6 Şubat depremleri bireylerin ruh sağlığını da derinden sarstı. Hayatta kalanlar ciddi sorunlar yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Prof. Yıldırım: Türkiye, afet sonrası ruhsal müdahale ve psikososyal destek planını revize etmeli.
Sibel Bahçetepe
Maraş merkezli depremlerinin üzerinden tam bin 15 gün geçti. Binlerce insanın yaşamını yitirdiği ve yüzbinlerce insanın yaralandığı depremin ardından hayatta kalanlar ciddi ruhsal sorunlarla karşı karşıya kaldı.
Ağır depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyetiye gibi ruh sağlığı sorunları sıklıkla gözlemlendi ve gözlemlenmeye de devam ediyor. Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, ‘‘Afet sonrası sosyal kent yaşamının hâlâ kurulamamış olması, sosyal kayıpların sürmesi, rezerv alan adı altında insanların daha da yalnız ve çaresiz bırakılması, ekonomik güçlükler yalnızlık hissini daha da perçinlemekte ve buna bağlı ruhsal çökkünlük artmakta. Devlet kurumları başta olmak üzere bir planlama zorunlu’’ dedi.
TRAVMA SARMALI
BirGün’ün sorularını yanıtlayan TPD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yıldırım, depremlerinın en ağır afetlerinden biri olduğunu anımsatarak ‘‘13 milyon insanımızın doğrudan etkilendiği bu afette deprem anındaki büyük yıkım kadar yıkım sonrası yaşanılanlar da ağır travmatik etkilenmeye neden oldu’’ diye konuştu. Büyük yıkıcı travmalardan sonra ilk birkaç günlük şok evresi sonrasında bedensel belirtilerin de eşlik ettiği bir kaygı döneminin başladığını anımsatan Yıldırım, ‘‘2-3 gün içerisinde giderek artar ve 3-4 gün sürecek bir tepe noktasında devam eder. Sonrasında git gide azalmaya başlar’’ dedi. Genellikle yeterli desteğin ve afet sonrası yaşamın normal hale dönmesine paralel olarak afetin ikinci haftasından sonra da bu belirtilerin kaybolduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
‘‘Afetin yıkıcılığı afet sırasında yaşanan büyük kayıplar ile beraber dört temel duygu hali ortaya çıkarır ki bunlar hızla giderilmezse kişinin uzun süreli yaşayacağı ruhsal etkilenme hali ortaya çıkar. Bunlar çaresizlik, yalnızlık, belirsizlik ve bu üçünün varlığında kontrolü giderek zorlaşan güvensizlik halidir. Afet insanın çaresiz duruma düştüğü ve bu çaresizlikte yalnız kaldığı bir yaşantıdır. Yaşandığı andan itibaren afet belirsizlik hakim olur, gün içinde içilecek suyun bile bulunması belirsiz olabilir ve artık dünya güvensiz bir yerdir. Eğer afet sonrasında yeterli psikososyal destek sağlanır ve kişilerin kendilerini güvende hissettikleri bir rehabilitasyon süreci başlarsa bu duygular zamanla kaybolacaktır. Ancak kendilerini daha da yalnız bırakılmış, hakları elinden alınmış, yarınını bilemeyen, yeterli destek alamadıkça daha da çaresiz ve güvensiz hissederlerse karşımıza ağır ruhsal hastalıklar çıkacaktır. Eşit olmayan destek, kaotik bir yardım faaliyeti, yurttaşlık hakkı olan yardımın bir lütufmuş gibi sunulması ve ne zaman ne kadar bu süreceğini bilemedikleri bir belirsizliğin içinde kalma afetin getirmiş olduğu yıkımlar ve kayıpların dışında ek başka bir sorun yumağı çıkar ki biz buna travma sarmalı diyoruz. Bölgeye baktığımızda afet sonrası sosyal kent yaşamının hâlâ kurulamamış olması, sosyal kayıpların sürmesi, rezerv alan adı altında insanların daha da yalnız ve çaresiz bırakılması, ekonomik güçlükler, depremin ve acıların ülke gündeminden ve diğer insanların zihninden çıkması, yaşadıkları yerde çözüm ve desteği sınırlı bulmaları gibi sorunlar yalnızlık hissini daha da perçinlemekte ve buna bağlı ruhsal çökkünlük artmakta.’’

