Emre AYDIN
BABAM’A
Yıl 1980 senesi ihtilal olmuş Ordu yönetime el koymuştu. Babam o esnada İzmir Narlıdere’de askerlik vazifesini yerine getiriyordu. Darbeden 1 yıl sonra askerliğini bitirip doğduğu, büyüdüğü baba ocağı Sarıkamış’a otobüse bindi İzmir Otogarından.
Babam 10 kardeşin en büyüğüdür. 6 erkek 4 kız kız kardeşlerdi. Dedem Babamı okutmak istemiş ama okumaktan kaçmıştır, Babam o yüzden halen kafasını vuru keşke okusaydım der ve Dedemin hakkını inkar etmez hiçbir zaman.
Köye döndüğünde Babam mevsim kıştı ve her yeri kar kaplamıştı. Bizim oralarda kışın hayat dururdu. Tarım ile geçinen bir köydü. Kar her yeri kapladığı için ekin ekilmezdi sadece hayvancılıktan geçim sağlanılırdı. Genelde de bu işlerde de kadınlar ilgilenirdi koyunların ve ineklerin sütünü sağarlardı.
Babam genelde ilçeye gider orda teyze çocukları olsun, amca çocukları veya da arkadaşları vakit geçirirdi.
Askerden geldikten 2 sene sonra Babam ile Annem evlendiler. Annem ise bizim yan köyde Dedemin en yakın arkadaşının kızıydı. Babam zaten annemlerin evine devamlı girip çıkardı. O eve yabancı değildi ama artık o evin Damadı olmuştu. Babam biraz asiydi ama sesini çıkaramıyordu Dedemden korkardı çok. Bu saygı mıydı yoksa hakikaten korkmuş muydu bilemiyorum.
1,5 yıl sonra Babam artık bıkmıştı tarla işlerinden yapmak istemiyordu. Kendi ayaklarının üzerinde durmak istiyordu Dedem ise Babamı bırakmak istemiyordu hep yanında olsun istiyordu bütün çocukları ile birlikte. Babalar ve oğullar arasında hep bir çatışma olur, babalar ister ki oğulları yanında olsun, oğullar da ister ki babalarının esaretinden kurtulup kendi egemenliğini kazanmak. Ve bu yüzden hep bir çatışma olur babalar ve oğullar arasında.
Artık kafasındaki planı uygulamasının vaktiydi. Yaz başlamamıştı Babam daha boştaydılar ufak tefek işler vardı köyde. Cebinde bir miktar parası vardı biriktirdiği. Onunla otogara gidip kimseye görünmeden İstanbul’a otobüs bileti almıştı 3 gün sonrası için.
Bir öğle vakti bir kenara sakladığı ufak bir çanta ile ilçeye gitti. Yolda giderken teyze oğlunu gördü onunla konuştu söyledi yapacağını İstanbul’a gideceğini. Ne kadar yapma etme gitme desede Babam dinlemedi hatta küfürler bile savurdu Teyzesinin oğluna. Ona giderken otobüse bindikten sonra annesine söylemesini istemişti. Dediği gibi de yaptı otobüs kalktıktan sonra teyzesine söylemişti. İstanbul’a gidecek otobüs otogara yanaştı ve muavin arabadan inerek “İstanbul yolcusu kalmasınnnnnnnn” diye bağırdı ve Babam otobüse binerek hayatında yeni bir yola başlamıştı.
İstanbul eski adlarıyla Byzantion, Konstantinopolis, Kanstantiniyye ve Dersaadet taşı toprağı altın şehir, uğruna savaşlar yapılan şehir ve fetedilmesi ile bir çağı kapatan, bir çağı açan şehir.
İki gün sonra İstanbul’a inmişti Harem otogarına. Elinde ufak bir valizi vardı ama gidecek bir yeri yoktu. Aslında akrabaları vardı ama onların yanına gittiğinde ona köye dönmesini tembih edeceklerdi. Artık gemileri yakmıştı geri dönmek yoktu köye. Otogardan sonra Eminönü’ne geçti vapurla. Kalabalık karşısında şaşkınlığa düştü nereye gitmesi gerektiğini bilmeden binmişti vapur. İki gün sonra Aksaray’da bir inşatta bir amelelik işi bulmuştu, gündüzleri inşatta çalışıp geceleri inşaat köşesinde yatıyordu.
İstanbul’a geleli 1 ay olmuştu Annemi de merak etmiyor değildi Babam. Annem ise bana 2 aylık hamileydi ama babamın bundan haberi yoktu, çünkü kimse Babama ulaşamıyordu. Dedem İstanbul’da herkese haber salmıştı geldiğinde mutlaka kendisine bilgi verilmesi için. Babaanem Dedeme kızıyor İstanbul’a gidip oğlunu bulmasını istiyordu.
Babam halen gitmiyordu akrabalarına Esenyurt’ ta Amcasının kızı vardı, Etiler’de ise iki tane Dayısı vardı. Aslında gitmek istiyordu sokaklarda, inşaat köşelerinde yatmaktan bıkmıştı artık. Babam da Dedem gibi inatçıydı her konuda belki de o inatları bana da geçti. Artık biraz para toplamıştı ama kalıcı bir işi ve kalacak bir yeri yoktu. En sonunda canına tak eden olay en son çalıştığı inşaat bitmişti bütün yevmiyeler verilmiş ve bütün işçiler inşaattan çıkarılmıştı. O gece Babam Aksaray’daki yeraltı çarşısında yatmaya karar vermişti elinde valizi ile birlikte. Çarşıya girmiş bir köşede büzülüp yatmıştı. Çok güzel ve derin bir uykuya dalmıştı sabah olduğunda başına koyduğu valiz ile cebinde o güne kadar biriktirdiği para çalınmıştı. Artık hiçbir şeyi yoktu dımdızlak kalmıştı ortada ve Dayısının yanına gitmeye karar verdi.
