Şiîlik veya Şiâ, (Arapça: الشيعة, Farsça: شیعه) İslâm dini mezheplerinden birisidir. Şiî İslâm ya da Şiî Mezhebi olarak adlandırıldığı da olur. Mensuplarına Şiî veya çoğul olarak Şiâ denir. Şiîlik sözcüğü, yanlışlıkla Câferîlik ile eş anlamlı olarak kullanılabilmektedir, hâlbuki Şiîlik veya Şiâ hilâfet veya imamet sorununda tarihsel olarak “Ali’ye yandaş olan kimseler” anlamına gelmektedir.[1] Başlangıç dönemindeki bu ayrılık daha sonraki devirlerde kendi kavramsal–teolojik alt yapısını oluşturarak mezhepleşmiştir.
Etimoloji
“Şia” terimi “takipçiler” veya “izdeşler” anlamına gelen Arapça شيعة kelimesinden gelmektedir. Tarihteki kullanım “Şiât-u Ali” yani “Ali’nin takipçileri” anlamına gelen شيعة علي ifadesinin kısaltılmış formudur. Sünni kaynaklar bu terimin Muhammed’in ölümünü takip eden yıllarda kullanılmağa başlandığına, Şiiler ise daha önce de kullanıldığına inanırlar.
Şiî İslam inancında Ali’nin çok özel bir yeri vardır. Şiî amentüsünde bulunan imamet anlayışına göre Muhammed bin Abdullah vefat ettiğinde yerine imâm/halife olması gereken kişi Ali’dir ve imamet Ali’nin soyundan devam eder.
Kolları
Şiîlik akımı değişik fikirler barındırmaktadır. Ortak noktaları, İslam Dîni Peygamberi Muhammed’in ölümü sonrasında imamet veya halifelik makamının Ali ile başlamak üzere O’nun soyundan gelen insanlara ait olduğunu kabul etmektir.
Şiîler arasında, İmamet hakkında farklı görüşler vardır ve bu yüzden Şiîlik genel olarak üç kategoriye ayrılmaktadır;
Zeydîler (Beşçiler)
Zeydîler, Muhammed’den sonra İmamların sıralamasının şu şekilde olduğuna inanırlar: Ali, Hasan, Hüseyin, Ali bin Hüseyin (Zeyn el Âb-ı Dîn), Zeyd bin Ali.
Daylam ve Taberistan bölgesinde 864 yılından 928 yılına kadar hüküm süren Alavîler adındaki devlet, tarihte kurulmuş olan ilk Zeydî devletidir. Tarihte değişik Zeydîinançları ortaya çıkmıştır. Günümüzde Zeydîler en yoğun olarak Yemen’de yaşamaktadırlar.
İsmailîler (Yediciler)
İsmaililere göre, İmâmet sıralaması şöyledir: Ali, Hüseyin, Ali bin Hüseyin (Zeyn el Âbidîn), Muhammed el-Bakır, Câfer, İsmail bin Câfer.
İsmaililerin imamet konusunda değişik inanca sahip farklı kolları ve inanç grupları vardır. Kimilerinde İsmail’in son İmam olduğuna inanılırken, başka İsmâilî grupları, İmamlığın İsmail’in soyundan gelen kişiler ile günümüze kadar devam ettiğine inanırlar. Tarihte Fâtımîler İsmâilî devletidir. İsmaililer, Safevîler dönemine kadar, dünya Şiîliğin çoğunluğunu oluşturmaktaydı. Günümüzde İsmailîler özellikle Hindistan, Pakistan, İran, Afganistan, Tacikistan coğrafyalarında ve Suriye’de yaşamaktadırlar.
İsnaaşeriyyeciler (On ikiciler) ve On iki imam
On ikicilere göre İmâmet sıralaması şöyledir: Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynel Abidin, Muhammed Bakır, Cafer, Musa Kazım, Ali Rıza, Muhammed Taki, Ali el Naki, Hasan el-Askerî, Muhammed (Mehdî).
On ikiciler, Safevîler döneminden beri Şiîler arasında çoğunluktadırlar. On ikici olan birçok inanç bulunmaktadır. Bunların en yaygını Câferîlik mezhebidir. Bunun dışında Nusayrîlik, Anadolu Aleviliği, Bektaşîlik, Ehl-i Hak, Malang, Nurbakşî tarikatı vs. gibi inanışlar da On ikicidir. Ama Câferîler, Câferîlik mezhebinden başka hiçbir mezhebin Şiî olduğunu kabul etmez. Diğer on ikici inanışların İslam dışı olduğuna inanır. Şiî mezhebi olan Zeydî Mezhebini Müslüman saymakla beraber “hak”bir mezhep olmadığına inanır.
On İki İmam
- Ali bin Ebu Talib (600–661), “Emir ül-Mü’minin” olarak da bilinir
- Hasan bin Ali (625–669), Hasan al Mücteba olarak da bilinir.
- Hüseyin bin Ali (626–680), Husayn al Şehid, Şah Hüseyin veya Husayn al Şaheda olarak da bilinir.
- Ali bin Hüseyin (658–713), Ali Zeynel Âbidin olarak da bilinir.
- Muhammed bin Ali (676–743), Muhammed el-Bakır olarak da bilinir.
- Cafer bin Muhammed (703–765), Cafer-i Sadık olarak da bilinir.
- Musa bin Cafer (745–799), Musa el-Kâzım olarak da bilinir.
- Ali bin Musa (765–818), Ali er-Rıza olarak da bilinir.
- Muhammed bin Ali (810–835), Muhammad el-Cevad veya Taki olarak da bilinir.
