Bu bölümümüzde Berlin’de Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı ve buna her cins, her renk insanın eklendiği Kreuzberg mahallesinin Kottbuser Tor kısmını fotoğraflarla ve kısa notlarla anlatacağım. Kottbuser Tor metro istasyonundan çıkıp Adalbert Strasse boyunca yer alan mekanları az çok göstereceğim.
Göçün 50.yılı için hazırlanmış etkinliklerin pankartı ve yan tarafta Apo posteriyle birlikte ‘Kandil’e hava saldırısını kınıyoruz. Kürt sorununun çözümünün tek yolu Abdullah Öcalan’la dialogtur’ yazıyor. Bu pankartların altında ise kocaman ‘Kreuzberg Zentrum’ yazısı vardır. Arka tarafında ise bunun Türkçe tercümesi olan ‘Kreuzberg Merkezi’ yazar.
Mustafa’nın meşhur Gemüsekebap’ı, yani sebzeli döneri. Esasında Mehringdamm bölgesinde metro istasyonunun dibinde ufak bir büfesi vardır.Günün her vaktı önünde upuzun kuyruklar olur. Bir şube de Kreuzberg merkeze açtı ama sanki tat aynı tat değil.
Hakiki boşnak börekçisi. Böreği gözünün önünde hazırlarlar. Taptaze alırsın, hemen yan tarafta yer alan Cafe Kotti’den çayını da aldın mı al sana kral kahvaltı. Gurbet acısını anında keser.
Alter türk ya da kürt, alevi, eşcinsel gibi azınlık sayılabilecek gruplar, ya da yabancı manita yaparız, birşeyler çıkar belki diyen türk ve diğer milletlerden genç insanların takıldığı Cafe Kotti. Politik görünümlü bol ortamlı bir cafedir.
Merdivenlerin hemen altında ise, Berlin’in Türkçe rap aleminin eskilerinden ‘Killa Hakan’ın babasının bakkalı. Oğlunun posteri, peşin satan ve veresiye satan arasındaki farkı gösteren meşhur poster ve para ile şaka olmayacağını, veresiye işlere bulaşmayacağını belirten bir küçük esnaf esprisi klasiği: ölümle tehdit. ‘Hiç veresiye vermedim ben’ diyen ise tüm gün bakkalının önünde nargilesini fokurdatan sahibi.
Kreuzberg Müzesi: Giriş parası yoktur, küçük bir müzedir ancak Kreuzberg’in geçmişi, özellikle Türk göçmenlerin gelişi, ev işgalleri, polise karşı mücadeleler ve yaşanan diğer bir çok toplumsal olay hakkında fotoğraflar, videolar, gazete küpürleri bulunmaktadır.
Adalbert Strasse yakında Hasır Strasse ismini alırsa şaşırmam. Döneri icat ettiği varsayılan sahibinin, anlatılanlara göre Türkiye ve Almanya’da beş yıldızlı otelleri ve yedi sülalesini doyuracak parası varmış. Zenginin malı züğürdün çenesi. Ufak bir dönerci dükkanıyla başladıktan sonra, şimdi Kreuzberg’in en işlek ve popüler sokağında kocaman bir dönerci, ocak başı ve hamburgerci dükkanlarına sahip.
‘Nerde o eski Berlin?’, ‘Berlin çok bozuldu’, ‘Etraf hipsterdan geçilmiyor’ diyenler haklıdır, ama bira lokali Rote Rose dimdik ayakta ve hipsterlaşan Berlin’e tokat gibi cevabı vermektedir. En düşmüş kişilerin, alkol ya da uyuşturucu bağımlılarının uğrak yeri olan ve 24 saat açık olduğundan içeride zaman kavramının unutulduğu Rote Rose kepenk indirmeden, ‘Kreuzberg bitmiş aaağğbi’ denemez. Ne zaman ki burası bir vintage, tarz dükkan olur, o zaman Kreuzberg’in ruhuna el fatiha okunur.
Kazıkçı denilebilir.
55 Metin Kuaför Samsun’da yok. Burada buldum.
Böylelikle Kottbuser Tor Metro istasyonundan çıkıp, Adalbert Strasse üzerinden Naunynstrasse ile kesiştiği yere kadar geldik. Bundan sonra da bu civarları kısaca anlatacağım.