Bu haftasonu Sedat Peker’in kibrit kutusuna Saray danışmanı Korkmaz Karaca girdi. Peker, Karaca’nın, danışmanlığını yaptığı Baykal’a “kız bulma işi”ni üstlendiğini yazdı. Peker’e göre Karaca, getirdiği kızlardan birinin Antalya’daki ailesinin haberinin olması üzerine kendisiyle görüşmek istemişti. Peker, “Deniz Baykal bu durumdan haberdar olduğu için Karaca’nın eline düştü” diyordu.
Karaca’nın biyografisinden, 2017’ye kadar Baykal’ın danışmanı olduğu, Baykal rahatsızlanınca da Erdoğan tarafından AKP’ye devşirildiği anlaşılıyor. Bu transfer de, türlü ihtimalleri akla getiriyor.
Biliyorsunuz, Baykal’ın kaseti, 6 Mayıs 2010’da Metacafe diye bir sitede yayınlanmıştı. Görüntüler “Varan 1” diye servis edilmişti. Gerek bu ifadeden, gerekse görüntülerin yarıda kesilmesinden, gizli çekimin arkasının geleceği anlaşılıyordu. Hükümet, bir süre görüntülerin yayılmasına gözyumdu. Skandal, CHP’de lider değişikliğiyle sonuçlandı. Sonra da Erdoğan her fırsatta bunu Baykal aleyhine kullandı.
“Kaset Kumpası Davası” halen devam ediyor; başta Fethullah Gülen olmak üzere 170 sanık yargılanıyor. Hazırlanan 437 sayfalık mütalaada, görüntülerin kimlerce, ne zaman, nasıl kaydedildiği, detaylarıyla anlatılıyor. Bunun “siyasi sonuçlar elde etmek amacıyla yapılan bir Cemaat operasyonu olduğu” sonucuna varılıyor.
Bununla birlikte Baykal’ın skandal patladıktan hemen sonra “Pensilvanya’dan aldığı üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine inandığını” açıkladığını hatırlatmak gerek. Yani olayın faili, bugün Cemaat’e yüklenen operasyon için farklı bir görüşe sahipti. Hatırlatılması gereken bir detay daha var:
Skandal patladığında henüz Cemaat-AKP kavgası başlamamıştı. Balyoz davası ve açılım süreci sürüyordu, Baykal’ın CHP’si, “hukuk devletinde terör örgütünü muhatap alan gizli görüşmeler yapılamaz” diyerek İçişleri Bakanı hakkında gensoru istiyordu.
Peker’in açıklamaları, şimdi bir kez daha gözlerin, o dönem Cemaat’le ortaklığı süren ve daha sonra Baykal’ın danışmanını yanına alan Erdoğan’a çevrilmesine neden oluyor. Kamuoyunun görmediği “Varan-2” kaseti, yol açtığı pazarlıklarla Türkiye’nin kaderini değiştirmiş olabilir.