- Ali bin Muhammed (827–868), Ali Naki veya El-Hâdî olarak da bilinir.
- Hasan bin Ali (846–874), Hasan el-Askeri olarak ta bilinir.
- Muhammed ibn Hasan (868—), Muhammed Mehdi olarak da bilinir. Şiî inancına göre halen kayıptır (Gaiba) ve kıyametyakılaşınca ortaya çıkacaktır.
Dağılım
Şiîler, İslam dinine mensup 1,5 milyar insanın[2], yaklaşık olarak 200 milyonunu temsil ederek, İslam âleminin %16’sını oluşturmaktadırlar. İran, Azerbaycan,Bahreyn, Irak ve bir olasılıkla Yemen’de nüfusun çoğunluğunu ayrıca Lübnan’ın da önemli bir kısmını oluşturmaktadırlar.
Şiîlik, İran’ın %89’u[3], Azerbaycan’ın %85’i[4], Irak’ın %60-%65[5], Yemen, Bahreyn, Katar, Türkmenistan, Türkiye’nin % 10’u ve Lübnan’ın % 65’i Şii nüfustur. AyrıcaSuudi Arabistan’ın %15’i, Pakistan’ın %20’si[6] ve Afganistan’ın %19’u[7] Şiidir. Ayrıca AB ülkelerinde 10 milyona yakın, Amerika kıtasına dağılmış 20 milyon üzeri, Afrika’da sadece Nijerya’da 10 milyon Şii bulunmaktadır.
Türkiye’de çoğunluk sırasına göre Alevîler, Câferîler ve Nusayrîler yaşamaktadırlar.
Câferîlikte sünnet ve hadis anlayışı
Câferîler sünnilerden farklı olarak sadece imamlar yoluyla nakledilen ve kendilerince peygamberin “gerçek” sünneti olarak tanımlanan sünneti takip ettiklerini ifade ederler.[1]
Caferilik ve Sünniliğin kayıtlı şihafi gelenek olan hadislere farklı yaklaşımları ile her iki gurubun farklı hadis külliyatları oluşmuştur. Câferî inancına göre Şiîlik ve Sünnîlik arasındaki ayrım peygamberin ölümüyle bir kısım müslümanların Ali’nin önderliğini (hilafet) benimsemesiyle diğerlerinin ise güçlü bir şekilde Ebu Bekir’i desteklemesiyle birlikte başlamıştır. Şiîler Ali’ye hilafetin Gadir-i Hum’da verildiğine ve bu olayın güvenilir kaynaklarda bulunduğuna inanmaktadırlar.
Şeriat veya İslâm hukuku kısmen hadise dayalı olduğundan Câferiyye Şiîliği Sünnî hâdis kaynaklarından bazılarını, Sünnîliğin de Şiî hadis kaynaklarından bazılarını reddetmeleri her iki gurubun şeriat anlayışlarında farklılıklar doğmasına neden olmuştur. Örneğin Şiîlik ve Sünnîlikte günlük namaz vakitlerinde farklılıklar vardır. Şiilikte günde üç vakit namaz kılınırken aleviler namazı şekil açısından reddeder ve zamanı, şekli ve miktarı uygulayan kişiye bağlı olmak üzere dua etmeyi öngörürler.
Yine Caferilerde Sünnilik’te reddedilen ve İslamın ilk zamanlarında uygulandığı halde daha sonra İslam peygamberi Muhammedtarafından tümüyle uygulamadan kaldırıldığına ve yasaklandığına inanılan Mut’a nikahını uygulanmaya devam etmektedir. Câferîler bunun Ömer bin Hattabtarafından kaldırıldığını ve peygamber zamanında kabul görülen bir şeyin kaldırılmasının uygun olmadığına inanırlar. Bu inanışa göre peygamberin doğru gördüğü kıyamete kadar doğru, yanlış gördüğü ise kıyamete kadar yanlıştır.
Câferîlikte sünnet Muhammed’den aktarılan sözlü gelenek olduğu kadar İmâmlardan aktarılanları da kapsamaktadır. Tabatai’ye göre “Şia dünyasında en güvenilen ve benimsenen hadis” külliyatı içeriğinde dörtbin hadis bulunduran Kuleyni’nin “Al-Kafi”sidir. Şiîlerin güvenilir kabul ettiği diğer hadis kaynakları ise;
- İbn-i Babeveyh el-Kummi’nin “Men Lâ Yehduruhül Fakih” (Bir Fakihin Ortaya Koyduğu Şeyler)
- Ebu Cafer et-Tusi’nin “El-İstibsar” ve “Tehzib’ul Ahkam” kitaplarıdır.
Şiiler diğer dini konularda ve hadis konusunda zengin kaynaklara sahiptirler. Fakat bunların çoğu diğer mezheplerce çok fazla dikkate alınmazlar.
Sünnîlik ile Şiîliğin ayrılışı
Sünnî ve Şiî ayrımı İslam peygamberi Muhammed bin Abdullah’ın 632 tarihinde ölümüyle birlikte başlamıştır. Yaşadığı sürece dini rehberliğin yanı sıra siyasi önder vasfını da kendisinde bulunduran Muhammed’in artık hayatta olmayışı müslüman toplumu yeni önderin kim olacağı sorusuyla karşı karşıya bırakmıştı. Sakife denilen yerde toplanan bir grup müslüman hilafete Ebu Bekir’i seçmiş, daha sonra “Şiat ü Ali” olarak adlandırılacak olan Ali taraftarı bir grup müslüman da Muhammed’in damadı olan Ali’nin bu göreve daha layık olduğunu ve Ebu Bekir’i seçen grubun hak yoldan saptığını düşünmüştü. Dahsı Ebu bekirin halifeliği Ali’nin elinden Fatıma’nın evinin basılması ve yakılması ile zorla aldığını iddia ederler.
