Feray Aytekin Aydoğan
Liselere geçiş sınavı sonrasında soru ve cevapların sınav sona ermeden paylaşılması ve devamında yaşananlar, veliler ve öğrencilerde ciddi soru işaretlerine neden olmuştu. 29 kişi hakkında soruşturma başlatıldığı duyurulmuştu. Ancak soruşturma süreci ve akıbeti hakkında kamuoyuna tek açıklama dahi yapılmadı.
Sonrasında diploma hırsızlığı ve tercihlerin çalındığı haberlerine tanıklık ettik. Bu konularla ilgili de hangi yaptırımların uygulanıp uygulanmadığı, idari ve adli süreçler ve önümüzdeki dönem yapılacak sınavlarda ne gibi önlemler alındığı hepimiz için soru işareti.
Uzun yıllardır yapılan çok sayıda sınavda soruların çalındığını resmi yazılarda, raporlarda yer alan bilgiler üzerinden artık hepimiz biliyoruz. Örneğin; Polis Akademisi Çalıştayı raporunda 2000-2013 yılları arasında KPSS, ÖSS, ALES, Askeri Liseler, YDS gibi ÖSYM koordinatörlüğünde yapılan tüm sınavların sorularının çalındığı yer almıştı.
Onlarca soru işaretine rağmen geçtiğimiz günlerde liselere geçiş ve yükseköğretim kurumlarına giriş sınav tarihleri açıklandı. Sınavlara hazırlanan öğrenciler kaygıyla, soru işaretleri ile baş başalar. 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Plan, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Planı’nda ve proje okul yönetmeliği değişikliğinde yer alan “tüm kademelerde sınav sistemi değişikliğine gidileceği” ile ilgili maddeler ve Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı son açıklamalar sınavlara ilişkin yaşanılan kaygıların önümüzdeki günlerde daha da derinleşeceğini gösteriyor.
Merkezi sınavlar eğitimin piyasalaştırılması ve eşitsizliğin artışında en etkili aygıt iken planlanan yeni ölçme ve değerlendirme araçlarının bu süreci daha da hızlandıracağı açık bir şekilde görülüyor. Sınav şaibelerinin artışına da neden olacak çok sayıda yeni riski içerisinde barındırıyor.
Kaygılanmamızı gerektiren maddeleri ve açıklamaları kısaca özetleyelim.
- Açıklanan okul özel sınavı, açık uçlu sorular, sosyal etkinliklerin değerlendirilmesi gibi planlanan yeni ölçme ve değerlendirme araçları öznel değerlendirmeye açık araçlar. Öznel değerlendirmeye açık her araç her öğrenci için yeni bir adaletsizlik ve eşitsizlik anlamına geliyor.
•Proje okul yönetmeliğinde yüzde birlik dilime giren öğrencilerin bu dilime girmesinin yeterli olmayacağı bu dilimde yer alan okulların ayrıca sınav yapacağı belirtiliyor. Ayrıca proje okul kapsamında ortaokullara girişte de benzer ifadeler kullanılıyor. Bu sınavların yazılı, uygulamalı, sözlü sınav olabileceği de yönetmelikte yer alıyor. Öğretmen atamalarında, kamuya atamalarda sözlü sınavın sonuçlarındaki adaletsizliği yıllardır yaşayan bir ülke olarak okullara yerleşmede uygulanacak bu “kriterlerin” yol açacağı olumsuzlukları öngörmek için kahin olmaya gerek yok. - Bakan Tekin, TÜBİTAK ile birlikte açık uçlu soruların yapay zekâ desteğiyle değerlendirilmesi için çalışma yaptıklarını söyledi. Öncelikle açık uçlu soruların öznel değerlendirmeye açık sorular olacağı çok açık. Yapay zekâ gibi hata yapma riski çok yüksek olan sistemlerin kullanılması durumunda da ciddi sorunlara yol açma olasılığı çok yüksek.
- Sosyal etkinliklerin değerlendirilmesinin kriter olması da her anlamda yeni eşitsizlikler üretecek. Kamu okulları ile özel okullar arasında sosyal etkinlik ve sosyal etkinlik alanları, olanakları açısından da ciddi bir eşitsizlik var. Hatta kamu okullarının kendi arasında da bu eşitsizlik devasa boyutta. Spor salonu, çok amaçlı salonu, laboratuvarı, kütüphanesi, müzik-görsel sanatlar atölyesi gibi alanları olmayan ya da varsa da işlevsel olmayan binlerce okulun olduğu bir gerçek.
- Yarışma, sertifikalar, referanslar adıyla okullara, üniversitelere yerleştirmede gündeme getirdikleri her araç daha fazla özel okul, daha fazla özel kurs, daha fazla eşitsizlik, daha fazla adaletsizlik üretecek. Protokoller, projeler, iş birlikleri adıyla eğitimi, çocukların eğitim hakkını daha fazla şirketlere, özel okul, özel kurs patronlarına, daha fazla şirketleşmiş tarikatlara açacak.
Her adımda olduğu gibi sınav sisteminin değiştirilmesi planlaması da yeni rejime uygun dizayn projesi.




