PKK’nin kongre kararlarıyla ‘terör-şiddet’ gerekçesi ortadan kalktı. 40 yıldır yasakların bahanesi olarak kullanılan bu zemin çöktü. Siyasi sorumluluk şimdi iktidarda.
PKK, bir süredir beklenen ve 5-7 Mayıs tarihlerinde yapıldığı açıklanan kongrenin kararlarını açıkladı. PKK 47 yıllık örgütsel varlığını ve 40 yılı aşan silahlı mücadeleyi feshettiğini duyurdu. On yıllardır başta Kürt halkı olmak üzere tüm toplum kesimlerinin hak arama mücadelelerini boğmak, her demokrasi talebini geri çevirmek için kullanılan ‘terör-şiddet’ mazereti fiilen ortadan kalktı.
Ekim ayında MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Meclisteki konuşmasıyla başlayan süreçte en somut adım, PKK’nin 12. Kongresinin kararlarını açıklamasıyla atıldı. “Yeni bir döneme girişi ifade eden tarihi kararlar” alındığı ifade edilen açıklamada, PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararları duyuruldu ve “PKK adıyla yürütülen çalışmalar sonlandırıldı” denildi.
Bu kararların uygulanabilmesi için “Öcalan’ın süreci yönetmesi”, “Demokratik siyaset hakkının tanınması” ve “bütünlüklü bir hukuki güvence” gerekliliği dile getirildi. TBMM’nin ‘tarihi sorumluluğu’ vurgulandı; “hükümet, ana muhalefet, Meclisteki tüm partiler, sivil toplum örgütleri, inanç toplulukları, basın, aydınlar, sanatçılar, sendikalar, kadın-gençlik örgütleri ve ekolojist hareketler” sorumluluk almaya çağrıldı.
Yasakların 40 yıllık ‘gerekçesi’ ortadan kalktı
Kritik nokta, bu kararların uygulanabilmesi için gerekli siyasal ve hukuki düzenleme adımlarının atılıp atılmayacağıdır. Burada asıl sorumluluğun iktidarda olduğu açık. Bu sürecin iktidarın insafı ve keyfiyetinden kurtarılmasını zorunlu hale getiriyor. 40 yıldır devletin ve iktidarların Kürt halkına yönelik baskı politikalarının, emek ve demokrasi mücadelesindeki her türlü hak ve eylemi yasaklamalarının en temel ‘gerekçesi’ ortadan kalkmış durumda.
Şimdi ne olacak?
Bu program anlaşıldığı gibi bir demokratikleşme programı değil. AKP’nin 23 yıllık iktidar olma pratiğinde demokratikleşme konusunda hevesli olmadığını, demokratikleşiyormuş gibi yaparak çeşitli siyasi odaklarla pazarlık yaptığını biliyoruz. MHP’nin niteliği tartışılmaz. Demokrasi ile MHP yüz seksen derece farklı istikamettir. (Evrensel)
