan olursa, kavrayıp kendini dışarı çekmek yerine onu kazanın içine çekiyorlar.

En büyük yanlışı öğrettiler önce: “Esas oğlan” parıltısına esir oldular.
Sonra “esas oğlan bir kahraman olsun, bizi kurtarsın” beklentisi yerleşti topluma da. Siyaseti neden ve sonuca değil, kişiye ve “kim” tartışmasına çivilediler. Bunu tek eksenli hale getirip “esas oğlan yarışında” körleştiler. Tek gündemli, tek dertli oldular. Sadece seçim kazanabilecek “esas oğlanı” anlatıyor, arıyorlar.

Oysa kahramanlara at lazımdır, yollarına yoldaş lazımdır, ceplerine pusula lazımdır. Kılavuz olmadan yol yürünür mü? On cephede tek başına savaşılır mı?

Yol bir ama sürek bin bir!

Bunu unuttular. Üst üste koymak yerine kuleyi devirdiler. Taşları dağıttılar. İzleksiz, belleksiz toplumun izleksiz, belleksiz öncüleri oldular. İktidar o gün hangi kartı açarsa, hangi çöpü çekerse ona odaklı mücadele pratiği; kendi yarattığı kahramanları kendi tüketmeye devam ediyor. Dün arkasında milyonlar oldukları Kemal Kılıçdaroğlu’nu, bugün bu ülkenin tüm siyasi gerçeklerini, bir ömürlük birikimi, birçok belirleyiciyi, eşlikçiyi, gelişmeyi unutmuş, tümden yargılıyorlar. Daha kötüsü, yargısız infazla üzerinde tepinerek, mücadele ettiğimiz linç ve şiddet kültürüne malzeme ediyorlar.

Onu, öznesi olmadığı bir davayı sonlandırmamakla suçluyorlar. Hızır Paşası, Bolu Beyi, zalimi, hadsizi, üslupsuzu, hırslısı, sağcısı; hepsi bir olmuş, herkes sütten ak. Hepsi hakaret ettiği partiye kırmızı halıyla, can yeleğiyle dönerken, ülkenin tüm felaketlerinin faturası seçimi kazanamayan (%48,5) eski başkanın recmiyle kesiliyor.

Oysa onun yanlışlarını tekrarlamamanın yolu yine kişilerde değil, sürekte.
Eylem ve söylemde tutarlılıkta. Değişim; en önce bu nefret ve ayrıştırmayı öğretene, kullanan ve yerleştirene karşı kapsayıcı ve bütünleşebilen bir mücadeleyle gelebilir ancak.

Sanki CHP kurultay davası, iktidarın CHP’ye kurduğu tuzak değil! Sanki bu davanın belirleyicisi olan hukuk, iktidarın hukuku değil. Sanki hukuksuzluğa sığınmış iktidar, onun demesiyle CHP ya da insan hakları lehine çalışacak.

Beklenen sözler söylense şık olur. Ama ne çözüm olur, ne söylenen yapılabilir. Kimin umurunda! Bütün öfkenin –hem de iktidarın öğrettiği nefretle– bir kişiye yöneltilmesi; şu an akıllısının da, hırslısının da, tevazu sahibinin de, bezmişin de, yılmışın da, umutsuzun da medet umduğu koca bir boşluk.

Tarafların birbirine haklı ya da haksız kızgınlığı, suçlaması, eleştirisi; bizi esir alan çapsızlığın gürültüsü olmaktan öteye geçemiyor. Sadece gündemi meşgul ediyor.

Şimdi CHP’yi etkisizleştirmek; muhalefet hakkını ve toplum üzerinde yerelden başlayarak dönüştüren, yardımlaşan, iyileştiren etkisini engellemek için uydurulmuş bir dava var.
Tutuklu belediye başkanları, bürokratlar var. İptal edilen seçimlerle başlayan, “kazandırtılmayan” seçimlerle süren bir kumpas var. Tüm bunlar olurken; yenilgisiz seçim, kalıcı rejim için yürütülen “müzakereler”, yeni anayasa kulisleri var.

Hep diyoruz ya: izlek!

Çözüm, mutlaka bütünü kavrayarak, tutarlı ve fikri takibi olan bir mücadeleyle mümkün. Barış, adalet, demokrasi… Hepsi çok önemli kavramlar ama cümle içinde kullanarak, slogan atarak, alkış alan güzel nutuklarla korunmaz.

Bugün bu davayı açabilmeye cesaret bulmalarına olanak veren takipsizliği hatırlamak için bir 10 yıl önceye gidelim.

Hatırlar mısınız? Farkında mısınız?