Peygamberin ölümü üzerinden yaklaşık otuz yıl geçtikten sonra İslam toplumu ilk iç savaşı yaşamıştır. Bu savaş Müslümanların Emevi taraftarları, Ali taraftarları ve hariciler olarak bölünmesine yol açmıştır. Sünni yaklaşım;
- Sünnîler ve Sünnîlik – Sünnîler ilk dört halifenin (Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali) Kur’an ve Sünnet’e uygun hak yöneticiler olduğuna inandılar. Ancak sonradan gelen ve artık saltanata dönüşmüş olan halifeliğin öncekilerin standartlarına uymadığına inandılar. Ancak sünni ulemaya göre müslümanların sonradan gelen otoritelere de itaat etmeleri, iç savaş ve fitnelerden uzak durmaları gerekliydi.
Miras sorunu
Muhammed’in dul eşlerinin yanı sıra Ali ve Fatıma’nın da, Ebu Bekir’in hilafetinden hoşnutsuz olmalarının bir başka nedeni daha vardı.[8] Muhammed vefat ettiğinde geride önemli miktarda arazi ve mal varlığı bıraktı. Bunların en meşhuru tartışmaların da odağında olan Fedek Arazisi’dir.[9][10] Ebu Bekir’e göre bu mal ve arazilerin gelirinden Peygamber halka yardımlarda bulunuyordu ve dolayısıyla devlete aitti. Ali ise “Muhammed’e gelen veraset ile ilgili vahiylerin peygamber’in mirasını da kapsadığını” iddia ederek bu duruma karşı çıkıyordu. Zira Kur’an’da vefat eden bir kişinin mirasının nasıl pay edileceği izah edilmektedir. Şiilere göre Ebu Bekir, Muhammed’in dul eşlerine devletten maaş bağlamış ancak Muhammed’in kanından olan Ali, Fatıma ve İbn Abbas’a o kadarını bile vermemişti ve Ali’nin etki ve nufuzunu kırmak için bu Fedek Hurmalığı’nın gaspı gerçekleşmişti.
Eşi Fatıma’nın ölümünden sonra Ali, Fatıma’nın Muhammed’in mirasından payını almak için tekrar başvurdu ancak başvurusu aynı nedenlerle bir kez daha reddedildi. Bununla birlikte Ebu Bekir’den halifeliği devralan Ömer, Medine’deki arazileri Muhammed’in kabilesi Haşimoğulları adına Ali ve Abbas’a verdi; Hayber veFedek Arazisi’ni ise devlet malı saydı.[11]. Şii kaynaklara göre bu durum Muhammed’in soyundan olanlara (Ehl-i Beyt), baskıcı halifeler tarafından yapılan haksızlıkların bir başka örneğidir.[12]
Câferîliğin öğretisi
İman’ın Şartları (Usūl al-Dīn)
- Tevhid : Allah´ın Bir oluşu
- Adalet : Allah´ın adil oluşu
- Nübüvvet:Allah´ın tüm insanlığa dini öğretmek için mükemmel ve yanılmaz 124 bin peygamber atadığı.
- İmamet (Liderlik): Allah´ın insanlığa rehberlik edecek belirli liderler (12 Masum İmam) atadığı
- Mead (Kıyamet, Hüküm Günü): Allah´ın kıyamet günü insanları dirilteceği, mizan, hesap, sırat, Cennet, Cehennem’in hak olduğu inancı.
İslam’ın Şartları (Furū al-Dīn)
- Namaz: Günde 3 kez ezan ile icra edilen ibâdet
- Oruç: Ramazan ayında oruç tutmak. Şiilik’te günbatımı, güneşin tam batımı anlamına geldiği için Sünnilerinkine göre iftar vakti bir miktar gecikir.
- Hac: Mekke’de, Kabe bölgesinde hac ibadetinin gereklerini yerine getirmek. Şiîlere göre Hac sadece Kâbe’ye yapılır. Şiilik’te Hac bittikten sonra Medine’deki Muhammed’in ve imamların mezarları ziyaret edilir. Bunun dışında Necef’teki Ali Türbesi ve Kerbela’daki Hüseyin Türbesi, Onikicilik’te Meşhed’deki İmam Ali Rıza Türbesi gibi türbeler ziyaret edilir. Ancak Şiilik’te, “Hac vazifesi yerine getirildikten sonra Peygamberin ve İmamların kabirleri de ziyaret edilmelidir” diye bir şart yoktur. Şiîler, Peygamber’in veya İmamlar’ın kabirlerine yapılacak olan ziyarete de Hac demezler.
- Zekat: Fakirlere dağıtılmak üzere belirli gelir grubuna sahip insanların gelirinden yaptığı yardım.
- Hums: Gelir ve ganimet mallarının beşte birini belirlenen yerlere vermek, mesela fakirlere ve seyyidlerin fakirlerine vermek.
- Cihad: Allah adına mücadele etmek. Cihad iki türlüdür. İlki insanın yaşamının her aşamasında iyiyi yerine getirmek adına nefsiyle verdiğidir ki buna “Büyük Cihad” denir. İkincisi de “Küçük Cihad” denilen kişinin dışında olan kötülüklerle mücadelesidir.
- Emr-i Bil Maruf: İyiliği emretmek,
- Nehyi Anil Münker: Kötülükten sakındırmak,
- Tevella: Ehl-i Beyti ve onların takipçilerini sevmek,
- Teberra: Ehl-i Beyt’in düşmanlarından kişinin tüm ilişkisini kesmesi.
