Resmi tören istemeyen aile, çevre illerden getirilenlerin cenazeye katılmasına da izin vermedi. ‘Neden subayların, generallerin, bakanların çocukları ölmüyor’ diye soran Saydam’ın annesi Hüsnücemal Saydam, ‘Çocuklar ölünce vatan sağ olsun diyorlar, vatan sağ olsun da ne? Oğlumu öldürüp bana gönderdiler’ şeklinde tepki gösterdi.
Vatan sağ olsa neye yarar
Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Tekeli (Gare) mıntıkasında çıkan çatışmada yaşamını yitiren 11 askerden biri olan Mutlu Saydam’ın cenazesi, önceki gün ailesinin ikamet ettiği Sakarya’nın Arifiye ilçesi Kirazca mahallesine getirildi. Saydam’ın cenazesinin Sakarya’ya ulaşmasının ardından askeri görevlilerin resmi tören yapmasını istemeyen aile, organize bir şekilde çevre illerden ve ilçelerden gelerek ellerinde Türk bayraklarıyla törene katılıp, slogan atmak isteyen gruba da izin vermedi. Saydam’ın cenazesi dini vecibelerin yerine getirilmesinin ardından ailesi ve yakınları tarafından defnedildi. Muş’un Malazgirt İlçesi nüfusuna kayıtlı Saydam ailesi bundan 20 yıl önce göç ederek Sakarya’ya yerleşirken, acemi birliğini Sivas’ta yaptıktan sonra usta birliği görevini Hakkari’de yapan 1989 doğumlu Mutlu Saydam terhisine 59 gün kala yaşamını yitirdi.
NEDEN GENERALLERİN ÇOCUKLARI ÖLMÜYOR?
Cenaze merasimi sırasında yaşadığı acıyla duygularını dile getiren anne Hüsnücemal Saydam, daha küçük yaşta olan oğlunun öldürülüp kendisine geri yollandığını söyledi. ‘Kürtleri ateşe atıp öldürüyorlar. Neden subayların, generallerin, bakanların çocukları ölmüyor’ diye soran anne Hüsnücemal Saydam, yaşanan savaşta hep Kürtlerin, fakir ve fukaranın çocuklarının öldüğünü ifade etti. Yolda yürümeyi bilmeyen çocukların ateşin içine sürüldüğünü vurgulayan anne, dağların başında aç susuz, hayatında silah görmemiş, silah bile kullanmayı bilmeyen çocukların savaşa sürüldüğünü aktardı. Anne Saydam ‘Çocuklar ölünce vatan sağ olsun diyorlar, Vatan sağ olsun da ne? Niye benim oğlum öldü. 15 günde komando yapıp dağlara gönderdiler. Öldürdüler bana gönderdiler, kendi kurşunlarını sıkıp bana gönderdiler, kimse vurmadı, onlar vurdu’ diyerek yaşanılanlara tepki gösterdi.
Mutlu Saydam’ın ağabeyi Nazmi Saydam ise, sorunun mecliste yaşanan çözümsüzlükten kaynaklandığını dille getirerek, ‘Meclistekiler adam gibi oturup bu işi çözselerdi bu ölümler yaşanmazdı. Demek ki kimse çözmek istemiyor. Bizim ocağımız söndü inşallah başka ocaklar sönmez. İnşallah bu mesele son bulur. Kürtler, Türkler ve Lazlar’ın ‘ne mutlu türküm’ demesine gerek kalmaz’ dedi.
Vatan sağ olsa neye yarar
Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Tekeli (Gare) mıntıkasında çıkan çatışmada yaşamını yitiren 11 askerden biri olan Mutlu Saydam’ın cenazesi, önceki gün ailesinin ikamet ettiği Sakarya’nın Arifiye ilçesi Kirazca mahallesine getirildi. Saydam’ın cenazesinin Sakarya’ya ulaşmasının ardından askeri görevlilerin resmi tören yapmasını istemeyen aile, organize bir şekilde çevre illerden ve ilçelerden gelerek ellerinde Türk bayraklarıyla törene katılıp, slogan atmak isteyen gruba da izin vermedi. Saydam’ın cenazesi dini vecibelerin yerine getirilmesinin ardından ailesi ve yakınları tarafından defnedildi. Muş’un Malazgirt İlçesi nüfusuna kayıtlı Saydam ailesi bundan 20 yıl önce göç ederek Sakarya’ya yerleşirken, acemi birliğini Sivas’ta yaptıktan sonra usta birliği görevini Hakkari’de yapan 1989 doğumlu Mutlu Saydam terhisine 59 gün kala yaşamını yitirdi.
NEDEN GENERALLERİN ÇOCUKLARI ÖLMÜYOR?
Cenaze merasimi sırasında yaşadığı acıyla duygularını dile getiren anne Hüsnücemal Saydam, daha küçük yaşta olan oğlunun öldürülüp kendisine geri yollandığını söyledi. ‘Kürtleri ateşe atıp öldürüyorlar. Neden subayların, generallerin, bakanların çocukları ölmüyor’ diye soran anne Hüsnücemal Saydam, yaşanan savaşta hep Kürtlerin, fakir ve fukaranın çocuklarının öldüğünü ifade etti. Yolda yürümeyi bilmeyen çocukların ateşin içine sürüldüğünü vurgulayan anne, dağların başında aç susuz, hayatında silah görmemiş, silah bile kullanmayı bilmeyen çocukların savaşa sürüldüğünü aktardı. Anne Saydam ‘Çocuklar ölünce vatan sağ olsun diyorlar, Vatan sağ olsun da ne? Niye benim oğlum öldü. 15 günde komando yapıp dağlara gönderdiler. Öldürdüler bana gönderdiler, kendi kurşunlarını sıkıp bana gönderdiler, kimse vurmadı, onlar vurdu’ diyerek yaşanılanlara tepki gösterdi.
Mutlu Saydam’ın ağabeyi Nazmi Saydam ise, sorunun mecliste yaşanan çözümsüzlükten kaynaklandığını dille getirerek, ‘Meclistekiler adam gibi oturup bu işi çözselerdi bu ölümler yaşanmazdı. Demek ki kimse çözmek istemiyor. Bizim ocağımız söndü inşallah başka ocaklar sönmez. İnşallah bu mesele son bulur. Kürtler, Türkler ve Lazlar’ın ‘ne mutlu türküm’ demesine gerek kalmaz’ dedi.
Çağdaş KAPLAN/ DİHA