Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda Avrupa ve İklimden Sorumlu Devlet Bakanı Anna Lührmann, geçen hafta resmi bir ziyaret kapsamında Türkiye’deydi. Önce hükümetle görüştü. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Başkan yardımcısı, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ile buluştu. Ama bununla kalmadı. Muhalefet koalisyonundaki CHP ve İyi Parti’nin ardından, kapatılması tartışılan HDP’yi de ziyaret etti. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP’nin üst düzey yöneticileri ile görüştü.
Ardından İstanbul’a geçip tam seçim öncesi, hakkında bir mahkûmiyet kararı verilen Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir görüşme yaptı. Görüşmeden sonra bunu “şüpheli bir dava” diye niteleyen bir tweet attı ve –Türkçe olarak- şöyle yazdı: “Demokratik rekabetin adil oyun kurallarına ihtiyacı var. Partilerin veya adayların seçimden önce keyfi olarak oyundan çıkarılması, son derece sorunlu olacaktır. Aynı şey, potansiyel adaylar için de geçerlidir.”
Bakan Lührmann, bir başka mesajında da hukukun üstünlüğü alanındaki gelişmeleri endişeyle izlediklerini belirtip adil seçim yarışı ve ifade özgürlüğünün önemini vurguladı.
Seçime aylar kala gerçekleşen bu ziyaret ve ziyarete eşlik eden mesajlar gerçekten önemli… Berlin, bir süredir kritik seçim öncesi Ankara’yı rahatsız etmemeye özen gösteren bir “Bekle gör” politikasına geçmiş gibi görünüyordu. Lührmann’ın ziyaretleri ve açıklamaları ise Almanya’nın hukuksuzluğa direnen muhalefeti görmezden gelmediğini ve ilkeleri savunmaya kararlı olduğunu gösteriyor.
Bakan Lührmann’la geçen Haziran ayında yaptığımız görüşmede, Alman resmi heyetlerinin daha önceki Türkiye ziyaretlerinde hükümet yetkilileriyle görüşüp muhalefeti hiçe sayarak dönmesinin kamuoyunda hayal kırıklığı yarattığını hatırlatmıştık.
https://daskulturforum.de/gespraech-ueber-meinungsfreiheit-mit-staatministerin-anna-luehrmann/
Böyle kritik bir seçim öncesi Almanya’nın yeri, iktidarın ya da muhalefetin safı değil, demokratik ilkelerin, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün yanı olmalıdır.