• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Mart 7, 2021
  • Hakkımızda
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      18 yılın bilançosu külliyen zarar

      18 yılın bilançosu külliyen zarar

      Peki, belki 'teröristim' ama sen yine de...

      Peki, belki 'teröristim' ama sen yine de...

      Meral Akşener’in Kürt Sorunu

      Meral Akşener’in Kürt Sorunu

      Grev hakkı, ‘2 Mart darbesi’ ve rejimin insan hakları

      Grev hakkı, ‘2 Mart darbesi’ ve rejimin insan hakları

    • Yaşam
      Kelebek Etkisi Nedir? Örnekleri Nelerdir?

      Kelebek Etkisi Nedir? Örnekleri Nelerdir?

      Her Gün Tüketmemiz Gereken 15 Gıda ve Nedenleri

      Her Gün Tüketmemiz Gereken 15 Gıda ve Nedenleri

      C Vitamini Koronavirüse Karşı Kullanılabilir Mi?

      C Vitamini Koronavirüse Karşı Kullanılabilir Mi?

      Vivarium: Maket hayatlar

      Vivarium: Maket hayatlar

    • Türkiye
      Cezaevinde çıplak aramaya karşı açlık grevi: Sesimi duyun

      Cezaevinde çıplak aramaya karşı açlık grevi: Sesimi duyun

      "Türkiye Gazetesi bulmaca ekinde ''Sapık bir mezhep'' sorusu tepkilere neden oldu

      "Türkiye Gazetesi bulmaca ekinde ''Sapık bir mezhep'' sorusu tepkilere neden oldu

      Hrant Dink cinayeti davasının karar duruşması 26 Mart'a ertelendi

      Hrant Dink cinayeti davasının karar duruşması 26 Mart'a ertelendi

      Pandemi bahane

      Pandemi bahane

    • Dünya
      Irak'ta bloke edilen İran'ın döviz rezervleri serbest bırakıldı

      Irak'ta bloke edilen İran'ın döviz rezervleri serbest bırakıldı

      Beyaz Saray'dan 'Biden neden hala Erdoğan'ı aramadı' açıklaması

      Beyaz Saray'dan 'Biden neden hala Erdoğan'ı aramadı' açıklaması

      Rapor: Pandemide en az 17 bin sağlık çalışanı hayatını kaybetti

      Rapor: Pandemide en az 17 bin sağlık çalışanı hayatını kaybetti

      Savaşın ve şiddetin orta yerinde Ortadoğulu kadınlar

      Savaşın ve şiddetin orta yerinde Ortadoğulu kadınlar

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Bitcoin bilmecesi

      Bitcoin bilmecesi

      Savaşın ve şiddetin orta yerinde Ortadoğulu kadınlar

      Savaşın ve şiddetin orta yerinde Ortadoğulu kadınlar

      Avrupalı bin 50 şirket Türkiye’den çıktı yabancı 2020’de sadece konut aldı

      Avrupalı bin 50 şirket Türkiye’den çıktı yabancı 2020’de sadece konut aldı

      Ciddi ve sıkı muhalefet yapmak için radikal olmak şart!

      Ciddi ve sıkı muhalefet yapmak için radikal olmak şart!

    • Belgesel & Film
      Şiir: Kar / Ahmet Muhip Dıranas

      Şiir: Kar / Ahmet Muhip Dıranas

      Alın Sahnelerinizi başınıza Çalın

      Alın Sahnelerinizi başınıza Çalın

      Şehir Tiyatroları oyuna çağırıyor

      Şehir Tiyatroları oyuna çağırıyor

      8. Engelsiz Filmler Festivali 18 Ekim’e kadar çevrimiçi

      8. Engelsiz Filmler Festivali 18 Ekim’e kadar çevrimiçi

    • Eylem & Etkinlik
      “Özgürleşme dilde başlar”[1]

      “Özgürleşme dilde başlar”[1]

      Lösev uyarıyor; “Belirtilere Duyarsız Kalmayın''

      Lösev uyarıyor; “Belirtilere Duyarsız Kalmayın''

      Kayyum düzenine reddiye sesleri

      Kayyum düzenine reddiye sesleri

      Saat 21:00’de camlarınıza çıkın çağrısı

      Saat 21:00’de camlarınıza çıkın çağrısı

    • Fotoğraf & Karikatür
      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

      Yaşar Fırat çizdi: Faytona binme! Atlar ölüyor

      Yaşar Fırat çizdi: Faytona binme! Atlar ölüyor

      Yaşar Fırat çizdi: Simit Sarayı

      Yaşar Fırat çizdi: Simit Sarayı

    • Kitap & Dergi
      Marksizm ve Siyaset: 'Radikal pasifizm' ve 'duyarlılık aktivizmi'

      Marksizm ve Siyaset: 'Radikal pasifizm' ve 'duyarlılık aktivizmi'

      Sofie'nin Dünyası Felsefe Tarihi Üzerine Bir Roman

      Sofie'nin Dünyası Felsefe Tarihi Üzerine Bir Roman

      Yerli ve milli istibdat heveslilerine ironik göndermeler

      Yerli ve milli istibdat heveslilerine ironik göndermeler

      Söyle Zilan; çığlığın bir şiirdir !

