Merhaba bu yazıda sizlere Avrupa’da neredeyse 1000 yıl sürmüş olan hem sosyal hem de ekonomik, savaşçı sınıfı temelli bir sistem olan Feodalizmin nasıl ortaya çıktığını ve bu sistemin ortaya çıkmasında rol alan tarihi gelişmelere elimden geldiğince değineceğim. Keyifli okumalar.
Roma’dan Sonra Batı Avrupa’nın Haritası
Cermen kavimleri 5.yüzyıl da Batı Roma İmparatorluğunu yıkıp bölgeye yerleşmeye başlayınca, aralarında en güçlüleri diğer kavimleri de içlerine katarak, Batı Roma topraklarında yeni Krallıklar kurdular. 510 yılına gelindiğinde Eski Batı Roma İmparatorluğu’nun haritası şu şekildeydi; İtalya ve Dalmaçya’ da kurulmuş Ostrogot Krallığı, Galiçya hariç İspanya ve Akitanya’nın güneyinde hakimiyet sağlayan Vizigot Krallığı, Galiçya’da Süev Krallığı, Kartaca’da Vandallar, Galya ve Akitanya’nın kuzeyine hakim Frank Krallığı, Alplerin batısında Burgonlar ve Britanya’da Anglo-Saksonlar idi.
Fakat İmparatorluğun Batısı yıkılmış ise de Doğu kısmı halâ güçlü ve ayaktaydı ve batıda kurulan krallıkların üstünde bir otoritesi vardı. Örneğin İtalya ve Dalmaçya’yı, Herul kavminden olan Odovakar’dan alıp İmparatorluğa bağlı bir krallık kuran Ostrogot Theoderik, çocukken, kendi kavmi, Doğu Roma topraklarına sığındığında başkent Konstantinopolis’e rehin verilmişti ve orada bir Romalı gibi yetişmişti. Ardından İmparator Zeno ona Patricilik ve konsüllük verip Magister Militum(Roma İmparatorluğu’nda en üst askeri rütbe) yapmıştı. Vizigotlar ise İmparatorlukla birçok askeri ittifak yapıp, Süevler gibi başka Cermen kabileleri ile savaşmıştı.
Frank krallığını Akitanya’ya kadar genişleten Clovis’in babası Childeric ise; birlikte gömüldüğü Roma tarzı mühür yüzüğünden anlaşıldığı ve Romalılarla birlikte Saksonların, Galya’yı işgal çabalarına karşı savaştığı için Roma’ya sağdık bir Rex yani kral idi.
Doğu Roma’nın Hırslı İmparatoru Justinianus
527 yılına gelindiğinde İmparator Justinianus, İmparatorluğun başına geçmişti ve ”Renovatio İmperii” yani ”İmparatorluğun restorasyonu” hareketine başladı. Bu hareketin amacı İmparatorluğun Cermenlerce ele geçirilen kısımlarını da alıp Roma İmparatorluğunu eski sınırlarına kavuşturmaktı.
İlk olarak Vandal krallığı 534’te düştü. 553’te ise Ostrogot krallığı. Vizigot krallığına da 552’de bir ordu gönderilmişse de sadece güneyinde ki Betica bölgesi ve doğu da Carthago Nova’ya kadar alındı.
555 yılında Doğu Roma İmparatorluğu en geniş sınırlarına ulaştı. Fakat bu seferler en çok kuzeyde Frankların işine yaradı, diğer rakip krallıkların zayıflaması ve düşmesi ile bu fırsattan yararlanıp güçlerini pekiştirdiler.
Doğu İle Batı Arasında ki Bağlar
Doğu Roma’nın batı ile en büyük etkileşim alanı Marsilya şehri ve limanıydı. Bu liman Doğu Roma bölgeleri ile batı arasında bir köprü görevi görmekteydi, özellikle imparatorluğun Suriye bölgesinde ki tüccarlar bu limana Şarap. Mısır’dakiler ise Papirüs getiriyordu hatta bazı dönemlerde Konstantinopolis, batıya altın bile ihraç ediyordu. Batı’dan ise Doğu’ya genellikle Odun, Kereste, Bal ve Köle ticareti yapılıyordu.