ESKİ PLAN YIRTIP ATILMALI
Yıldırım, ‘‘Sahada çalışan ekipler özverili. Ruh sağlığı kliniklerinde arkadaşlarımız canla başla çalışıyorlar ancak bu durum makro düzeyde bir stratejik planlama olmadığında ne yapılırsa yapılsın yetersiz kalmaya mahkûm’’ değerlendirmesini yaptı. ‘‘Deprem bölgesinde psikososyal destek uzun erimli bir hizmettir’’ diyen Yıldırım, şunları söyledi: ‘‘Her dönemin ve her bölgenin ihtiyacına göre destek planlanır. Sadece hastalıklar ve bunların tedavisi merkezli bakılmaz. Türkiye’nin afet sonrası ruhsal müdahale ve psikososyal destek planını yeni baştan revize etmesi gerekiyor. Hatta eskiyi tamamen yırtıp atıp yeniden yazması gerekiyor. Türkiye afet planında belli bir alanın tek bir bakanlığa bağlanıp diğerlerine yardımcı ya da paydaş tanımladığınız müdahale şekli ruh sağlığı alanı için geçerli değildir. Şunu düşünebiliyor musunuz? Deprem olmuş ve sahaya gidecek yüzlerce psikiyatrist var ve sahada çalışmanız için sizden kendinizi akredite edecek bir prosedür isteniyor. Bu yapılmadığında sahada çalışmanız yasak. Ruh sağlığı ve psikososyal destek gibi bir yaklaşım bilimin ve deneyimin ışığında yeniden ele alınmalı. Ruhsal etkilenme en fazla dillendirilen ama en az yatırım yapılan alan. Devlet kurumları başta olmak üzere bir planlama zorunlu ve bu konuda gerçekten iş yapacak stratejik bir yapıya acil ihtiyaç var.’’
***
İKİ AŞAMALI YAS SÜRECİ
İki aşamalı ve ağır bir yas süreci yaşandığını anlatan Yıldırım ‘‘Bazı ölümler enkazda ve yakınlarının çaresiz tanıklığı ile oldu. Bu durum tanık olanlarda travmatik ve komplike yas yanıtına, depresyona yol açmakta. Yaşanmamış yaslar kişiyi geçmişten daha da uzaklaştırmakta. Bu zorluklar karşısından yaşamdan zevk alamama, yaşamaya yönelik motivasyonun azalması, uzaklaşma gibi birçok ruhsal belirti gözleniyor. İlişkilerde bozulma ve umutsuzluk, bir daha asla eskisi gibi olamayacakları düşüncesi en sık başvuru nedenleri’’ dedi.
***
DESTEK ALINMALI
Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yaşayan milyonlarca insan, her sarsıntı sonrası artan kaygıyla baş etmeye çalışıyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Önder Kavakçı, deprem korkusunu belli bir düzeye kadar nomal olduğunu ancak belirli sınırları aştığında, anksiyete bozukluğu veya travma sonrası stres tepkisine dönüşebileceğini söyledi. Kavakçı, bu durumda görülebilecek belirtileri şöyle sıraladı:
•Sürekli tetikte olma, sarsıntı hissi, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi
•Uyku bozuklukları, kabuslar
•Tahammülsüzlük, huzursuzluk, sinirlilik
***
KORKUTAN DEPREMLER
Ege Denizi’nde önceki gün saat 21.29’da 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Sarsıntının merkez üssünün Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine 13,93 kilometre uzaklıkta olduğu belirtildi. Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde deprem fırtınası devam ediyor. Önceki gün saat 11.46’da 4,4 büyüklüğünde bir deprem daha oldu.