      Söyle Zilan; çığlığın bir şiirdir !

    • Müzik & Video
      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Bilge Su: “Açıp dinleyemesem bile müzik, zihnimin bir köşesinde hiç susmadan bana destek oldu.”

      Bilge Su: “Açıp dinleyemesem bile müzik, zihnimin bir köşesinde hiç susmadan bana destek oldu.”

      Gerçeklerden uzak bir annelik sorgulaması: 'Bağlılık Aslı'

      Gerçeklerden uzak bir annelik sorgulaması: 'Bağlılık Aslı'

R. İhsan Eliaçık

R. İhsan Eliaçık

Anayasa’da “Türk” kelimesinin tarihi

Nisan 2, 2013 Yazılar 13 yorum

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Son iki yüzyıldır devletin kendine ne dediğine, kendini hangi isimle andığına baktığımızda, “devlet aklına” dair oldukça önemli ipuçları görürüz. Bu bize devlet aklının nereden nereye geldiğini gösterecek, günümüz de yaşanan sorunlara da ışık tutacaktır.

Öyle ki ideolojinin giderek ontolojiyi yıprattığını, hatta giderek kimyasını bozmaya başladığını göreceğiz.

Bunu gösterebilmek için son ikiyüz yıldır temel devlet metinlerinde kullanılan isim ve tanımlamalar üzerine bir araştırma yaptım. Araştırmada herhangi bir kişinin özel makalesini veya görüşlerini değil “anayasa” metinlerini esas aldım.

Bakın ortaya neler çıktı.

***

*Beş sayfalık 1808  tarihli “Sened-i İttifak” metninde sekiz kez “Devlet-i Aliye” (Yüce Devlet) tabiri kullanılıyor:

“Şart-ı sani: Devlet-i Ali’ye’nin bekası ve kuvvet ve şevketinin tezahüdü içün…” (İkinci şart: Yüce Devlet’in devamı ve gücünün artırılması için…)

*Üç sayfalık 1839 tarihli Gülhane Hatt-ı Humayunu’nda beş kez “Devlet-i Aliyemiz” (Yüce Devletimiz)  tabiri geçiyor:

“Cümleye malum olduğu üzere Devlet-i Aliyemiz bidayeti zuhurunda beru ahkam-ı celile-i Kuran’aniye ve kavanin-i şer’iyyeye kemaliyle riayet olunduğundan…” (Herkesin bildiği gibi Yüce Devletimiz ilk ortaya çıktığından bu yana yüce Kuran hükümlerine ve şeriat kanunlarına tam anlamıyla uyulduğundan…)

*Beş sahifelik 1856 tarihli Islahat Farmanı’ında dokuz kez “Devlet-i Aliyem” ‘Yüce Devletim) tabiri kullanılıyor:

“Teba-i Devlet-i Aliyemin cümlesi herhangi milletten olursa olsun devletin hizmet ve memuriyetlerine kabul olunacaklarından, bunlar ehliyet ve kabiliyetlerine göre umum hakkında meriyyül icra olacak nizamata imtisalen memuriyetlerde istihdam olunmaları…” (Yüce Devletime tabi olan herkes hangi milleten olursa olsun devlet hizmet ve memurluklarına kabul edilecekler ve herkes için geçerli liyakat ve yetenek esaslarına göre göreve atanacaklardır….)

1876 yılında ilan edilen “Kanuni Esasi’ye kadar bu geleneğin bozulmadığını görüyoruz.

1861 tarihli “Abdülaziz’in culusuna müteakip saderete gönderilen hat” ve 1875 tarihli “Ferman-ı Adalet” metinlerinde de aynı şekilde ve sürekli olarak “Devlet-i Aliye” tabiri kullanılıyor.

***

Kanun-u Esasi (1876) metnine gelince tabirin değiştiğini görüyoruz. Sonraki anayasa metinlerine de kaynaklık eden 119 maddelik anayasanın ilk maddelerinde bugünkü devlet düzeninin de temelleri atılıyor. Devlet bu metinle artık kendisine resmen “Devlet-i Osmaniye” (Osmanlı Devleti) diyor:

*Madde-1  “Devlet-i Osmaniye memalik ve kıtaat-ı hazıraya ve eyalât-ı mümtazeye muhtevi ve yek vucut olmağla hiçbir zaman ve hiç sebeple tefrik kabul etmez.” (Osmanlı Devleti hali hazırda ülkesi ve eyaletlere ayrılmış halkları ile tek bir vücut olup, hiçbir zaman ve hiçbir nedenle bölünme kabul etmez.)