Şiîlik ile Sünnîlik arasındaki anlayış ve uygulama farkları
- Şiîler, Muhammed’den sonra hilafet’in Ali ve soyuna ait olduğunu savunur ve sünnilerin meşru ve dince makbul kabul ettikleri ilk üç halife (Ebu Bekir, Ömer veOsman’ın) hilafeti Ali’den gasp ettiklerine inanırlar. Yezid’in babası Muaviye konusunda da benzer bir durum sözkonusudur; Şiiler Yezid hakkındaki görüşlerin benzerini Ali’nin hilafetine karşı çıktığı için Muaviye için de sürdürürler, ancak Sünniler Muaviye’nin bir “içtihad” yaptığını ve içtihadında yanılsa bile Kur’an’ın vahiy katibi ve peygamberin ashabından olduğu gerekçesiyle hakkında kötü ifadede bulunmaktan kaçınırlar. Şiiler ise Muaviyenin peygamberin sahabesinden olmasının daha sonra yaptığı çirkinlikleri örtemeyeceğini ifade ederler.
- Siyasi iktidar ve emir sahiplerine itaat: Sünnîlere göre iktidar bir soy meselesi değil, ümmetin kendi içinde istişare ile çözeceği siyasi bir konu olarak görülür ve genellikle “devlet başkanına itaat” kültürü hakimdir. Sünnilere göre Peygamber ve akabinden gelen raşid halifeler hem devlet başkanı idiler hem de imam. Onlardan sonra bu görevlerin ayrıldığından söz edilebilir. Şiilerde ise iktidar inanç meselesidir ve meşru siyasi lider aynı zamanda ruhani liderliği de elinde bulunduran Ali ve soyundan gelen imamlara aittir. Caferi Şiasında kıyamete kadar gizli kalan Mehdi dahil On İki İmamın günahsız olduğuna, “vahyi alma” hariç, “günahsızlık” ve benzeri konularda peygamberlere benzediğine inanılır.
- Küçük yaşta gaip (saklı) olan 12. imamın ölmediğine ve halen hayatta olup kurtarıcı (mehdi) olarak tekrar geri döneceğine inanırlar.
- Şiîler Tehlike anında inancı saklamanın (takîyye) câiz olduğuna inanırlar.
- Muta nikahının (belirli bir süreyle sınırlandırılmış evlilik) Sünnilerin kabullenmemesinin aksine dinen uygun (caiz) olduğuna inanırlar. Şiilere göre bunun peygamber zamanında yapılması uygun görülmüş, Kur’an’da da onaylanmıştır.
Alevîlik ve Şiîlik
Alevîlerin büyük bir çoğunluğu kendini Şiî olarak tanımlamamaktadır, aynı zamanda Alevîler arasında Alevîliğin İslâmiyet dışı bir inanış olduğunu savunan Alevîler de bulunmaktadır.[13] Bununla birlikte Batılı kaynaklarda Alevîlik, genellikle bir Şiî inancı olarak ya da Türk veya Osmanlı Şiîliği olarak tanımlanır.[14]
Türkiye’de Şiîlik teriminin Câferîlik mezhebi ile eş anlamlı kullanılmasından dolayı, Alevîlerin bir kısmı doğal olarak da kendilerini Şiî saymazlar. Fakat Alevîlerin en kutsal eserlerinden olan Buyruk’ta, Şiî sözcüğünün “Ali yandaşı” veya “Ali yolcusu” şeklinde bir tanımlaması mevcuttur.[kaynak belirtilmeli] Alevîlere benzerlik gösteren inanış grupları ise Şiîlik terimini Türkiye dışında varolan Şii tâifesine uygun olarak, “Ali yandaşlığı” olarak tanımlarlar ve dolayısıyla da kendilerini de Şiî olarak görürler (İran Ehl-i Hakları, Suriye Nusayrîleri, Arnavut Bektaşiliği ve Nizarî İsmailîlik bunun örnekleridir).[kaynak belirtilmeli]Türkiye ve Suriye’de yaşayan Alevîler, bu ülkelerdeki Şiî nüfusun çoğunu oluştururlar. Türkiye’de heterodoks Şiî olarak tanımlanan Alevîlerin yanı sıra bazı yerleşim birimlerinde Ortodoks Şiîler de yaşamaktadır.[kaynak belirtilmeli]
Câferî Şiîliği’nde önemli günler
- 18 Zilhicce: Gadir-i Hum denen yerde Peygamber Muhammed’in Ali’yi kendisine halife tayin ettiğine inanılan gün
- 13 Recep: Ali’nin doğum günü = Mevlit
- 3 Şaban: Hüseyin’in doğum günü = Mevlit
- 11 Zilhicce: Ali er-Rıza’nın doğum günü = Mevlit
- 15 Şaban: Muhammed Mehdi’nin doğum günü = Mevlit
- 10 Muharrem: Aşura
- 19 – 21 Ramazan: Ali’nin yaralanmasından vefatına kadar olan süre
- 28 Safer: Muhammed ve Hasan’ın vefatı,
- 25 Şevval: Altıncı İmâm Câfer-î Sadık’ın vefâtı.
Şiî tarikât ve mezhepler
- Keysanîlik (Dörtçüler): Mehdi kavramını ortaya atarak ilk defa İmam ünvanını kullanan; Ali bin Ebu Talib’den sonra sırası ile Hasan bin Ali, Hüseyin bin Ali ve dördüncü İmâm olarak ta Ali bin Hüseyin (Zeyn el-Âb-ı Dîn)’in yerine Ali bin Ebu Talib’in Bânû Hânife Kâbilesi mensûbu Havlet bint Câ’fer’den olan oğluMuhammed bin el-Hânifîyye’nin imâmlık ve Mehdiliğini kabullenen; temelleri El-Mukhtar bin Ebû ʿUbeydullah el-Tâifî tarafından atılan, ve daha sonra da kendi içlerinden Abbâsîler Hâlifeliği’ni çıkaran ghulât (köktendinci) mezheb.
