Son bir hafta içerisinde en az 4 tekstil atölyesinde yangın çıkması, tekstil işçilerinin çalışma ortamının güvensizliğini gözler önüne serdi. İSG Uzmanı Özgümüş, “Maliyetin insandan doğru kısılmaya çalışıldığı bir çalışma ortamında da olası kazalar bir faciaya dönüşüyor” dedi.
Bilge Su YILDIRIM
Güvencesiz ve kayıtdışı çalışmanın en çok yoğunlaştığı işkollarından tekstil sektöründe atölye yangınları, sıklıkla yaşanıyor. Yalnızca son bir hafta içerisinde ülkenin farklı kentlerinden 4 tekstil atölyesi yangını medyaya yansıdı. Bir hafta önce Maraş’ta, 3 gün önce İstanbul Sultanbeyli’de, dün ise Bursa Osmangazi ve İstanbul Zeytinburnu’nda yer alan tekstil atölyelerinde yangın çıktı. Ekiplerin müdahalesiyle söndürülen yangınlarda işçilerin atölyelerde bulunmaması sayesinde can kaybı yaşanmasa da yangınlar, tekstil işçilerinin çalışma koşullarının güvensizliğini bir kez daha ortaya koydu.
Deri ve tekstil işkolu, ülkede en çok işçinin çalıştığı işkollarının başında geliyor. Tekstil, istihdam sağlamasının yanı sıra üretim ve ihracatta da ülke ekonomisinde önemli bir yer tutuyor. Türkiye, 2023 yılında dünyanın en büyük 5’inci tekstil üreticisiyken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2021 yılı verilerinde de tekstilde en çok ihracat gerçekleştiren 4’üncü ülke olarak yer alıyor. İspanya’dan Inditex grubundan ABD’den Levi’s ve Danimarka’dan Jack&Jones’a kadar dünya çapındaki pek çok tekstil devi firma, üretimlerinin önemli bir kısmını Türkiye’de gerçekleştiriyor.
Tekstil devlerinin Türkiye’yi tercih etmelerindeki en büyük neden ise ucuz işgücü. Tekstil işçilerine verilen saat başı düşük ücretler, uluslararası markaların da düşük maliyetlerle kullanacağı materyallere erişebilmelerine olanak sağlıyor. Bu zincirin üretim halkasında emek gösteren tekstil işçileri ise çoğunlukla güneş dahi görmeyen, penceresi ve havalandırması bile olmayan merdivenaltı atölyelerde karın tokluğuna çalışmaya mahkûm ediliyor. Ertesi günü çıkarmaya ancak yetecek yevmiyelerle yaşamlarını sürdürmeye çalışan tekstil işçileri, kolay tutuşacak maddeler üzerinde çalıştığı için de atölye yangınları, çalışma ortamı için büyük bir tehdit oluşturuyor.
‘ÖNLEM KALEMLERİ MASRAF OLARAK GÖRÜLÜYOR’
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin verilerine göre 2013’ten bugüne en az 388 tekstil işçisi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Yine İSİG Meclisi’nin Aralık 2023’te yayımladığı rapora göre 2013 ile 2023 arasında gerçekleşen tekstil işçisi ölümlerinde patlama ve yanma yüzde 15 ile, servis kazalarından sonra ikinci neden olarak öne çıkıyor. Çoğunluğu kaçak işletilen atölyelerde genellikle herhangi bir önlem ya da acil tahliye koridoru bulunmadığı için de meydana gelen en küçük tutuşma dahi büyük kayıplara yol açıyor. Öte yandan kadın istihdamı yüksek bir işkolu olması sebebiyle de tekstil işkolunda yaşanan iş cinayetlerindeki kadın ölümü sayısı, ülkedeki tüm işkollarında yaşanan iş cinayetleriyle kıyaslandığında ülke ortalamasının üç kat üstüne çıkıyor.
Yangında özelleşmiş İş Güvenliği Uzmanı Hansel Özgümüş, tekstil atölyelerinde çıkan yangınlar hakkında BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. Kaçak işletme ve kayıtdışı çalıştırmanın yoğunlaştığı tekstil gibi işkollarında çalışma ortamını güvenli hâle getirmeyi amaçlayan yasal prosedürlerin genellikle atlatıldığını belirten Özgümüş, denetime tabi olmamanın özellikle buna alan tanıdığını kaydetti. Nitekim bu tarz işyerlerinde olası bir düzenleme ve denetimin de ancak şikâyet üzerine müfettiş gelmesi gibi yasal bir teftiş ihtimali olduğunda gerçekleştirildiğini vurgulayan Özgümüş, şunları söyledi: “Atölye ve işyerlerinde çıkan yangınlar büyük oranda elektrikten çıkıyor. Bu sebeple tesisatın düzenli olarak kontrol edilmesi ve uygunsuzlukların giderilmesi şart. Öte yandan tekstil gibi emek yoğun süreçlerin işletildiği, çok sayıda işçinin çalıştığı ortamlarda yangınların faciaya dönüşmesinde iki neden önümüze çıkıyor. Biri insan sayısına uygun kapasitede çıkış yolu eksikliği diğeri ise çalışan sayısına göre işyeri organizasyonu yapılmaması sonucu oluşan tertip düzen eksikliği. Çalışan sayısına uygun bir işyeri düzenlemesi yapılmadığı takdirde ortamda biriken kalıntılar yangınların ilerlemesini hızlandırıyor. Maliyeti, can güvenliğinden geri plana koyan bir sistem içerisinde de her önlem kalemi işverence olası bir masraf olarak değerlendiriliyor. Maliyetin insandan doğru kısılmaya çalışıldığı bir çalışma ortamında da olası kazalar bir faciaya dönüşüyor.”