Hüseyin Aygün
19 Mart’ta CHP’li İBB Başkanı İmamoğlu ile bir dizi ilçe belediye başkanı ve bürokratının tutuklanması dalgası -bugün adı neredeyse unutulmuş olan-, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer‘in “KCK üyeliği” iddiasıyla tutuklanmasıyla başlamıştı. Hâlbuki Özer’in iddianamesi çıkalı çok oldu; yargılaması da önümüzdeki ay başlıyor. Bu yazının konusu, o iddianamedir.
20 Şubat tarihli ve 83 sayfalık iddianamede Ahmet Özer tek sanık; işlediği iddia edilen suç, “silahlı terör örgütüne üye olma”. Suçun TCK’deki (m. 314/2) karşılığı 7,5 yıl hapis. “Deliller” başlığı altında, “iletişimin dinlenmesi tutanakları”, “HTS analiz raporları”, “MASAK raporu”nun yanı sıra, “tanık ve gizli tanık beyanları” da yer alıyor.
İddianamenin, 2-24 sayfalarında PKK, KCK ve HDK ile ilgili bazı değerlendirmeler var. Bu bölümde HDK’nin amaçları, stratejisi, iç yazışmaları ve faaliyetlerine dair uzun alıntılar ve yorumlar yer alıyor. 24. sayfada, HDK’ye dair, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2 Aralık 2019 tarihli kararıyla (2018/4589 E, 2019/7385 K.) “PKK/KCK terör örgütünün bir unsuru” olduğu tespiti var. Kısacası Yargıtay HDK’yi, “terör örgütünün legal uzantısı” görmektedir. Bu bölümde, Ahmet Özer’le ilgili herhangi bir değerlendirme veya suçlama yok.
25. sayfa, “PKK/KCK terör örgütünün faaliyeti olarak Kent Uzlaşısı” ile başlıyor. Cemil Bayık ve Mustafa Karasu’nun konuya dair söyledikleri ve örgütün bu yolla, “Kürt nüfusunu batıda yerel yönetimlere katmayı amaçladığı” iddia ediliyor. “Esenyurt Belediye Başkanı olan şüpheli Ahmet Özer gibi İstanbul ilinde görevli bir kısım Belediye Başkanı, Başkan Yardımcısı ve Belediyle Meclis Üyesi’nin 31/03/2024 yerel seçimler sonrasında terör örgütünce verilen talimatla “Kent Uzlaşısı” faaliyeti kapsamında terör örgütünün uzlaşma sağladığı partiden seçilmeleri sağlanarak görev yapmaya başladıkları…”Böylece Ahmet hocanın “suçu”, ilk kez zikrediliyor.
∗∗∗
Sonraki sayfa, “Ahmet Özer hakkındaki soruşturma” başlığında, ilk kez Diyarbakır D Tipi Cezaevinde 28/3/2016 tarihinde yapılan bir aramada elde edilen el yazısı bir belgenin (“14. Hafta Görüşmesi” başlıklı) sunuşu ile başlıyor. Belgede, İmralı heyetinin (11 Ocak 2014 tarihli görüşmede) Öcalan’a, “demokratik özerklik çalışmasına katılmak isteyen akademisyenlerin ve katkı sunmak isteyen Ahmet Özer’in varlığını ilettiği”, Öcalan’ın da, “İleride bu konuya değineceğim” cevabını verdiği iddiası yer almaktadır. İddianame, “yapılan görüşmelerde Abdullah Öcalan’a bilgiler veriliyor, onun talimatları alınarak cezaevlerine, HDP’ye ve Kandil’e iletildiği” tespitiyle devam etmektedir.
Diyarbakır Savcısı, hapishanede bulunan (2016 yılında) bu belge sonrası -Ahmet Özer Mersin’de yaşadığı için-, dosyayı Mersin Savcılığı’na göndermiş. Burada Mersin’e gönderilme tarihine dikkat: 2023 yılı. 2016’dan 2023’e dek (tam 7 yıl), Ahmet hocadan ifade alma, “şüpheli” sıfatıyla emniyete, savcılığa çağırma, gözaltı, dava açma vs. yok. Mersin Savcılığı ise, “başka surette delil elde etme olanağı yok” tespitiyle, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nden (2023 yılı, gün belli değil) Ahmet hocanın “telefonlarını dinleme” kararı alır.
“Dinlemeler”, s. 29’da başlıyor. İddiaya göre, Ahmet Özer, Ahmet .. isimli biriyle “Van’da adaylık” için 12 Aralık 2023 günü görüşme yapar. Ziraat, Ticaret odasını ve Van ve ilçelerinden bazı kişileri sorar. Aynı gün Mehmet K. ile görüşmesinde ona, “başsağlığı” diler. İddianame, Mehmet K.’nin, “2 suç kaydı olduğu”, “kardeşinin arandığı”, “2 yakınının da hapishanede yattığı” bilgisine yer vermektedir. Savcılık 2 gün sonra, Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla Ahmet Özer’i “teknik takip”e alır: 1 gün sonra MEBYA/DER isimli derneğe gittiğini tespit eder. İddianameye göre bu dernek, “ANFNEWS” adlı örgüt eksenli haber sitesinden paylaşımlar yapmaktadır. Mersin savcılığı, Ahmet Özer İstanbul Esenyurt’tan 31 Mart 2024 seçimlerinde CHP’den belediye başkan adayı olunca, dosyayı İstanbul Savcılığı’na gönderir.
∗∗∗
34. sayfada iddianame, Ahmet hocanın kimlerle; ne kadar sürelerle görüştüğü bilgilerine yer vermeye başlıyor. 1.1.2012-20.10.2024 tarihleri arası (yaklaşık 13 yıl) “terör suçlarından kaydı olan” 694 kişiyle görüşme ve “47’sinin arandığı” bilgisi var. İlk “şüpheli” Remzi Kartal, 14 kez 2015 yılı Ağustos ayı içinde görüşme olmuş. Bu kişi bir ara “Avrupa sorumlusu” olmakla kalmıyor; Ahmet hoca ile hemşeri ve akraba. İddianame devamında, “örgüt bağlantısı” olduğu iddia edilen kişilerin özgeçmişlerine geniş şekilde yer vermektedir.
“Şüpheli hakkındaki tanık beyanları”nda (s. 66), Hicran B. A, “Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklandığını basından öğrenince ifade vermeye karar vermiş” eski bir KCK hükümlüsü, pişmanlık beyanı olmuş (Mardin 4. ACM’deki eski yargılamasında Özer’e dair beyanı olmadığı anlaşılıyor): İfadesinde “Mersin DEHAP’ta seminer veriyordu” der. “Hermes” kod adlı “gizli tanık” -tıpkı Hicran gibi-, “2020 yılında gizli tanık olduğu” halde, “Ahmet Özer tutuklandıktan sonra ifade vermeye karar veren” bir kişi. Hermes, “Ahmet Özer’in bir yakınını yurtdışına kaçırmak için, akrabası olan DEHAP İstanbul il başkanından yardım istediğini”, “ikisinin beraber görüntülü olarak Zübeyir Aydar ile görüştüğünü”, “daha sonra örgüte yüklü miktarda para yardımı yaptığını, parayı bizzat kendisinin saydığını ama miktarı bilmediğini” söyler.
Devam edecek…