Batı krallıklarında yazı dilinin Latince olması, Roma’dan kalma kurumları kullanması ve Doğu Roma’nın bu ticaretle sürekli Batı ile iletişim halinde olması ister istemez İmparatorluğun bu krallıklar üzerinde etki kurmasını sağlıyordu. Para ekonomisi ve ticaret büyük oranda Frankların elinde olan Marsilya’da olduğu için Merovenj(5.yüzyıldan, 751 yılına kadar Frank krallığını kurup, yönetmiş hanedan)döneminde Frank krallığının merkezi güneydi. Akdeniz Doğu ile Batının etkileşim ağı idi.
Batı’da Frank Krallığı’nın Durumu
Fakat 7.yüzyılda bu bağ koptu. 638’de önce Suriye bölgesi yeni bir güç olarak Arabistan yarımadasından çıkan Müslümanların eline geçti, 654’te ise Mısır. 8.yy’ın ilk çeyreğine gelindiğinde ise bu güç Kuzey Afrika’yı aşıp İspanya üzerinden Avrupa içlerine ilerlemişti. 732 de yapılan Franklar ve Müslüman Emeviler arasında yapılan Tours savaşını, Charles Martel önderliğinde Franklar kazanınca Avrupa’da Müslümanların önüne bir set çekildi.
Feodal sistemin temellerinden birini Charles Martel atmıştır. Her ne kadar Hristiyanların kurtarıcısı gözüyle bakılsa da, Charles, kiliseden toprak ve mülk alıp askerlerine vermiştir. 8.yüzyıl da Batı Akdeniz Müslüman egemenliğine girmiştir, çünkü Kuzey Afrika’dan Güney Avrupa’ya gemiyle Gaza yapılıyordu ve Batı Avrupa’da zamanın en güçlü devleti olan Frank krallığı genel itibari ile bir kara ordusu devleti idi, denizlerde pek aktif bir rolü yoktu.
Bu dönemde Doğu Roma İmparatorluğu, Doğu Akdeniz’de mücadeleye devam etti ise de Batı Akdeniz’de bu gücünü devam ettirememiştir. kara da ise İtalya’ya 6.yüzyılın sonunda bölgeye kuzeyden gelen bir Cermen kavmi olan Lombardlar istila hareketleri ile Doğu Roma’nın İtalya içinde ki birliğini bozmuştu.
Frank Feodalizminin Çıkışı
Feodal sistemin nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için Frankların Merovenj ve Karolenj dönemleri arasında ki farklılıklara bakmak gereklidir. Çünkü Merovenj döneminde, Marsilya üzerinden ticaret hakimdi ve ekonomi para temelli idi. Merkez ise Roma’dan kalma yaşam biçimine alışık Neustria(Kabaca bu günün Akitanya hariç Fransa’sı) bölgesiydi. Fakat 7.yüzyıl da İslam fetihleri Akdeniz’i kapatınca ticaret zayıfladı ve ekonomi para temelli iken birden değişip toprak temelli bir hale geldi. Charles Martel’in başlattığı bu para yerine geçen, askeri sınıfa toprak verme ve karşılığında askeri hizmet beklenen sistem yıllar içerisinde pekişti.
Ticaret ve para temelli ekonominin olduğu Neustria merkezli Merovenj döneminden sonra gelen Karolenj dönemi, Austrasia(Kabaca batı Fransa, Belçika ve Orta Almanya’nın bir kısmını kaplayan bölge) kökenlidir. Ekonomisi ise toprak temelli olup, serfin ”Corvee”yani emeğiyle toprağının sahibi Şövalye sınıfına ödeme yapıp kira verdiği Şövalyenin de, Senyörüne askeri hizmet olarak ödeme yaptığı, Senyöründe, Kral’ın altında bulunduğu sistemdir. Bu toprak ve asker temelli sistem olan ve Feodal denen yapının çıkmasında kabile sistemli ve savaşçı asıllı Cermen karakterinin ve Sippe denen Cermen aile yapısının da etkisi vardır.
Sonuç olarak Frank krallığının merkezi Karolenj döneminde Akdeniz’den kopup kuzeye kaydı. Nitekim 800 yılında Charles Martel’in torunu Charlemagne(Şarlman) devleti İmparatorluk statüsüne getirdiğinde başkent Austrasia’da ki Aachen’dı. Ayrıca Merovenj döneminde sarayda Romalı unsur hakim iken, Karolenj döneminde Cermenler hakimdi. Şarlman’ın vakanüvisti Einhard, Saray Öğretmeni ve Din bilgini Alcuin de Cermen’di.