- Berberîcilik: Muhammed bin el-Hânifîyye’yi Tanrısallaştıran ve Hamza ibn ʿUmara el-Berberî’nin Peygamber olduğuna inananların mezhebi;
- Haşimîlik (Dörtçüler): Muhammed bin el-Hânifîyye’nin ölümünü kabullenerek en büyük oğlu Ebu Haşim’i halef olarak kabul edenlerin mezhebi;
- Karibîlik / Kuraybîlik (Dörtçüler): Adını imâm Ebu Karib/Kurayb el-Darir’den alan, Muhammed bin el-Hânifîyye’nin ölmediği ama saklandığı ve bir gün adalet dağıtmak üzere yeryüzüne Mehdî olarak döneceğine inanılan mezheb;
- Sarrajcılık (Dörtçüler): Muhammed ibn el-Hânifîyye’nin ölümünü kabullenen fakat ilerde bir gün adalet dağıtmak üzere yeryüzüne Mehdî olarak döneceğine inanılan Hayyan el-Sarraj tarafından kurulan mezheb;
- Hürrem’îyye (Ḵhorrām-Dīnān / Khurrāmīyah / Muḥammira / Kızıl-Giyinenler [33]/ Kızıllar [34] Kısmen Dörtçülerin uzantısıdır): Al-Makdisi’den nakledildiği üzere, El-Mukanna‘ tarafından temelleri atılan, Ebu Müslim Horasani’nin Mehdîliğine, reenkarnasyona, Tanrı’nın sırasıyla Hazreti Muhammed, Hazreti Ali,Ebu Müslim Horasani ve en son olarak ta Haşim el-Mukanna‘’da vûcud bulduğuna inanan, başkalarına zarar vermemek kaydıyle herşeyden zevk almayı mübah sayan, ve kendilerini İslâmiyet kisvesi altında gizleyen Mazdekçıların oluşturduğu dinî ve siyasî ghulât (köktendinci) mezheb.
- Zeydîlik (Beşçiler): Beşinci İmâm olarak Zeyd bin Ali’yi kabul eden kol.
- Dukeynîlik: Hazreti Muhammed’in haleflerinin Ali bin Ebu Talib’in tarafını tutmamalarından dolayı imânlarını kaybettiğine inananların mezhebi;
- Halefîlik: Zeyd bin Ali’nin haleflerinin Abd el-Samed adlı bir şahıs ve onun neslinden devam ettiğine inananların mezhebi;
- Heşebîlik / Sûrhabîlik: İmâmlığın, imâmın bilgisiz ve ahlâksız olması dahil, her hâlükârda Hasan bin Ali ile Hüseyin bin Ali’nin soyundan gelenlerde kalması gerektiğine inananların mezhebi;
- Jarûdîlik: Adını Ebû’l Jarûd Ziyad bin Ebû Ziyad’dan alan, Ebu Bekr-i Sıddık, Ömer ibn Hattab, ve Osman bin Affan’ın her üçünün Ali bin Ebu Talib’i halife seçmemekle büyük bir günah işlemiş olmamakla beraber hatalı bir davranışta bulunmuş olduklarına, ve bu nedenle de onların Ashab-ı Kiram’lıklarının geçerli olamayacağını beyân etmekle beraber alenen suçlamaktan da kaçınan, diğer taraftan ise Talha bin Ubeydullah ile Zübeyr bin Avvam’ı Ali bin Ebu Talib’e başkaldırmış olmalarından ötürü şiddetle kınayanların mezhebi;
- Süleymanîlik: Adını Süleyman bin Jarir’den alan, haliferliğin kime gideceğinin istişareler neticesinde karara varılması gereken bir husus olduğuna, ve Ebu Bekr-i Sıddık ile Ömer ibn Hattab’ın Ali bin Ebu Talib’i halife seçmemekle hata işlediğine fakat günaha girmediğine inananların mezhebi;
- Butrîlik / Tâbîrilik: Kathir en-Nevva El-Ebter tarafından kurulan, inançları hemen hemen Süleymanîlik ile ayni olmakla birlikte, Ebu Bekr-i Sıddık, Ömer ibn Hattab, ve Osman bin Affan’ın üçününde Ali bin Ebu Talib’i halife seçmemekle hatalı olduğuna fakat günaha girmemiş olduklarına inananların mezhebi;
- Salihîlik: Hasan ibn Salih tarafından kurulan, inançları hemen hemen Süleymanîlik ile ayni olmakla birlikte, Ebu Bekr-i Sıddık, Ömer ibn Hattab, ve Osman bin Affan’ın üçününde Ali bin Ebu Talib’i halife seçmemekle hatalı olduğuna fakat günaha girmemiş olduklarına inananların mezhebi;
- Vâsîtîlik: On İki İmamın tamamını da tanıyan Zeydîler’in oluşturduğu mezheb.
- Ismâʿîl’îyye (Yedi İmâmcılık/Yedicilik): Yedinci İmâm olarak İsmail bin Câfer el-Mûbarek’i kabul eden kol.
- Karmatîlik (Yediciler/el-Bakl’îyye): Fatımî halifelerinin imâmlığını kabul etmeyen kol.