* Madde-8 “ Devlet-i Osmaniye tabiyetinde bulunan efradın cümlesine herhangi din ve mezhepten olursa olsun bila istisna Osmanlı tabir olunur…”  (Osmanlı Devletine tabi olan kişilerin hepsine hangi din ve mezhepten olursa olsun istisnasız Osmanlı denir…)

* Madde-9 “Osmanluların kaffesi hürriyet-i şahsiyelerine  malik ve aherin hukuk-u hürriyetlerine tecavüz etmemekle mükelleftir.” (Osmanlıların hepsi kişisel özgürlüğe sahip olup ötekinin özgürlük haklarına tecavüz etmemekle sorumludur.)

1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’na kadar geçen surede, gerek açılış nutuklarında gerekse fermanlarda sık sık Memalik-i Osmaniye (Osmanlı ülkesi), Tebea-i Osmanlı (Osmanlı uyruğu), Millet-i Osmaniye (Osmanlı milleti) tabirlerinin kullanıldığını görüyoruz.

***

İlk kez 1921 tarihli 23 maddelik Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile birlikte “Türkiye Devleti” tabirinin kullanıldığını görüyoruz.

* Madde-3 “Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve hükümeti “Büyük Millet Meclisi Hükümeti” ünvanını taşır.”

*1921 anayasasına göre devlet kendisine “Türkiye Devleti” dediği gibi ülkesine de “Türkiye” demektedir :

Madde-10 “Türkiye coğrafi vaziyet ve iktisadi münasebet nokta-i- nazarından vilayetlere, vilayetler kazalara münkasem olup kazalar da nahiyelere terekküp eder.”

1921 anayasasına (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) baktığımızda, 1923’deki değişiklikler de dahil “Türkiye Devleti, Türkiye Reisicumhuru” vb. başında “Türkiye (Türkiya) olan tabirlerin kullanıldığını görüyoruz. Henüz “Türk devleti” veya “Türk milleti” tabirleri anayasa metnine girmemiştir.

1921-1924 yılları arasında yürürlükte olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun, bu yönüyle, Türkiye’nin kurucu ruhunu tam anlamıyla yansıttığını söyleyebiliriz. 20.1.1337 (1921) tarih ve 85 nolu bu kanunun hiçbir yerinde “Türk Devleti” veya “Türk milleti” tabiri geçmiyor. Israrla devlet kendisine “Türkiye Devleti”, halkına da ön eksiz olarak “Millet” tabirini kullanıyor.

 1921 anayasası (Teşkilat-ı Esasi’ye Kanunu) ilk haliyle böyleyken, sonraki yıllarda anayasaya beş kez önemli müdahalelerde bulunularak içeriğinin epeyce değiştirildiğini görüyoruz; 1924, 1928, 1931, 1934, 1937 yıllarında yapılan müdahalelerle “Türk”, “milliyetçi”, “halkçı”, “devletçi”, “inkılapçı”, “laik” tabirlerinin anayasa girdiğini görüyoruz.

*1960 tarihli Milli Birlik Komitesi’nce hazırlanan anayasa metninde, özellikle giriş kısmında “Türk” vurgusunun iyice artırıldığını görüyoruz. Defalarca “Türk yurdu, Türk vatanı, Türk ordusu, Türk cumhuriyeti, Türk milleti” tabirleri kullanılıyor.

*1982 anayasasında ise, 1961’dekinin genel çerçevesi korunuyor fakat giriş kısmında vurgu daha da artırılarak “mistik” ve “romantik” bir boyut da katılıyor;

“Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda… demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur…”

SONUÇ

Görüldüğü gibi “Devlet-i Aliye-Osmanlı Devleti-Türkiye Devleti-Türk Devleti-Atatürk Cumhuriyeti” şeklinde seyreden çizgi son ikiyüz yılın da panoramasıdır.

Nereden nereye gelindiği apaçık ortadadır.

Bu seyri yorumlarsak, devlet aklı giderek küçülen bir seyir izlemiştir. İmparatorluk aklı giderek etnik bir site devleti aklına, hatta son tahlilde İbn Haldun’un tabiri ile “tek bir kişinin asabiyetine dayalı” (infirad) yönetimine (ideolojisine) dönüşmüş ve o bütün her şeye egemen kılınmıştır.

Devlet aklı açısından bakarsak bunu ilerleme olarak görmek mümkün değildir. Bir halkın örgütlenmiş basireti olarak ortaya çıkması gereken “devlet aklı” giderek küçülmüş, büzülmüş, içine kapanmış, sonunda bütün her şey “tek bir kişinin asabiyetine” ve onun korunması ve kollanması noktasına gelip dayanmıştır.

Eski çağlarda buna ne dendiği ise herkesin malumudur…

Bu noktada devletin 1921 ruhunda ifade edildiği şekliyle kendini yeniden tanımlamaya şiddetli ihtiyacı vardır.

