Yerel seçimlere 5 ay kala Meclis muhalefeti bir kez daha ittifak tartışması yürütüyor. İyi Parti lideri Meral Akşener bu kez masanın dışında kalmaya kararlı. Bu kararı gerekçelendirirken de ilginç tespitlerde bulunurken eski ortaklarına da ağır suçlamalarda bulunmayı ihmal etmiyor.
Seçimin hemen ardından başlayan partisinin kongresinde zirveye çıkan muhalefet eleştirisi hız kesmeden devam ediyor. Hem içeriye hem de dışarıya sürekli parmak sallayan, had bildiren bir üslubu benimsenmiş görünüyor. Şimdilik daha çok konsolidasyon çabası gibi görünen bu konuşmaların önümüzdeki dönem parti siyasetine dönme ihtimali de çok az değil.
MECLİS’TE KONUŞTU
İyi Parti lideri Meral Akşener dün partisinin Meclis grup toplantısında muhalefete ve iktidara neredeyse aynı oranda yer verdi. Hatta CHP iktidar partilerden daha çok azar işitti denilebilir.
Konuşması satır başlarıyla şöyle: ‘‘Akşener CHP Kurultay’ını değerlendirdi: “Kurultay süreci boyunca bizlere bol miktarda hakaret edildi, her türlü erdemi solda her türlü ahlaksızlığı da sağda gören ateşli konuşmalar yapıldı.”
Akşener ittifak konusuna girdi: “Bizim için değişen hiçbir şey yok. Bundan sonra kendimizden başka kimseye kefil olmayız. Siz isteseniz bile ben olmam.’’
Akşener hançere açıklık getirdi: “Ben hak ettiği takdirde hançeri kalbine vururum.”
Bu konuşmada da görüldüğü gibi İyi Parti lideri çok açık bir şekilde pozisyonu deklere etmiş durumda. İyi Parti, milliyetçi, muhafazakâr, batıcı bir çizgiyi kendine rehber edinmişken bu çizgiyi bozacak her türlü gelişmeden de titizlikle uzak durmaya çalışıyor.
CHP ile yaşadığı polemikte de bu yönelimin etkisi var. Bir şekilde kuruluş sürecindeki CHP katkısını, sonrasındaki yakın ilişkiyi unutturma çabası içinde girdi. CHP ile girdiği ortaklıktan istediği sonucu alamayan İyi Parti yüzünü milliyetçi toplama çevirdi.
ZAFER PARTİSİ ETKİSİ
Yaklaşık yüzde 20 bandında olduğu varsayılan milliyetçi oylar için üç parti kıyasıya mücadele veriyor. İyi Parti, bu alanın gerçek sahibi MHP ve göçmen etkisiyle palazlanan Zafer Partisi’yle mücadele etmek zorunda.
İyi Parti’nin oy aldığı iller, o ilin ilçe ve mahallerine bakıldığında seçmen profili ortaya çıkıyor. MHP’den ayrı olarak İyi Parti’nin büyük kentler ve ülkenin batısında oy tabanı var. Milletvekilliklerini de bu illerde çıkardı. Bu anlamıyla kentli seküler bir seçmen kitlesi var. Buradaki en büyük rakibi içinden geldiği MHP değil birlikte ayrıldıkları Ümit Özdağ’ın genel başkanlığını yaptığı Zafer Patisi. CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İyi Parti’nin yerine Zafer Partisi’ni ikame etmeye çalışmasının arkasında da bu benzerlik yatabilir.
Son kamuoyu yoklamaları da gösteriyor ki İyi Parti’nin oy kaybettiği illerde Zafer Partisi’nde gözle görülür bir artış yaşanıyor. Oy geçişi en çok olan iki parti görünümündeler.
PAZARLIK GÜCÜ VAR MI?
İyi Parti Türkiye’nin hiçbir ilinde birinci parti değil. Muhalefetin birinci partisi olduğu il sayısı sadece iki. Yüzde 20 bandını aşabildiği il sayısı ise üç. Tüm bu rakamlar gösteriyor ki İyi Parti’nin tek başına kazanabileceği il yok. İyi Parti’nin durumu, bu anlamıyla yakın oy oranına sahip olduğu HEDEP ve MHP’den farklı. Yerel seçimlerde pozitif ayrıcalık isteyebileceği il yok gibi. O yüzden İyi Parti siyasetini “kazandırmama” üzerine kuruyor.
Genel seçimlerde özelikle de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belli oranda etkili olacak bu yaklaşımın aday etkisinin yüksek olduğu yerel seçimlerde aynı oranda geçerli olmasını beklemek mümkün değil.
Aldığı oy, şehirler ve seçmen kitlesine bakınca Akşener’in, parti tabanını konsolide etmek için izlediği siyasetin Zafer Partisi ile yer değiştirme olarak da sonuçlanması mümkün.
∗∗∗
SAYILARLA İYİ PARTİ