Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır.
En son Yargıtay başkanı konuştu. AYM kararlarının uygulanmamasını eleştirdi. Başkan haklı da… Can Atalay meselesinde gördük. Mahkeme kararlarını kim uygulamıyor? Cevabını herkes biliyor. “Tanımıyorum”, “Saygı duymuyorum” diye en tepeden en aşağıya doğru adaletsizleştik. Kurumları, geleneklerini yıkmak isteyenler hiçbir fren olmadan istediklerini yaptı.
Önümde bir dosya duruyor.
Bu köşede, defalarca, Boğaziçi Üniversitesi’nin atanmış rektörü konu oldu. “Yaptım oldu” diyen rektörü sayesinde, üniversite, hocalarının kapıdan döndürüldüğü ancak içinde katillerin cinayet işleyebildiği yer haline geldi.
SAHTE BİLGİLERLE BAŞVURU
Biliyorsunuz, gençler üniversite sınavına hazırlanıyor. Soruyorum, çoğunun hayali bilgisayar mühendisliği. Bildim bileli de Boğaziçi Üniversitesi, devlet üniversiteleri içinde ilk sırada. Daha doğrusu sıradaydı. Ta ki 2023 yılına kadar. En son 2022’de, hem ODTÜ’nün hem İTÜ’nün önünde olan Boğaziçi Bilgisayar Mühendisliği, 2023’te ODTÜ’ye, 2025’te ise İTÜ’ye geçilmiş. Üstelik… Üniversitenin düşüşte olduğunu gören okul, 2025’te kontenjanı 105’ten 80’e düşürmüş. Buna rağmen gerilemeyi önleyememiş.
Türkiye’de ilk bine giren öğrencilerin tercihlerindeki değişimin bir nedeni var. Hikâye de bununla ilgili.
Şöyle anlatayım…
2023 yılında Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’ne Şuayb Arslan isminde bir akademisyen profesör olarak atandı. Bu atamalarda bölümün görüşünün alınması bir teamül. Ancak bölüm kurulu, Arslan için, “olumsuz görüş” bildirmişti.
Evet, atama siyasi olabilir ama “olumsuz görüş” siyasi değil. Somut bir nedeni var.
Resmi Gazete’deki başvuru ilanında, adayların yönettiği tezlerin listesi istenmişti. Arslan da sunmuştu.
Ancak yapılan incelemede görülmüş ki Arslan kendisini aslında danışmanı olmadığı iki tezin danışmanı gibi göstermiş. Yetmemiş, tez bile olmayan bir metni “yüksek lisans tezi”ymiş gibi başvuru dosyasına eklemiş. Kısacası ortada yönettiği tez mez yokmuş!
Şartlara uymayı geçtim, bölüm kurulu, bunun akademik etik ihlali olduğunu, Arslan’ın bölüme alınmak bir yana disiplin cezası alması gerektiği kanaatine varmış.
MAHKEME KARAR VERDİ AMA…
Gelgelelim…
Üniversite yönetimi, “Yaptım oldu” diyerek Arslan’ı atamış. Yetmemiş, hakkında soruşturma açılması talebi ise rektöre yakın mühendislik fakültesi dekanı Fazıl Önder Sönmez tarafından, “Özensiz başvuru yapmış” diyerek geri çevrilmiş.
Üniversitenin niteliğini savunan anabilim dalı başkanı Prof. Dr. Cem Say, meseleyi mahkemeye taşımış. İstanbul 9. İdare Mahkemesi, 27 Mart 2025’te, Arslan’ın durumu üzerine karar vermiş: “Yönettiği tezler olarak belirttiği tezlerden hiçbirine tez danışmanlığı yapmadığı ve yüksek lisans tezi olarak belirttiği bir çalışmanın bitirme projesi olduğu iddiasının bulunduğu, (…) gerekirse anılan şahıs hakkında idari soruşturma yapılıp, buna göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu inceleme ve araştırmalar yapılmaksızın müdahilin başvuru dosyasındaki yanlış beyanların salt akademik özensizlik olarak nitelendirilerek (…) işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.”
Mahkeme, ortada somut bir durum var, Arslan hakkında soruşturma açılması gerekir demiş.
Diyeceksiniz ki herhalde uygulanmıştır. Öyle çabuk karar vermeyin.
ALIP SENATOYA SOKTU
Bu işi yapacak, Boğaziçi Üniversitesi’nde bir etik kurul var. Rektör Naci İnci, etik incelemesi yapacak kurulun üyelerinin tamamını görevden almış. Yerlerine yenilerini atamış. Kurulun başkanlığına, mahkemenin “Yanlış yapıyorsun” dediği dekan Fazıl Önder Sönmez’i atamış. Daha beteri, kurul üyeliğine, mahkemenin hakkında inceleme yapılması gerektiğini söylediği, Profesör Şuayb Arslan’ı getirmiş. Mahkemenin “yap” dediğini de yapmamış. Bu ay sonunda süreç zamanaşımına girecek.
Dahası da var…
24 Şubat’ta, bu köşede, rekör Naci İnci’nin göreve gelir gelmez, üniversitede “Veri Bilimi ve Yapay Zekâ Enstitüsü”nü kurup başta tez danışmanı olduğu öğrencisi olmak üzere buraya “hatırlı atamalar” yapmasını, bunun da yargıda usulsüz bulunduğunu yazmıştım. İşte Naci İnci, yargının “Hakkında soruşturma aç” dediği Arslan’ı alıp bu enstitüye müdür yapmış! Mahkemeyle dalga geçer gibi, Arslan bu şekilde Boğaziçi Üniversitesi Senatosu’na da üye olmuş.
PEŞİNE DÜŞENE CEZA
Sen misin bu işlerle uğraşan!
Şuayb Arslan’ın başvurusundaki usulsüzlüklerin görevi gereği peşine düşen, olayı mahkemeye taşıyıp karar alan anabilim dalı başkanı Cem Say’ın hayatı değişmiş. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki torpilli atamalara gönderme yaptığı bir sosyal medya mesajı nedeniyle soruşturma açılıp, “bir günlük maaştan kesme” cezası verilmiş. Mesele bir günlük maaş değil. Bu ceza sayesinde Cem Say, üç yıl boyunca hiçbir idari görev alamayacak, hiçbir atamayı da mahkemeye taşıyamayacak.
Kurumlar nasıl çökertiliyor diye soruyoruz ya… Üniversitelerimiz nasıl dünya sıralamasında geriliyor diye şaşırıyoruz ya… Gençlerimiz neden ülkeyi terk ediyor diye endişeleniyoruz ya… İşte ülkenin en iyi üniversitesinin, en yüksek puanlı bölümünün başına gelenler böyle. En tepeden niteliksizleştirilirken, mahkeme kararlarını bile kimse takmıyor. Haliyle, lisedeki çocuklar, “Orası bozdu” diye tercihlerini değiştiriyor.
Hak eden hakkına kavuşunca hiçbir söz sahipsiz kalmayacak.