Anadolu’da ilki 1299’larda, ikincisi de 1921’de sağlanan, bu toprakların görüp göreceği yegane iki “kurucu ontoloji”, günümüz şartlarında “üçüncü kez” yeniden sağlanmak zorundadır. İlkinden Osmanlı, ikincisinden Türkiye doğmuştu…

***

Gerçek anlamda devlet aklı kurar, korur, yaşatır, birleştirir, yeniden inşa eder, büyütür. “Kabile aklı” veya “kişi kültü” ise tek tipleştirir, dağıtır, kaçırır, küçültür.

İktidar mantığı “güç” üzerinden işler. Ona göre güçsüz olmak günahtır. Dinin mantığı da “hak” üzerinden işler. Ona göre de haksız olmak günahtır. Devlet aklı ise gücü ve hakkı bir araya getirir ve mantığını “adalet” üzerine kurar. Adaleti güç ile ayağa diker; gücü adaletin emrine verir. Bu denge bozulduğu an meşruiyet sorunu yaşanır.

Devlet adaletten saptığı an meşruiyetini kaybeder, zeval bulur. “Allah devlete zeval (gölge) vermesin” demek, “Allah devletin üzerinden adalet güneşini eksik etmesin de gölgede kalmayalım” demektir. Keza “Adalet mülkün temelidir” demek, “Devlet dediğin adalet için vardır” demektir.

Bu nedenle devlet aklı dışarıdan ithal edilerek oluşamaz. Bilakis kendi toprağından, tarihi ve manevi ikliminden, halkın hür ve bağımsız yaşama iradesinden, yükselme ve ilerleme arzusundan, hak ve adalet özleminden ve de bunların menbaı olan ma’şeri (halk) vicdanından doğar…

Bundan kopulduğu an devlet ile halk arasında derin bir çelişki ve onulmaz bir çatlak oluşmuş demektir. Bu durumda yapılması gereken ise halkın bütün alanlarda devletini temellük etmesi yani duruma el koymasıdır. Aksi halde yeryüzünde yaşamaya ve bir bayrak dalgalandırmaya hakkı yoktur…

 

 

13 Comments

  1. Avatar
    Mehmet Bayram İlkimen
    2 Nisan 2013 at 11:09

    Sevgideğer Hocam;

    Dini anlatamamışız, \”milletsizliği\” nasıl anlatacağız? Türk\’ü kaldırırken, neden kürt\’ü ortaya çıkarıyoruz. Bir millet batarken bir millet doğuyor. Bu ne yaman çelişki. Mikro milliyetçilik şu gün için emperyalizmin işine yarar. Ülkede feodalizmi tasviye etmeden atılacak her adım ne yazık ki göz yaşı ve hüsrandır. Saygılarımla.

  2. Avatar
    Osmanlı döneminde tarihsel süreç ne olursa olsu
    2 Nisan 2013 at 12:37

    Osmanlı döneminde tarihsel süreç ne olursa olsun devlet ve insanlar \”Hanedan\” a aitti. Türkiye sürecinde ise hedeflenen halka ait bir devlet ve bağımsız, birlik halinde, kaderine hükmedebilecek bir toplum oluşturmaktı. Ne yazık ki iç-dış çıkar çevreleri (emperyalist-feodal-kapitalist) bunu hep baltaladı, sonunda günümüzün kokuşmuş düzenine kavuştuk. İhsan Eliaçık\’ı severim, ancak bu terörist-şoven Kürtçülere yandaşlığı hatadır. Nereden getirirse getirsin delilleri çürümeye mahkum : 1- Türkiye ne demek ? Türk\’ün, Türk\’e ait , demek ki tüm Türkiye süreci bugüne dek inişiyle çıkışıyla tek yoldur. 2- Bir de hep dile getirdikleri bir ayette geçen dillerin, renklerin Allah\’ın ayetleri olduğu konusu var ; burada dili Arapça olmayanlara çağrı ve kolaylık var , \”kendi dilinde Kur\’an\’ı oku, öğren ve yay\” deniyor, dinimizi bir dilin sınırlarına hapsetmememiz isteniyor. Ey İhsan Eliaçık, ayır kendini bu hayasız akından, Akif ayağa kalksa bugün Türk Milleti ile saf tutardı.

  3. Avatar
    mahmut ayral
    2 Nisan 2013 at 15:00

    son söyledikleriniz gerçekten size yakışan sözlerdi. Adalet bir devlet için olmazsa olmazdır. Ne olmuş peki anayasada türk kelimesi kullanılmadığı zamanlarda adalet mi tesis olmuş ?? Türk lafı kullanılınca birden adalet mi yok olmuş?? İngilizlerin arapları kopardığı gibi AKP de adına kürt denilen ve yeni oluşturulan bir topluluğu bizden koparmaya çalışıyor. PKK ile birlikte yapıyorlar. Sorulduğu zaman Kürt nedir kimdir ?? cevap yok, tarihte karşılığı da yok. Yeni bir milliyet oluşturma oyunu sevmediğiniz kapitalistler tarafından oynanıyor . Devletin kendine ne dediği değil, insanların devletine ne dediği önemlidir… ırkçılıkla- milliyet meselesini neden aynı kavramlarmış gibi yorumluyorsunuz anlıyamıyorum !!!

