Murat Germen’in sanat pratiğinde mekanı algılarken başvurduğu çoklu “görme/aktarma biçimleri”, “2.5B” sergisinde küratör olarak ortaya koyduğu kurguda açığa çıkıyor.
Murat Germen’in küratörlüğünü üstlendiği “2.5B” adlı sergi, 6 Aralık tarihine dek YUNT’ta izleyiciyle buluşuyor. İki boyut ile üç boyutun ara noktasındaki bir temsil yöntemi olan iki buçuk boyut evrenini keşfetmeye davet eden sergi, iki buçuk boyutun ayırt edici özelliği olan derinlik yanılsamasına eğiliyor.
Dünyayı üç boyutlu algılarken gözleneni temsil etme aşamasında ise çoğunlukla iki boyuta indirgememiz YUNT’un Murat Germen küratörlüğünde açılan yeni sergisinin temel meselesini oluşturuyor. Bu temsili indirgeme içerik aktarımında görsel, içeriksel, algısal bazı kısıtlara neden oluyor ve bu yüzden aktarıcılar bu iki farklı boyutun ara noktasında duran bir temsil yöntemi arayışına girebiliyorlar. Bu ara noktaya iki buçuk boyut evreni deniliyor.
İki buçuk boyutun iki ile üç boyut arasındaki araf bölge olduğunu söyleyen Murat Germen, bu orta kesimin her iki boyutun da tekniklerini barındırabileceğini, bağımsız, kendine has, özgün ve emsalsiz bir aktarım biçimi olduğunu ifade ediyor. Bütünüyle üç boyut olarak algıladığımız mimarilerde bire iki buçuk boyut detaylarına rastlayabildiğimizin altını çizen Germen, iki buçuk boyutu bir nevi rölyef kavramı ile de özdeşleştiriyor.
Murat Germen’in sanat pratiğinde mekanı algılarken başvurduğu çoklu “görme/aktarma biçimleri”, “2.5B” sergisinde küratör olarak ortaya koyduğu kurguda açığa çıkıyor. Sergiye yön veren kurgu, Germen’in fotoğraflarında karşılaşılan ve “diğer boyutları bakanın algısında inşa etmeye yönlendiren” yaklaşımdan hareket ediyor. Tanzer Arığ, Gökçen Ataman Tanyer, Nora Byrne, Gizem Çeşmeci, Nermin Er, Semih Zeki’nin çalışmalarının yer aldığı sergi; temsil, algı, boyut, katman, tasvir, dönüşüm, aktarım, gösterim, gözlem, aşinalığın kırılması gibi kavramlar hakkında soru işaretleri oluşturuyor ve bir tartışma zeminine davet ediyor.
Merkez dışında konumlanışın geçe sene Emre Zeytinoğlu eşliğinde hayata geçen sergiler yapmaya iten önemli faktörlerden olduğundan bahseden YUNT’un kurucusu Muratcan Sabuncu, geçtiğimiz yıl gerçekleşen şehrin merkezini ve görünmeyen yüzünü sorgulayan sergi serisini hatırlatıyor. Bu sene de bu düşünce biçimine eklemlenen bir program hazırladıklarından bahsediyor. Geçen sene sergiler vesilesiyle şehrin sınırları sorgulanırken bu sene de ilk sergi mekânın üretimine dair bir tetikleyici olarak konumlanıyor. Şehirdeki pek çok mekânı görselleştiren eserler mekanlarla kurduğumuz ilişkileri sorgulamaya yönlendiriyor.
YUNT’un konuşma programı Henri Lefebvre’nin ‘Mekânın Üretimi’ isimli kitabından ve teorisinden referansla “Mekanın Üretimini Yeniden Düşünmek” başlığıyla devam ediyor. YUNT’un yalnızca bir sergi mekanı değil bir etkileşim alanı da olduğunu hatırlatan programı çocuk etkinlikleriyle de mahalleyle güçlü diyaloğunu sürdürüyor. Kamusal alanda sanat çalıştayının bir yenisi bu yıl da yeni bir kavrama odaklanarak gerçekleşecek. YUNT, şehrin dışında var olmayı yalnızca Sultanbeyli’de olmakla değil yepyeni başka bir bakış açısıyla, mekanının özgünlüğünün ve özerk yapısının altını çizerek, kendine has bir ses, kendine has bir bakış açısı ve yepyeni bir kültür politikası önerisiyle konumluyor.
YUNT Öğrenme Programı, “2.5B” sergisi kapsamında 13 Kasım Çarşamba ve 14 Kasım Perşembe tarihlerinde 8-12 yaş arasındaki çocuklara yönelik düzenleyeceği “Sanatçılarla Ara Tatil Çocuk Atölyeleri” başlıklı programda katılımcıları sergide yer alan sanatçıların rehberliğinde mekân kavramı üzerine düşünmeye davet ediyor. “Mekanın Üretimini Yeniden Düşünmek” başlıklı konuşma dizisi ise Prof. Dr. Uğur Tanyeli ile devam ediyor. “Mimarlıkla Siyasal Tahakküm Kurulabilir mi?” başlıklı konuşma, 23 Kasım Cumartesi günü saat 15.00’te Prof. Dr. Eva Şarlak moderatörlüğünde gerçekleşecek.