Ülkemizde kimlikler üzerinden yeterince ayrımcılık varken bunlara bir yenisi daha eklendi. Bir şahsın inançsız olmanın egoizm ve bencillik getirdiğini söylemesi, inançsız olan insanların kimliğine açık bir saldırıdır.
Bu şahsın, inançsız insanların vicdanlı ve merhametli olacağına inanmadığını söylerken babasından örnekler getirmesi, genelleme safsatasına düşmek için yeterli bir sebeptir. Bir taraftan seküler bir hayat yaşarken, inançsız insanları hedef alan bu açıklamanın tek bir sebebi olabilir: Popüler olmak. Gündem de olmak için zirveye oynayanlar, başkalarının incinip incinmeyeceğini düşünmez; onların amacı popüler olmaktır.
Her birimiz belirli bir kimlik üzerinden tanımlanırız. Kimimiz; ideolojisiyle, inancıyla, sanatıyla ve inançsızlığıyla öne çıkar. Dünyada milyarlarca insan, onlarca farklı millet ve kültür var. Hepsi yaşamın bunca karmaşıklığını ve rengini temsil ediyorlar. Her birimizin hayata karşı bakış açıları farklı düşünmemizi sağlıyor. Farklı düşünmek sorun değil, asıl sorun onur kırıcı bir şekilde başka inanca saldırarak onları incitmektir.
Değer yargılarıyla inançlar birbirlerine karıştırılmamalıdır. Renklerimiz, düşüncelerimiz, fiziksel özelliklerimiz farklı olabilir. Ancak değer yargılarımız belirli bir uzlaşı yoluyla ortak olmalıdır. Bir ateist bir inançlıdan çok daha erdemli olabilir. Nitekim bununla ilgili yüzlerce örnek getirebiliriz. Ahlaklı olmanın inançlarla ve ideolojilerle ilgisi yoktur. İyi bir insan ancak yapıp ettikleriyle, davranışlarıyla kendisini gösterir. Bu nedenle bir bireyin inanç veya inançsızlığına değil, nasıl davrandığına bakmak gerekir.
Aslolan tüm renklerimize, düşüncelerimize rağmen temel insani değerler üzerinde uzlaşmak olmalıdır. Eğer inanç ve inançsızlık üzerinden bir ahlaki yargı çıkarılsa bu yanlış bir değerlendirme olur.
Bizler karşımızdaki insanın inancından, cinsiyetinden, renginden ve eğitiminden önce davranışlarına bakmalıyız. Sınıfı ve statüsü üzerinden de bir yargıya varmamalıyız. Öyleyse insanların kimlikleri üzerinden yapılacak her türlü genel bir açıklama, kişinin çelişkiler bataklığında olmasına sebep olacaktır.
Seküler bir yaşam tarzına sahip olup, bu sınıftaki insanları egoist, merhametsiz ve vicdansız olmakla suçlamak ancak şarlatanların yapacağı bir iştir.
Ne yapmalıyız?
Belirli bir kimlik üzerinden bir kişinin hatalarına bakarak diğer insanları suçlamamalıyız.
İyi bir insan olmak için vicdan, merhamet ve empatinin yeterli olduğunu bilmeliyiz.
Peki vicdan neremizde?
Empatimizde, yaptığımız erdemli işlerde, komşusu açken tok yatmamakta, ezilenlerin yanında yer almak ve farklıkları hoş görmektedir.
Bunlar yeterlidir…
Ahmet Özkaya kimdir?