  4. Avatar
    Veysel Batmaz
    3 Nisan 2013 at 07:38

    Asıl soru \”Türk\” adındadır. Bilindiği gibi bu kelime Çinliler tarafından Kuzey\’den gelenler için kullanılmış bir kelimedir. Sanırım Marko Polo gibi gezginler tarafından Avrupa\’ya taşınmış ve Avrupa\’da, 12. yy sonrasında Doğuya ve özel olarak da Anadolu\’ya \”Turkiya\” olarak izafe edilmiştir. Bu izafetin en önemli nedeni de, Çinlilerin \”Türk\” dediği kabilelerin 12 yy civarında artık Anadolu civarına gelmiş olmasıdır (Moğollar). Bu kelime çok sonraları Vambery-Cohen tarafından 1850\’lerde bir etnisite adını almıştır ve Osmanlının son dönemlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Bu tarihlerde ünlü Rus Türkolog Katanov’un, hiç birinin adında Türk geçmediği 18 “Türk” devleti sıralamaktadır. Bunların içinde mesela Göktürk yoktur. (Bkz: N.F. Katanov, Türk Kabileleri Arasında, (Çev:Attila Bağcı) Kömen Yay., Konya, 2004, ss: 93-95.) Bu konuda ayrıntılı bilgi isteyenler \”Atlantis\’in Dili Türkçe\” kitabıma başvurabilirler. Konuştuğumuz dil olan Türkçe denilen dil ile \”Türk\”lüğün tarihi çok ayrıdır ve Atatürk döneminde incelenmeye başlandığı halde, 1940\’larla birlikte, 1938 yılında Güneş Dil Kuramı üzerine hararetle! yazı yazan Şemseddin Günaltay\’ın başını çektiği bir grup tarafından sekteye uğratılmıştır. Tarih böylesine garip ve çelişki doludur. İnceliyicilerini bekliyor. Benim umudum yok ya, bakarsınız DEMOKRATİK MODERNİTE\’de olur bu iş… İhsan Hoca\’nın özellikle 1924 sonrası kurucu metinlerde yer alış tarzına dikkat çekişi önemlidir.

  5. Avatar
    Faruk
    3 Nisan 2013 at 12:14

    Türkiye, Türklük, Atatürk Cumhuriyeti, Milliyetçilik, Atatürk Milliyetçiliği gibi kavramlar sınırlayıcı, küçültücü, dar alancı bir vizyona işaret etmiyor mu? Oysa insanın gönlü; ufku, bütün insanlığı, hatta tüm evreni kapsayıcı bir kapasitede yaratılmıştır. Anadoluda yaşayan birçok insanın kendisini Türk olarak görmesi sorunlu bir anlayış değil midir? Anadolu ve Trakya\’nın yerli halkı yok muydu? Nereye gitti onlar? Bence onların çoğu Müslüman oldu ve zaman içinde hakim iktidar ve gücün etkisinde kalarak Türkleşti. Ama insanların artık \”biz Anadolunun Müslüman olmuş yerli halkıyız\” dediklerini duyuyoruz. Bu insanlara birçok bölgede \”manav\” dendiği zaten bilinmektedir. Artık insanlar \”biz misya, likya, eti, frigya, troya,lidya, ermeni, rum, kürt, laz, çerkez, gürcü milletindeniz, bunların hepsi bu topraklarda medeniyetler kurmuşlar ve sonra birçoğu müslüman olmuş halklardır.\” diyorlar/diyecekler. Bu insanlar eskiden değişik dinlerde idiler, sonra hırıstiyan oldular, daha sonra da Müslüman oldular. Bu gayet normal bir seyirdir. Şimdi kişiler Müslüman oldu diye,\”Türk oldular\” diyemeyiz. Bu etnik kökenli insanların kendilerini Türk sanmalarında kendi bilgisizlikleri yanında üzerlerinde uygulanan eğitim ve dönüştürme faliyetlerinin de etkisi olduğu bilinen şeylerdir. Burada söylediklerimi normal şartlarda orta öğretim görmüş herkesin bilmesi gerekir. Ah bu insanlar zanlardan ve ön yargılardan bilgilere geçmeyi bir becerseler. Bunlar tabi seyirlerdir. Ne kimseye ululuk, kutsallık ve ne de düşkünlük, itibarsızlık getirir. Müslüman olmak insanın elinde olan bir şeydir, ama Türk ya da Gürcü olmak kimsenin elinde olan bir şey değildir. Buna gerek de yok zaten. Fakat Müslüman olmak büyük bir şereftir, çünkü o çaba ve emekle ulaşılan ilahi bir yoldur. Vesselâm.