O gün gündüz geçici olarak bir yerde günübirlik çalışmış parasını aldıktan sonra akşam Etiler’deki dayısının evine gitmişti. Kapıyı yengesi açmış içeri almıştı Babamı, güzel bir yemek hazırlayıp önüne koymuş ve Babam bir çırpıda yemeği bitirmişti. Uzun bir zaman sonra ilk kez sıcak yemek boğazından geçiyordu. Dayısı 1 saat sonra gelmişti eve görünce şaşırmamıştı hatta kızdı daha önce niye gelmedin diye sonra da boynuna sarılmıştı Babamın.
Dedem hergün aramış sormuş Babamı gelmiş mi oraya diye. Dedemin niyeti oraya geldi mi İstanbul’a gidip Babamı tekrar köye götürmek, Babamın ise bir daha köye dönmeye niyeti kesinlikle yoktu. Sadece gezmek için gitmek isterdi. Babamın Dayısında olduğu haberini alır almaz Dedem ilk otobüse atladığı gibi soluğu İstanbul’da aldı. Dayının evine geldiğinde Dedem Babam işteydi. Akşam geldiğinde Babam Dedemi görünce önce şaşırdı. Dedem Babamı görünce başladı laflar söylemeye, bağırmaya ve hakaretler edip küfretmeye.
Dayı sakinleştirmeye çalışıyordu Dedemi konuşmuyor bağırıp küfretmeye devam ediyordu. Dayı ise sakinleştirmeye çalışıyordu ve başarmıştı Dedem sakinleşmişti artık. Dayı Babamı çağırdı Dedemin karşısına oturttu, konuşmaları için odadan dışarı çıktı. Dedemin geri dön ısrarı sürüyordu, Babam ise geri dönmeme ısrarı sürüyordu. Bizde inat fenaydı. Bir iş inada bindi mi mümkünü yoktu. Dedem Babama Annemin bana hamile olduğunu haberi olduğu haberini verdi burdan geri getiririm düşüncesiyle. Ama başaramadı. Babam tek lafı dedemi pes ettirdi. “Baba ben daha köye dönemem. Millete kendimi güldürmem. Bak gitti beceremedi geri döndü dedirtmem kendime. Yiyecek bir lokmam varsa burda yerim karım ve çocuğumla birlikte. Bana bir süre müddet ver Baba zamanı geldi mi ben karımı ve çocuğumu gelir alırım” dedi ve Dedem yelkenleri suya indirdi. İlk otobüs ile geri döndü ertesi gün Dedem.
Ve asıl savaş simdi başlıyordu. Önce Büyükada’da bir villada işe başladı Babam güvenlik, bahçevan getir götür işlerini yapıyordu. 2 ay boyunca orda çalıştı ama denizin ortasında içi rahat etmiyordu. 2 ay sonra işten çıktı. Tekrar inşaatlarda çalışmaya başladı. Bu arada kendine ufak bir ev kiraladı orda yatıp kalkıyordu. Arada bir köyü arıyor annemden ve aileden haber alıyordu. Ben daha doğmamıştım daha.
Babam bir gün dayısına gitti, Onun halini görünce bir daha inşaata yollamadı. Etiler’de bir apartmanda kapıcı lazım olduğunu sabah hazırlanıp birlikte gideceklerini söyledi. Emir büyük yerdendi mecbur.
Babam o gece güzel bir duş alıp, sabah temiz üstünü giyip hazır bekliyordu. Dayı geldi ve apartmana gittiler birlikte. Ve işi aldı babam kapıcılık yapacaktı Etiler’de. Aynı zamanda iş buldum diye köyü arıyacak ve bir müjdeli haber daha alacaktı. Ben doğmuştum. Bir oğlu olmuştu ve sevincinden ayakları yerden kesilmişti. Şu anda yapacağı tek şey vardı ,daha iyi ve daha fazla çalışmak. Zaten bir miktar parası vardı cebinde. Hemen kiraladığı eve gidip eşyalarını topladı ve Etiler’deki apartman dairesine getirdi. Artık evi de işi de ve oğlu da vardı.
4 ay boyunca hem kapıcılık yapıyordu ayrıca sağda solda boş vaktinde günlük işlere gidiyordu. İyi para kazanmış ve evine eşyalarını almıştı. Şimdi yapması gereken köye gidip Annemi ve beni yanına almaktı.
Apartman yöneticisinden 1 hafta izin aldı. Otogara gidip otobüs biletini aldı ve bir zamanlar kaçarak gittiği köyüne gururla dönüyordu. Gitmeden önce Annemi arayarak eşyaları toplamasını istemişti. Annem ise benim ve kendi eşyalarını toplamış Babamın gelmesini bekliyordu.
2 gün sonra Babam köye girişini yapmıştı. 2 gün köyde kaldıktan sonra tüm eşyaları toplayıp daha önceden aldığı İstanbul otobüs bileti ile Annem ile Ben ‘le birlikte İstanbul’a geri dönüyordu.
İstanbul’a inmişlerdi ve Etiler’deki apartmanın kapıcı dairesine Annem ve benimle birlikte girmişti. Yeni bir hayat başlıyordu artık Babam Annem ve Benim için…
DEVAMI GELİR…