- Dürzîlik (Kısmen Yedi İmâmcıdır): Fatımîler’in beşinci halifesi Hâkim Biemrillah’a ulûhîyet isnâd eden ghulât (köktendinci) kol.[35]
- Nizarî İsmailîlik (Yedicilik): Sekizinci Fatımî halifesi Ebû Tamîm Ma’add el-Mûstansir bi-l-Lâh’ın oğullarından Nizâr’ı On dokuzuncu İsmailîyye imâmı olarak kabul eden kol.
- Mustâlîlik (Yedicilik): Sekizinci Fatımî halifesi Ebû Tamîm Ma’add el-Mûstansir bi-llâh’ın oğullarından Ahmed el-Musta‘li bi-l-Lâh’ı Dokuzuncu Fatımî halifesi olarak kabul eden kol.
- On İki İmamcılık
- İsna‘aşer’îyye (Onikicilik):
- Câfer’îyye (Onikiciler): On iki İmamlar’a Hazreti Muhammed’in hak vasi ve halifeleri ve Allah’ın mâsum evliyâ ve hûccetleri olarak inanan Şia’nın asıl ve en yaygın olan ana koludur, yani özüdür.
- Kalenderîlik (On İki İmamcılık): 8. yüzyıl Samanîler devri öncesi fa’al olan Melamilik akımından beslenen, Budizm ve Hinduizm etkilerini sergileyen, kalça boyu kıl yapımı gömlekler giyinen ya da sadece battaniyeyle örtünen, ve her türlü ilacın kullanımına karşı çıkanların yolu)
- Haydarîlik (On İki İmamcılık): Kutb’ûd-Dîn Haydar tarafından kurulan, 12. yüzyıldan itibaren Kalenderîliğin en yaygın ve fa’al kolunu oluşturan, kendilerini hâkir görmek ve aşağılamak suretiyle vücudlarına demirden halkalar takarak yalın ayak dolaşan, keçe ve çuhadan yapılma elbiseler giyerek zillet içerisinde bekâr kalmak suretiyle yaşayanların oluşturduğu yol [36]
- Vefâ’îyye (On İki İmamcılık): Ebu’l Vefâ el-Bağdâdî tarafından kurulan, mânevî ve maddi temizliğe çok önem veren, sıklıkla zikir[37] ve Semah[38] uygulayansufi/tasavvufî yol;
- Bâbâ’îyye (On İki İmamcılık): Vefâ’îyye[39] tarikâtına bağlı Ebu’l-Baka Baba İlyas bin Ali el-Horasânî’nin müridlerinden olan Baba İshak Kefersudî’nin geliştirdiği sufi/tasavvufî yol.
- Barak’îyyûn (On İki İmamcılık): Başlangıçta Vefâ’îyye[39] tarikâtından Ebu’l-Baka Baba İlyas bin Ali el-Horasânî’nin halifesi Aybek Baba’nın en iyi müridi, daha sonra ise hem Hacı Bektaş-ı Veli’nin halifesi hem de Rufai tarikatına bağlı Sarı Saltuk Baba’nın müridi olan Barak Baba’nın geliştirdiği sufi/tasavvufî yol;
- Anadolu Alevîliği (On İki İmamcılık);
- Yâresânîlik (Kürt Alevîliği)[40]: Hazreti Ali’ye ulûhîyet isnâd eden ghulât (köktendinci) sufi/tasavvufî yol.[41] (Bektaşîlik’te olduğu gibi Barak Baba’nın fikirlerinin etkisiyle ortaya çıkmış olmakla beraber On İki İmamcı olmayıp, İslâmiyet’e Bahailik’ten de uzak kalan inançlar kapsamında mutalâa edilir.)[42]
- Arap Alevîliği (Nusayr’îyye) (Onbircilik; kısmen On İki İmamcıdır): Hazreti Ali’ye ulûhîyet isnâd eden ghulât (köktendinci) fırka.
- Hurûf’îyye (Onbircidir; FazlʿAllâh Esterâbâdî-Nâimî’ye ulûhîyet isnâd eden ghulât (köktendinci) fırka.):Tanrı’nın her peygamberde aşamalı olarak kendisini açtığına, en son olarakta yedinci Şiî imâmı Musa el-Kâzım’ın soyundan gelen ve Hurûf’îyye inancının kurucusu olan “Feyzl’ul-Lâh Ester-Âbâdî”’nin bedeninde vücûd bulduğuna, ve (“Feyzl’ul-Lâh Ester-Âbâdî”) Nâimî’nin “Câvidân el-Kebir” (Câvid-Nâme)’sinin Kur’an-ı Kerîm’i ilgâ ettiğine inanan On İki İmamcısufi/tasavvufî yol;
- Nûktâv’îyye (On İki İmamcılık): Hazreti Muhammed’in daha yüksek seviyede reenkarnasyonu olduğu iddiasiyle 1397 yılında kendisini Mehdî ilân eden“Mahmud Pasîkhânî” tarafından İsmailîyye-Nizarîlik mezhebi ile tanınan İsfahan Eyaleti’nin Kaşan şehri yakınlarında “Anjudan” köyünde Hurûf’îyye’nin bir yan kolu olarak kurulan ve Pasîkhânî’nin ölümünden sonra da Şah Tahmasb’ı Mehdî ilân etmeğe kalkışan On İki İmamcı sufi/tasavvufî yol.
- Bektaş’îyye (On İki İmamcılık): Adını, 13. yüzyılda Anadolu’nun İslâmlaşması sürecinde etkin olarak fa’aliyet gösteren ve Horasan Melametîliğinin önde gelen temsilcilerinden Yusuf Hemedani’nin öğrencisi Hoca Ahmed Yesevî’nin öğretilerinin Anadolu’daki uygulayıcısı olan büyük Türk mutasavvıfı Kalenderî /Haydarî şeyhi Hacı Bektaş-ı Veli’den alan On İki İmamcı sufi/tasavvufî yol.