  6. Avatar
    mustafa
    4 Nisan 2013 at 08:30

    Herkes Türk kelimesinden neden korkuyorsunuz?Gavurlarin bile uzun tarihden beri Türklerin oturdugu yere Türkiye dedigi halde sizler dememek için her türlü dalavereyi yapiyorsunuz.Kürtistan farsca bir kelime ve yüksek plato demekdir.Tarihde Kürt toplulugu diye bir $eye rastlanmiyor.Dogu bölgesinde degi$ik topluluklar ya$amakda ve onlari yok sayarak Türklügü silerek bir toplum yaratmak çok zor.Bir arkada$ Trakya\’da veya bazi bölgelerde diger milletden insanlar oldugunu söylüyor.Bende diyorum ki eskiden LATINCE dil vardi. Nerede o dil??ÖlMÜ$ diller ve milletlet vardir.HITITLER ölü milletdir.Islamcilarin sayesine Türkleride diri diri gömüp yeni millet yaratmaya çali$iyorlar ama zor.Onlarin aga,babalari yüz yillardir Kürt milleti yaratmakiçin ugra$iyor ama bilimsel veriler onlarin tezlerini çürütüyor.Müslümanlik benim için Allahla kul arasindaki ili$kidir.Türklük benim için vaz geçilmez bir degerdir.DINLER insanlari birle$tirici olsaydi DÜNYADA OLAN DEVLET sayisi 10 geçmezdi.YAHUDI, HRISTIYAN,MUSLUMAN, HINDU gibi devletler olurdu.HER devlet kuran milletin adiyla anilir.FRANSA fransizlar tarafindan kurulmu$ ve fransizlar oturdugu için fransa denir.Almanya\’da almanlar oturur ve almanlar tarafindan kurulmu$tur..Ispanya\’da Ispanyollar oturur ve kurucularu Ispanyoldur.Ispanya\’nin 17 bölgeye ayrildigini söyleyenler olur ama hepisini bir potada eritmeye çali$iyorlar.ABD, ba$langiçda degi$ik topluluklardan olu$uyordu, hepisini tek milletde birle$tirmek için ingilizceyi zorunlu yapmi$tir. Diger tarafda kanada QUEBECDE fransizcayi serbest birakdigi için QUBEBEC bagimsiz olmak ister.OSMANLININ birlele$tirici saydigi Müslümanlik TUNUS,BAGDAT,$AM,MORA,BOSNA ,MISIR ,HICAZ VS vilayetleri neden bir arada tutamadi?Insanlarin artik YAKINDA Bütün dinleri kabul etmeyip DEIST olacagi Yüzde Yüzdür.

  7. Avatar
    Emrah
    5 Nisan 2013 at 11:58

    Türkiye’de halkın geneli ailesinde 3 – 4 nesilden öncesini bilmez. 100 yıl önce ataları Laz olan bugün kendine Zaza diyebilir. Türk halkı aile bazında etnik anlamda karma yapıdadır. Dinsel aidiyetler karma evliliklere bir ölçüde engel olmuşken, etnik köken böyle bir sonuç doğurmamıştır. Her aile içinde “eşitlik-özgürlük” adına herkes kendi etnik kökenine uygun kültürü yaşama şansına sahip midir ? Çocuklar içine doğdukları ailenin ve yakın çevrenin öğretişine göre kimlik edinir. Anne Türkmen baba Kürt ve diyelim ki günümüzde Diyarbakır’da yaşıyorlar. Hangi kültür, örf, adet bu ailenin çocuğunda kendini gösterir. Çocuk ailesince yapılandırılmadan, benim ana dilim, kültürüm var, ben böyle olacağım der mi ? diyebilir mi ? Komplekslerden kurtulalım, sen Türkçe eğitim alınca, kamuda işini bu dille görünce birileri sana Amerikalıların zamanında kölelere yaptığı muameleyi mi yapıyor ? Demek ki birilerinin kaşıması ve bir dönem devletin kültürel dil kullanımını engellemesi, Kürt etnik kökenini yok sayması ( bunda feodaller ve devlet aygıtını elinde bulunduran egemen sınıfın birlikte hükmetmek için halkı sindirme çabası etkendir ) kabileci anlayışa yol vermiş, yüzlerce yılın varolma-yaşama-ayakta kalma-etkileşim çabasına sekte vurmuştur. Burada ırkçılık, Millet olmaktan vazgeçtikçe gelişir. Kürtçülük ve Milleti dilde, kültürde, coğrafyada parçalamak bizi birbirine tamamen yabancı küçük halklar ve devletler haline getirir. Kürt, millet ve devlet olmayı başardı diyelim ( Emperyalizmin ve ırkçı Kürt hareketinin nihai hedefi budur, hem perhiz hem lahana turşusu olmaz değil mi ? ) “O” coğrafya Kürtlerin, geri kalan Türkiye hem Kürtlerin hem de Türklerin mi olacak. Sonucu görelim, kıvırmayalım, bunun geleceği nokta mübadele ya da esas o vakit katı ve acımasız bir asimilasyon olur. Kendimize gelelim, “Türk” Milletimize ait birleştirici adımız, bunu kabul edelim, sonra herkes kendini ait sandığı – hissettiği kültürü özel hayatında ve toplum içinde benzeşleriyle bir araya gelip yaşasın. Özellikle coğrafyamızda Milletsiz kalmak, ayak altında kalmaktır, bunu büyük acılar yaşamadan görelim.