15 Temmuz darbe girişimi sonrası CHP Parti Meclisi’nin yayınladığı bildiriyle ilgili olarak “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan davada, 60 kişilik Parti Meclisi, Disiplin Kurulu üyeleri ve yedek üyeler yargılanıyor.

İçinden geçtiğimiz karanlık süreçte, iktidarın hukuku ayaklar altına alarak çıkarları doğrultusunda dilediği gibi eğip bükerek, talimatlarla davalar ve cezalar yaratması sürpriz değil. Hatta sıradan. Ancak kanımca bu dava, binlerce hukuksuz siyasi dava arasında farklı bir öneme sahip.

Önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na, İstanbul Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’na, önceki İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu’na İstanbul zaferi sonrası açılan davalardan bugüne uzanan yargı sopasının; kısacası partimizin başarılarıyla öne çıkan isimlerine yönelik saldırıların arkasında doğrudan partimizi ve aslında seçmenin iradesini yargı eliyle etkisizleştirmek, siyasetten uzaklaştırmak için yürütülen sistemli planın üst başlığı niteliğinde.

Parti Meclisi’nin “Yurttaşlara Çağrı” bildirgesinin yargılanması; tüm dünya kamuoyu için sürecin çarpıklığını ve usulsüzlüğü bütüncül bir itirazla gözler önüne serecek çok güçlü siyasi bir boyut taşımakta.

Kendi içinde iktidar yararına son derece kullanışlı usulsüzlük ve yanlışlar da barındıran dava, 60 kişilik Parti Meclisi üyelerinin şahsına indirgenerek, tek tek yargılanmalarıyla dikkatlerden ve güçlü argümanından koparılıyor, etkisizleştiriliyor.

Cumhurbaşkanının hemen her gün açtığı hakaret davalarından biri gibi ele alınıyor.

Bu davada yargılanan kişiler değil; Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyasi iradesidir.
Parti Meclisi, partinin en üst karar organıdır.

Siyasi partilerin ülke gündemini ve güncel gelişmeleri değerlendirerek seçmenlerine ve kamuoyuna kendi siyasi ideolojileri ve programları uyarınca açıklama yapması en doğal muhalefet hakkı ve asli sorumlulukları kapsamındadır. Bu, siyasetin doğası ve partilerin görevidir.

Bu davayla CHP’nin eleştiri hakkı, örgütlenme hakkı, temsil hakkı; yanı sıra ifade ve düşünce özgürlüğü ihlal edilerek, ana muhalefetin susturulması, sindirilmesi ve siyaset mekanizmasının önünün kapatılması istenmektedir.

Örgütlenme hakkının, Anayasa’dan ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerden doğan tüm hakların yok sayılması söz konusudur.

Bu dava açıldığından bu yana iki Genel Başkan, dört Hukuktan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı gördü.

Peki bir ülkenin en büyük siyasi partisini ablukaya alan bu fahiş yanlış, bu korkunç baskı kamuoyuna bile anlatılamamışsa; duruşmalar sadece sanık koltuğundaki siyasilerin ve avukatların kendi kaderine bırakıldığı bir süreçle yönetilirse, bu düzenin yeni hamleleri önlenebilir mi?

Kitlesel ve çok kritik böyle önemli bir davanın, geçtiğimiz günlerde dosyalar birleştikten sonra görülen ilk duruşmasında CHP kurmayları, milletvekilleri, basın, örgüt, hak savunucuları yığılmalıydı.

Belki Genel Başkan da hazır bulunmalıydı.
Açıklıkla söylemek isterim: Bu ve benzeri davalarda elbette sessiz sedasız beraat edebiliriz.
Ya da bu hukuksuzluk içinde kimimiz ceza alır, kimimiz için hükmün açıklan

hükmün açıklanması geri bırakılır.

Ama beraat ederek rahatlayamayacağımız bir çarpıklık var. Baştan yanlış olanın ifşası gibi.

Süreç uzadıkça, görevler değiştikçe; direniş ve haklılığın gür sesi ıssızlaşırsa, muktedir elbette o gün olduğu gibi fütursuzca doğrudan CHP’yi hedef alır. İş kurultay iptaline, parti kapatmaya varır.

Oysa bu dava, tek başına Parti Meclisi’nin olağanüstü ve tek gündemli toplanarak siyasi iradenin yargılanamayacağının altını çizen yeni ve kuvvetli bir metinle konu alınmalı; muhalefet özgürlüğü ilk günden korunmalıydı.

Bu dava bir izleğin başıdır.