- Âhiler (On İki İmamcılık);
- Dedebabalık (On İki İmamcılık): Hacı Bektaş-ı Veli’nin soyundan gelen Balım Sultan tarafından, 14. ile 15. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu’da etkin olan Hurûfîlik akımının da etkisinde kalarak İbahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hülul anlayışlarını da Bektaşîlik içine katmak suretiyle 16. yüzyılın başlarında kurumsallaştırılan, özellikle Balkanlar’daki Türkler arasında yaygın olan On İki İmamcı tasavvufî yol;
- Safev’îyye (On İki İmamcı ve Onikiciliğin menşei): Safevîler’in son dönemlerinde Ahbârîlik itikâdî ekolü tarafından biçimlendirilen On İki İmamcı sufi/tasavvufîinanç;
- Kızılbaşlık (On İki İmamcılık): 16. yüzyılda Azerbaycan’da yaşayan ve Safevî Devleti’nin kurulması için önemli destek sağlamış olan Hürremîyye (Ḵhorram-Dīnān) adlı bir dinî ve siyâsî topluluğun ruhâni torunları[43];
- Celâlîlik (On İki İmamcılık): Kendini Mehdî ilân eden Bozoklu Şeyh Celâl taraftarlarının oluşturduğu On İki İmamcı sufi/tasavvufî yol.
- Niʿmetullah’îyye (On İki İmamcılık): Altıncı İmâm Cafer-i Sadık soyundan gelen ve Kadiri Sufilerinden ʿAbd-Allah Yefâ’î’nin müridi olan Sünnî Şah Niʿmetullah-i Velî (Nûr’ed-Dîn Kirmanî) tarafından tarafından kurulan ve daha sonra da Ömer ibn Hattab’ın katledildiği gün olan Zilhicce ayının yirmialtısınıkarnavalımsı bir resmî bayrama dönüştüren Şah İsmail’in Şiîliği mecburî devlet dini ilân etmesiyle Şiîliği benimsemek zorunda kalan On İki İmamcısufi/tasavvufî yol;
- Nurbakş’îyye (On İki İmamcılık): Dr. Câvid Nurbakş tarafından 20. yüzyılda yeniden yapılandırılan tasavvufî Yeni-Niʿmetullahîlik yolu.
- Galibîlik (On İki İmamcılık): Abdülkâdir Geylânî ile Ahmed Er Rufai’nin Tasavvufi prensiplerini benimseyen, mezhepte Hanefi meşrepte ise Alevî olanSufi/tasavvufî yol.
- İsna‘aşer’îyye (Onikicilik):
- Sınıflandırılamayanlar
- Eftahîlik / Fethîlik: Adını Geniş mânasına gelen Eftâh kelimesinden alan ve Altıncı imam Cafer-i Sadık’ın oğlu Abdullah el-Eftah’ın Yedinci imam olduğuna inananların mezhebi;
- Muhammedîlik: Hasan El Askeri’nin değilde, Ali Naki’nin oğlu Muhammad ibn Ali el-Hâdi’nin Onbirinci imam olduğuna inananların mezhebi;
- Tavûssîlik (Altıcılar): İmam Cafer-i Sadık’ın Mehdi olduğuna ve ölmediğine inananların mezhebi;
- Vâkıfîlik: İmam Musa el-Kâzım’ın son imam olduğuna inananların mezhebi.
- Aşırı Ghulât (Radikal dinci fırkalar)
- Bazighîlik: İmam Cafer-i Sadık’ın Tanrılığına inanılan mezheb;
- Dhammîlik: Ali bin Ebu Talib’in Tanrılığına inanılan mezheb;
- Ghurabîlik: Cebrâîl’in Tanrı’nın buyruklarını hatâ ile Ali bin Ebu Talib’in yerine Hazreti Muhammed’e indirdiğine inananların kurduğu mezheb;
- Ya’furîlik: Mu’ammer el-Kûfî’in Tanrılığına inanılan mezheb.
Kaynakça
- ^ http://tdk.org.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF05A79F75456518CA
- ^ http://www.adherents.com/Religions_By_Adherents.html
- ^ CIA World Fact Book “Iran”
- ^ a b Administrative Department of the President of the Republic of Azerbaijan – Presidential Library – Religion
- ^ CIA World Fact Book “Iraq”
- ^ CIA World Fact Book “Pakistan”
- ^ CIA World Fact Book “Afganistan”
- ^ Sahih Buhari 4.53.325
- ^ http://www.irankulturevi.com/lang-tr-HzResulullahnMirasveHzFatmannikyeti.cgi
- ^ http://hazretialiveehlibeyt.tr.gg/Hz-.-Fat%26%23305%3Bma-as-ve-Fedek-Olay%26%23305%3B-.htm
- ^ Madelung, 1997 s. 62
- ^ Bu duruma dair her iki tarafın düşüncelerini savunmakta kullandığı hadislere şu siteden ulaşılabilir: Sahih Buhari Book 80 (İngilizce)
- ^ http://www.milliyet.com.tr/2005/07/05/guncel/gun01.html
- ^ ABD Kongre kütüphanesi
- ^ a b c d “Mapping the Global Muslim Population: A Report on the Size and Distribution of the World’s Muslim Population”. Pew Research Center. 7 Ekim 2009. Erişim tarihi: 2010-08-25.
- ^ a b c d Miller, Tracy (10 2009) (PDF). Mapping the Global Muslim Population: A Report on the Size and Distribution of the World’s Muslim Population. Pew Research Center. Erişim tarihi: 2009-10-08.