  8. Avatar
    sedat
    7 Nisan 2013 at 18:29

    Tarihi süreç bizi bu noktaya getirmiştir. Bu süreçten dünyadaki tüm milletler etkilenirken Türklerin etkilenmemesini düşünmek mantıksızlıktır. Osmanlı\’nın parçalanmasının en büyük nedenlerinden biri milliyetçiliktir. Yunanından, BUlgarına, Arabından, Ermenisine, Kürtüne kadar bütün milletler ayaklanmış ve kendi milli devletlerini kurmak istemişlerdir. Fakat bir kısmı bunda başarılı olmuş bir kısmı ise, başarılı olamamıştır. Kürtlerdeki aşiret sistemi ve aralarındaki husumetler Kürtleri bir araya getirememiştir ve getirmesi de oldukça zor görünmektedir. Ermeniler ile ise büyük bir mücadele olmuştur. Daha sonra Kurutuluş savaşında yapılan mücadele ile bu günkü Türkiye topraklarında bütünlük sağlanmıştır. Kurucu unsur Türklerdir. Elbetteki adına Türkiye diyeceklerdi. Yunanlılar Yunanistan, Ermeniler Ermenistan, Arapla Arabistan derken, Türklerin bir sülale ismiyle devam etmesini beklemek masumane görünen bir Türk düşmanlığıdır.

  9. Avatar
    recep
    7 Nisan 2013 at 20:01

    İhsan hocanın tarihci kişiliğide varmış. Zaten hep böyle oluyor, çıkıyor birileri, doğru şeyler söylüyor, halk seviyor.. sevilince başlıyor yavaştan yavaşa onu ileri süren sebeplere kanalize etmeye. Hoş değil hocam yaptığınız. Kuran\’da kundaktaki bebeği suçsuz yere kurşunlayanın durumunu bi izah edin kendinize.

  10. Avatar
    ali ceylan
    9 Nisan 2013 at 18:32

    ne milletmis be kardesim. türk de türk. insanin türk olasi geliyor. cennet yolu yaptiniz türk olmayi.

  11. Avatar
    muhammet ünal
    11 Nisan 2013 at 16:32

    modern kavmiyetçilikten Rabbimiz tüm insanlığı korusun ırkçı faşistlere akıl ve fikir nasip etsin sonrada İMAN NASİP ETSİN.

  12. Avatar
    ben ila-i kelimetullaha ve nizamı aleme inanarak y
    16 Nisan 2013 at 21:18

    ben ila-i kelimetullaha ve nizamı aleme inanarak yetiştirildim evet dinimiz din dil ırk gözetmez peygamber efendimizin dediği gibi sizin en üstününüz takvada en üstün olandır bunun üzerine söz söylemek hiç kimsenin haddi olamaz islamı allah cc türk milletine nasip etti elhamdülillah ve türkleri savaşçı bir kavim olarak yaradan rabbim islamiyete sahip çıkabilmesi için bu özelliği vermiş ne zaman ki düya üzerinde tek din islamiyet olur işte o zaman kavim ırkçılık kelimesi ortadan kalkar ya bu gün hangimiz gerçek manada islamiyeti yaşadığımızı söyleyebiliriz bırakın bunları dünya türkten korkuyo nedenide müslümanlık türklere nasip olduğundandır türklük biterse müslümanlıkta biter anlayışı hakimken siz neyin davasının peşindesiniz

  13. Avatar
    Mahmut Bahçivan
    6 Haziran 2013 at 10:20

    Selamün Aleyküm Hocam,Saygıdeğer Hocam Antikapitalist mi olursun anti emperyalist mi olursun ne olursan ol ama şu müslümanlara 28 şubatta zülmeden darbeci ulusalcı zihniyetle Allah için birlikte hareket etme(eğer Allaha inanıyorsan) Artık senin ve seninle beraber hareket eden gençlikten de şüphelenmeye başladım. 28 şubatta imam hatipli olduğumuz için bizi dışlamadılar mı bunlar, başörtülü olduğumuz için bacılarımızı kamusal alandan dışarı atmadılar mı bunlar. y a hoca sen nasıl bunlarla hareket edersin ya. Yoksa sen bir ajanmısın kardeşim? Müslümanlığı kullanma .Vallahi Allahu Teala bunun hesabını senden soracak. Sana çok ağır ve altından kalkamayacak bir yğk yükleyecek sana. Hemen tövbe istiğfar et….Başbakanımızdan da özür dile şu melunlarla da beraber hareket etme…Eğer müminsen, mümin kardeşinden sana uyarı!!