Canan Kaftancıoğlu’ndan Özgür Çelik’e, Ekrem İmamoğlu’ndan ilçe belediye başkanlarına, önceki genel başkandan yeni genel başkana uzanan kıskaç, sessizlikten güç alıyor.

Bu izlek; seçim kaybettikleri doğu illerinde Kürt seçmene uygulanan hak gaspının, Kayyum sorununun eriştiği yerden devam ediyor.

Bu nedenle artık bu izleği kavramış ve sahiplenmiş; insan hakları, seçme ve seçilme hakkı, protesto hakkı, sivil irade hakkı gibi pek çok boyutuyla hukukun iktidarın maşası haline gelişine karşı güçlü ve sağlam bir iradeyle mücadele etmek şarttır.

Geniş kavrayışla, tüm kumpas ve intikam davaları için sözü olan güçlü bir çıkış, geçmişten geleceğe aktarımla ülke gündemine yeni bir siyasi damga vurarak etkili olacaktır.

Şüphesiz bu da kişilerden ve geçmiş hatalardan bağımsız tutulmalı; ama öğrenerek irdelenmelidir.

Ülkenin tüm sorunlarının müsebbibi belli.

Yan yana, her gün halkın hakkı için mücadele şart.

  • Kaynak Birgün

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Süreç ve ulusun yeniden inşası Fikir & Yazı
Temmuz 11, 2025

Süreç ve ulusun yeniden inşası

Yetkili ve sorumsuz Fikir & Yazı
Temmuz 11, 2025

Yetkili ve sorumsuz

Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır Fikir & Yazı
Temmuz 11, 2025

Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

ZAMAN AKIŞI

Tem 11 14:19
Arkasayfa

Süreç ve ulusun yeniden inşası

Tem 11 10:17
Arkasayfa

Yetkili ve sorumsuz

Tem 11 10:08
Arkasayfa

Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

Tem 10 12:03
Arkasayfa

Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

Tem 10 11:21
Arkasayfa

Sanal gerçeklik

Tem 10 09:39
Arkasayfa

Mama çetesi SGK’yi soymuş

Tem 10 09:34
Arkasayfa

Ülkede tüm taşlar yerinden oynadı, sarsıntı büyük: Finali gören Saray korkuyor

Tem 10 09:26
Ekonomi

Doğruyla kavga etmemek yanlış mı?

Tem 9 14:36
Ekonomi

İhtiyarlara yer yok

Tem 9 14:27
Ekonomi

İşçisiz hiçbir şey güzel olmayacak!

Tem 9 14:20
Ekonomi

Motorine zam geldi

Tem 9 14:10
Gündem

Gazeteci Hikmet Çetinkaya son yolculuğuna uğurlandı

Tem 9 09:43
Ekonomi

Siyaset ekonomik yıkımı hızlandırıyor

Tem 9 07:04
Arkasayfa

Sosyal Medyanın Gerçek Hayatta Bir Karşılığı Yok

Tem 9 06:31
Arkasayfa

Doğu’nun Uyanışı ve Batı’nın Korkusu

Tem 8 12:10
Kültür & Sanat

Caretta caretta müzesine yoğun ilgi

Tem 8 12:04
Gündem

Brezilya’da halkçı referandum örneği

Tem 8 11:36
Arkasayfa

“Satın alıyorum, öyleyse varım…”

Tem 8 11:33
Arkasayfa

Demokratik yoksunluk

Tem 7 12:26
Arkasayfa

Ölmek ya da ölmemek

Tem 7 12:23
Bilim & Teknoloji

Twitter’ın kurucusundan WhatsApp ve Telegram’a rakip: Bitchat!

Tem 7 12:21
Arkasayfa

Söyleyin Timur haksız mı?

Tem 7 11:59
Gündem

İmralı heyetinden Öcalan ile görüşme sonrası açıklama: ‘Öcalan sürecin yeni bir aşamaya geçtiğini vurguladı’

Tem 7 11:43
Ekonomi

Van’da semt pazarları krizde: “Veresiye defterlerinde boş sayfa kalmadı”

Tem 7 11:27
Arkasayfa

Aliyev ile Paşinyan’ın Zelenskileşme sendromu ve fırsattan tuzağa Zengezur

Tem 7 10:39
Arkasayfa

“Demokrasi kalsın şimdilik; savunma işi acil”

Tem 7 10:13
Arkasayfa

Tornavida

Tem 7 09:21
Arkasayfa

Aslolan LeMan’daki karikatürün son karesi

Tem 6 12:30
Ekonomi

Merkez bankalarında “gevşeme” hızlandı

Tem 6 12:13
Ekonomi

İstanbul, kira artış oranında dünyanın zirvesine yerleşti! İşte kirası en yüksek şehirler…