- ^ “CIA – The World Factbook”. Cia.gov. Erişim tarihi: 2011-05-04.
- ^ “Violence Against Pakistani Shias Continues Unnoticed | International News”. Islamic Insights. Erişim tarihi: 2011-05-04.
- ^ Taliban kills Shia school children in Pakistan
- ^ “Shia women too can initiate divorce”. The Times of India. 6 Kasım 2006. Erişim tarihi: 2010-06-21.
- ^ “Talaq rights proposed for Shia women”. Daily News and Analysis, www.dnaindia.com. 5 Kasım 2006. Erişim tarihi: 2010-06-21.
- ^ “Shia women too can initiate divorce”. Library of Congress Country Studies on Afghanistan. Ağustos 2008. Erişim tarihi: 2010-08-27.
- ^ Nigeria: ‘No Settlement With Iran Yet’, Paul Ohia, allAfrica – This Day, 16 November 2010
- ^ Hazran, Yusri. The Shiite Community in Lebanon: From Marginalization to Ascendancy, Brandeis University
- ^ Hassan, Farzana. Prophecy and the Fundamentalist Quest, page 158
- ^ Corstange, Daniel M. Institutions and Ethnic politics in Lebanon and Yemen, page 53
- ^ Dagher, Carole H. Bring Down the Walls: Lebanon’s Post-War Challenge, page 70
- ^ Growth of the world’s urban and rural population:n1920-2000, Page 81. United Nations. Dept. of Economic and Social Affairs
- ^ Top 15 Countries with Highest Proportion of Shiites in the Population, 7 July 1999
- ^ “The actual percentage of Kuwaiti Shiites is 40 percent”. ArabTimesOnline. Erişim tarihi: 2010-07-19.
- ^ “UK FCO”. UK FCO. Erişim tarihi: 3 Mart 2012.
- ^ “Why Bahrain blew up”. New York Post. 2011-02-17. Erişim tarihi: 2011-02-22.
- ^ W. Madelung, “Khurrammiya” in Encyclopaedia of Islam. Edited by: P. Bearman , Th. Bianquis , C.E. Bosworth , E. van Donzel and W.P. Heinrichs. Brill, 2009. Brill Online.
- ^ Yarshater, Ehsan, 1983. The Cambridge history of Iran, Cilt 2. s.1005, 1008.
- ^ Lebanon Congressional Research Service Brief
- ^ Ahmet Yaşar Ocak, Anadolu Türk Sufiliğinde Ahmed-i Yesevî Geleneğinin Teşekkülü Milletlerarası Ahmed Yesevi Sempozyumu Bildirileri (26-27 Eylül 1991), Ankara 1992, Kültür Bakanlığı Yayınları, s.79-80
- ^ Dursun Gümüşoğlu: Tâcü’l Arifîn es-Seyyid Ebu’l Vefâ Menakıbnamesi – Yaşamı ve Tasavvufi Görüşleri, Can Yayınları, 2006, s. 61.
- ^ Dursun Gümüşoğlu: Tâcü’l Arifîn es-Seyyid Ebu’l Vefâ Menakıbnamesi – Yaşamı ve Tasavvufi Görüşleri, Can Yayınları, 2006, s. 73.
- ^ a b Dursun Gümüşoğlu: Tâcü’l Arifîn es-Seyyid Ebu’l Vefâ Menakıbnamesi – Yaşamı ve Tasavvufi Görüşleri, Can Yayınları, 2006, s. 48
- ^ Kreyenbroek, Philip G. (1996). “Religion and Religions in Kurdistan”. Kurdish Culture and Identity. Zed Books Ltd.. ISBN 1856493296.
- ^ Elahi, Bahram (1987). The path of perfection, the spiritual teachings of Master Nur Ali Elahi. ISBN 0-7126-0200-3.
- ^ Bulut, Faik. (2011), Ali‘siz Alevîlik, Berfin Yayıncılık.
- ^ Roger M. Savory (ref. Abdülbaki Gölpınarlı), Encyclopaedia of Islâm, “Kizil-Bash”, Online Edition 2005
- ^ Muhammed Ebû Zehra: Mezhepler Tarihi, Sayfa 225, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2011. (Câ’bir, i’tikad ve imân esasları konusunda Câ’fer-i Sâdık’tan ders almış ve onun i’tikadını benimsemiştir.Câ’bir bin Hayyân, Câf’er-i Sadık’ın îlmini topladığı beşyüz risâlesini bir araya getirerek tek bir kitâp halinde yayınlamıştır. Câ’bir bu risâlelerin, kendisinin Câf’er-i Sadık’tan edindiği feyz ve ilhâmlar sayesinde teşekkül ettiğini belirtmiştir.)
- ^ Muhammed Ebû Zehra, Mezhepler Tarihi, Sayfa 225, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2011. (İmâm Câ’fer’in Allah’ın mevcûdiyetini bilme gayesi için Kozmoloji ilmiyle uğraştığını bildiren deliller vardır. Elde ettiği bilgileri Allah’ın vahdaniyetini isbat etmek amacıyla kullanmıştır. Bu konuda, İmâm Câ’fer-i Sadık, Kur’an-ı Kerîm’in evren ve tabiât hakkında bilgiler vererek insanları düşündürme methodunu uygulamıştır. Mufaddal bin Amra’ya yazdırdığı “Risalet-ût Tevhîd” adlı kitabında tabiât olaylarının insanın hizmetine sunulmuş olduğunu öne sürerek, hepsinin bir yaratıcının eseri olması gerekliliği hakkında yürüttüğü fikirlerini savunmuştur.)
wikipedia.org