Kilise’nin Rolü
Feodal sistemle birlikte kurumların yönetimi laik sınıftan çıkıp kilisenin yönetimine kaydı. Bu dönemde zaten az yapılan ticaretin çoğunu”Peregrinus acceptor”yani yabancı tüccarlar, özellikle de Yahudiler yapıyordu. Fakat bir süre sonra kilise ticarete”Turpe Lucrum” yani haksız kazanç gözüyle bakmaya başladı.
Genelde kilise ve manastırlara yakın yerlerde ”Curte”denilen pazar ve panayırlar yapılmaya devam edildi. Eskiden olduğu gibi ticaret yapanlardan”Tonlieux”yani ticaret vergisi de alınmaya devam edildi. Batı Avrupa’da ticaretin çoğu merkezinde kaydığı kuzey bölgeleri idi. Quentovic, Dorestad, Hamburg, Londen ve York en önemli ticaret merkezleriydi. Fakat buralar 8.yüzyıl da Viking akınlarıyla büyük darbe almıştır. Batı Avrupa’da büyük ticaret hayatı ancak 11.ve 13.yy da Venedik başta olmak üzere, İtalyan şehir devletlerinde başlayacaktır. Ceneviz, Floransa, Pisa ve Amalfi gibi.
Çatışan İki Görüş
Ortaçağ tarihçisi Henri Pirenne(1862-1935)’ye göre; 7.yüzyılda ki İslami fetihler neticesinde Akdeniz, Batı Avrupa’ya kapanmıştır. Öncesinde, Roma İmparatorluğu’nun ”Mare Nostrum” yani ”Bizim Deniz” dediği Akdeniz, İslami fetihlerden önce Avrupa’yı ve Asya’yı birbirine bağlayan bir köprü görevi görüyordu. Dolayısıyla, Pirenne’nin, meşhur kitabı; Hz.Muhammed ve Şarlman’da ki tezi; Bu bloke edilmenin bir sonucu olarak batı Avrupa’nın, zengin ve lüks doğu ürünlerinden mahrum kalmasıyla ve de bunu izleyen ticari hayatın da bitmesiyle, batı, doğal ekonomiye yani takas ve toprak temelli bir sisteme dönmüştür. Nihayet, Feodalizm de bunun sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Fakat, 2022 yılında, Gene W. Heck’in, Pirenne’nin tezine karşılık bir antitez olarak yazdığı; Şarlman, Hz.Muhammed ve Kapitalizmin Arap Kökenleri’nde, Heck’in iddiası; İslami fetihlerin, batı Avrupa’yı ticaretten mahrum bırakmadığı, ticaretin İslam devletleri tarafından bütün dünya ya(Batı Avrupa’da dahil) yapıldığını, Feodalizme geçişin asıl sebebinin, Kilise’nin, Karolenjler’den sonra giderek Laik kurumları ele geçirmesi. Ardından Kilisenin faiz yasağı getirip, ticarete haksız bir kazanç olarak bakmasıdır. Heck’in iddiasına göre; 11-13.yüzyıl da, batı Avrupa’nın İtalyan şehir devletleri öncülüğünde ticari ve ekonomik kalkınmasının asıl nedeni. İtalyan tüccarların, İslam devletlerinde ki(Özellikle Fatımi İmparatorluğu)ticari sistemi özümseyip, benimsemiş olmalarıdır. Ayrıca, 11-13.yüzyıl da ki ticari kalkınma, Feodalizmin giderek zayıflaması ve şehirlerin kurulması ile eş zamanlıdır.
- Henri Pirenne. (2012). Hazreti Muhammed Ve Şarlman. ISBN: 9-789753-523493. Yayınevi: Pınar Yayınları.
- Gene W. Heck. (2022). Şarlman, Hz.muhammed Ve Kapitalizmin Arap Kökenleri. ISBN: 9-786257-312301. Yayınevi: Albaraka Yayınları.
- Umberto Eco. (2017). Ortaçağ I. ISBN: 978-605-106-623-3. Yayınevi: ALFA Yayınları.