Yorum Bırak Cancel reply

İlgili Haberler

Yoldaş Ne Yapmalı? Yazılar
Mart 3, 2021

Yoldaş Ne Yapmalı?

Ezilenleri Kim Kurtarır? Yazılar
Şubat 28, 2021

Ezilenleri Kim Kurtarır?

Varoluş sancıları Yazılar
Şubat 25, 2021

Varoluş sancıları

Zaman Akışı

Mar 6 09:26
Sağlık

DSÖ: Salgının 10 ay sonra biteceğini tahmin ediyoruz. Ama virüs yok olmayacak

Mar 6 09:16
Emek

KKTC’de turizm emekçileri sokağa indi

Mar 6 09:13
Türkiye

Cezaevinde çıplak aramaya karşı açlık grevi: Sesimi duyun

Mar 6 09:09
Ekonomi

Vali ve kaymakamların teftişlerdeki keyfi tutumu tepki çekiyor

Mar 6 08:54
Türkiye

“Türkiye Gazetesi bulmaca ekinde ”Sapık bir mezhep” sorusu tepkilere neden oldu

Mar 6 08:41
Dünya

Irak’ta bloke edilen İran’ın döviz rezervleri serbest bırakıldı

Mar 6 08:38
Emek

Migros işçileri 8 Mart’ı direnerek karşılayacak

Mar 6 08:36
Dünya

Beyaz Saray’dan ‘Biden neden hala Erdoğan’ı aramadı’ açıklaması

Mar 6 08:31
Ekonomi

Ekonomist Robertson: Güçlü kredi büyümesinin ardından yeni bir kriz olacağı öngörüsü

Mar 6 08:23
Bilim & Teknoloji

Pompeii: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek

Mar 6 08:16
Yaşam

Kelebek Etkisi Nedir? Örnekleri Nelerdir?

Mar 5 12:01
Dünya

Rapor: Pandemide en az 17 bin sağlık çalışanı hayatını kaybetti

Mar 5 11:35
Ekonomi

Atatürk’ün kurduğu Sümer Holding’in üç arazisi daha satıldı

Mar 5 11:31
Ekonomi

Dev Yapı-İş: Ölmemek için tek çaremiz örgütlenmek

Mar 5 11:29
Sağlık

Cinsiyetlendirilmiş zaman ve mekanlara feminist isyan: Gece yürüyüşü

Mar 5 11:28
Kadın

‘Reva görülen kader değil erkek zulmü’

Mar 5 11:24
Bilim & Teknoloji

Holografide ‘Kuantum Sıçraması’nı Görüntülemek Devrim Yaratabilir

Mar 5 11:22
Yaşam

Her Gün Tüketmemiz Gereken 15 Gıda ve Nedenleri

Mar 5 11:18
Sağlık

İnsan Bağırsağında, Daha Önce Görülmemiş 70 Bin Virüse Rastlandı!

Mar 5 11:11
Yaşam

C Vitamini Koronavirüse Karşı Kullanılabilir Mi?

Mar 5 11:06
Bilim & Teknoloji

Yaklaşan Devrim: Yapay Süper Zeka!

Mar 5 11:00
Türkiye

Hrant Dink cinayeti davasının karar duruşması 26 Mart’a ertelendi

Mar 5 10:15
Kadın

Adana’da valilik 8 Mart mitingine LGBTİ+lar ve Boğaziçililerle ilgili pankart yasağı şartıyla izin verdi

Mar 5 10:13
Fikir & Yazı

Bitcoin bilmecesi

Mar 5 10:09
Fikir & Yazı

Savaşın ve şiddetin orta yerinde Ortadoğulu kadınlar

Mar 5 10:05
Fikir & Yazı

Avrupalı bin 50 şirket Türkiye’den çıktı yabancı 2020’de sadece konut aldı

Mar 5 09:45
Politika

18 yılın bilançosu külliyen zarar

Mar 5 09:41
Dünya

Güney Kore’de göçmenler köle gibi çalıştırılıyor

Mar 5 09:38
Türkiye

Pandemi bahane

Mar 5 09:37
Ekonomi

Gelir eşitsizliği salgında arttı

  • Fikir & Yazı
  • Eylem & Etkinlik
  • Fotoğraf & Karikatür
  • Kitap & Dergi
  • Belgesel & Film
  • Müzik & Video
  • Yukarı Dön