Zaman zaman unutkanlıklar yaşadığınızda Alzheimer başlangıcı olduğunuzdan mı korkuyorsunuz? Aslında günlük hayatta karşılaştığınız unutkanlıkların tümünün yoğunluktan kaynaklandığını biliyor muydunuz? Ancak bilinen bir gerçek var ki o da yaşımız ilerledikçe beynimizin fonksiyonlarında da bazı kayıpların yaşandığı.
Genellikle beynimizin bedenimizdeki diğer organlardan daha farklı olduğunu düşünürüz. Halbuki, beynimiz de tıpkı diğer organlarımızda olduğu gibi zaman içinde bazı değişimler yaşar. Genel kanının aksine beyindeki sinir hücreleri (nöronlar) yaşla birlikte toplu şekilde yok olmaya başlamaz. Araştırmalar, bazı nöronların gerçekten de kaybedildiğini ancak yavaş da olsa yeni nöron üretiminin olduğunu göstermektedir. Aslında olan beyindeki sinir hücrelerinin küçülmeye başlamasıdır.
“İyi genler ve sağlıklı bir yaşam tarzı bu değişimin geciktirilmesine yardımcı olsa da süreci tamamen durdurmak olanaksızdır” diyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner, beynin yaşlanmasını aşamalarıyla anlattı.
20’li yaşlar: Bu yaşlardaki insanlar uzun süreli anılar oluşturmak ve karmaşık muhakemeler yapabilmek anlamında zihinsel kapasitelerinin en üst noktasında olur. Yaratıcılığın da bu yıllarda zirve yapma olasılığı vardır. Ancak bu yaşlar insanların yaratıcılıkta sınır tanımadığı da bir dönemdir. Birçok yazar, sanatçı ve müzisyen bu yaşlarda en yaratıcı dönemlerini geçirir. Az da olsa nöron küçülmesi gibi beyindeki ufak fiziksel değişiklikler insan 20’li yaşlarındayken başlar.
30’lu yaşlar: Önemsiz derecede de olsa nöron küçülmesi yoluyla beyin hacmi yavaş yavaş gerilemeye başlar. Gerçekleştirilecek bilişsel testler bazı bölgelerde meydana gelen küçük gerilemeleri tespit edebilir. Fakat bilişsel gerilemeye dair bu küçük işaretler genellikle ne birey ne de çevresindekiler tarafından fark edilmez.
40’lı yaşlar: Kırklı yaşlardaki pek çok insan, başta aktif (kısa dönem) hafıza alanında olmak üzere bazı zihinsel işlemlerde biraz yavaşlama olduğunu hisseder. Telefon numaraları hatırlamak, kafadan hesap yapmak veya hafızaya dayalı zorlu kağıt oyunları oynamak önceki yıllara göre daha yorucudur. Beyin hacmindeki yavaş azalma devam eder ve hatta hızlanabilir.
50’li yaşlar: Ellili yaşlarda beyin hacmi azalma sürecinin hızlanmasıyla birlikte hafızada ve diğer başka kavrama alanlarında daha belirgin değişiklikler ortaya çıkacaktır. Bu yaşlardaki kişilerde yeni bir şey öğrenmek biraz daha fazla zaman gerektirir ancak öğrenilen bilgiler genellikle unutulmaz. Kelimeleri ve isimleri hatırlamak eskiye göre daha uzun sürer. Aynı anda birden fazla işle meşgul olmak daha zor hale gelir. Ayrıntılara olan ilgi azalır. Yaşanmış bir olayın gerçekleştiği yeri ve zamanı hatırlamak zorlaşır. Görsel-mekansal işlem yapmak daha güçleşir.
60’lı yaşlar: Beyin hacmindeki kayıplar devam eder. Beynin hafıza ve diğer bilişsel becerileri için gerekli olan yapılar özellikle tehlikeye açıktır. Söz konusu yapılar gençlik yıllarına kıyasla yüzde 25 oranında küçülmüş olabilir. 50’li yaşlarda kendini göstermeye başlayan bilişsel değişiklikler 60’lı yaşlarda daha da fark edilir hale gelir. Bilişsel işlem yapma hızı daha da yavaşlayarak yeni bilgi öğrenme veya karmaşık zihinsel işlerde uzmanlaşmak daha da zorlaşır. Bununla birlikte odaklanmak ve dikkat dağıtıcı unsurlardan etkilenmemek de güçleşir. Beyin yeni anılar oluşturmak ve hafızadaki anıları hatırlayacak çağrışımlar bulmakta da zorlanacaktır. “Dilimin ucunda” deneyimleri giderek sıklaşır çünkü beyin isim, tarih ve kelimelere erişebilmek için daha fazla emek sarfetmek zorundadır.
70’li yaşlar ve sonrası: 70’li ve 80’li yaşlarındaki insanların bilişsel kabiliyetleri büyük farklılıklar gösterir. Birçoğu bu yaşlarda uyanıklığını korumak bir yana bilgi edinmeye devam ederler. Diğerleri için, yani bedenleri yüksek tansiyon, diyabet, aşırı alkol kullanımı gibi sağlık sorunları nedeniyle tahrip olmuş insanlarda hafıza ve genel bilişsel becerilerde ciddi gerilemeler gözlemlenir. Bunama sorunu yaşayan kişilerde bu bozukluğun belirtileri genellikle 75-80 yaşları arasında görülmeye başlar.