Gümrükte el konulan eşyaları satmakla suçlanan Milli Emlak Şube Müdürü Müzeyyen Yazıcı, kaçak malları koymak için oğluna depo kurdurmuş. Müzeyyen Yazıcı, Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifadesi skandalı büyüttü. Yazıcı “Ben gelen ürünleri AK Parti teşkilatında sosyal işlere verdim” diye konuştu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İstanbul Milli Emlak Taşınır ve Tasfiye Şube Müdürü Müzeyyen Yazıcı’nın gümrükte el konulan eşyaları satarak zimmetine geçirdiğini ortaya çıkarmıştık. Adalet Bakan Yardımcısı Mehmet Yılmaz’ın teyzesi olan Müzeyyen Yazıcı’nın 2 Ekim 2025’te tutuklanması ve soruşturma kamuoyundan özenle gizlenmişti.
Müzeyyen Yazıcı ve oğlu Ahmet Yazıcı’nın büyük vurgunu konusunda yeni bilgilere ulaştık. Milyonlarca liralık vurgun sistemi AKP’li belediyelere uzanıyor. Vurgunun detayları şöyle:
AKP’nin siyaset akademisinden mezun olan, 2014 yerel seçimlerinde AKP’den Niğde Ulukışla Belediye Başkanlığı için adaylığını koyan Müzeyyen Yazıcı uzun yıllar İETT Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. İBB’yi Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasından sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İstanbul İl Müdürlüğü’ne geçti. Müdür Yardımcılığı’na kadar yükseldi. Ayniyattan sorumluydu. 3 yıl önce Bakanlık’a bağlı Milli Emlak İstanbul İl Müdürlüğü’nde Taşınır Mal ve Tasfiye Şube Müdürü oldu.
KRİTİK AŞAMA
Burası gümrüklerde el konulan malların depolanması ve imha edilmesinde kritik bir bölüm. 2017 yılında yönetmelik değişimi ile gümrükte yakalanan kaçak ya da taklit tekstil, saat, ayakkabı, gözlük, parfüm, motor yağı, akaryakıt, deterjan gibi ürünler İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Ayniyet Müdürlüğü’ne teslim edilmeye başlandı. Buradan da yine Bakanlık’a bağlı Milli Emlak birimlerine gönderiliyor ve imha ediliyordu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İstanbul İl Müdürlüğü daha önce yediemin depolar belirliyor ve malları burada depoluyordu. Ancak daha sonra Tuzla Deri Sanayi Bölgesi’nde büyük bir depo kuruldu. Gümrükte yakalanan tonlarca mal buraya getiriliyordu. Normalde mahkemenin imha kararı vermesinden sonra depodaki memurlar, el konulan malların sahibinin avukatları, diğer yetkililer gözetiminde bu mallar imha ediliyor ve tutanak düzenleniyor. Yasada sonradan bir değişikliğe gidildi. Bu değişikliğe göre; kullanılabilir olan eşya ve mallar ihtiyaç sahiplerine yardım için belediyelere verilebiliyor.
İddiaya göre; Müzeyyen Yazıcı, sistemin açıklarını özenle buldu. İki yöntem uyguluyordu.
Birincisi; tutanakta imha edilmiş gibi gösterilen eşyaların depolardan çıkarılıp satılmasıydı. Bunun için bir ekip kurması gerekiyordu. Denetimli Serbestlik kapsamında kamu için çalışması gereken kişileri işe aldı ve depoya yerleştirdi. Eşyaları kaçak olarak çıkaracağı kişileri suç kaydı olanlardan seçmişti. Depoda lüks markaların taklidi olan kamyonlar dolusu çanta, gözlük, parfüm, ayakkabı, saat gibi eşyalar vardı. Müzeyyen Yazıcı ve suç ortakları farklı araçlarla depoya defalarca giriş çıkış yapıyor ve çöp poşetleri ile çantalar içinde kaçak malları kaçırıyorlardı. Hatta Müzeyyen Yazıcı bunun için kendi araçlarını da kullanıyordu. Bu malların bir kısmı anlaştıkları kişilere satılıyordu. Bir kısmı ise; malına el konulan kişilere yeniden satılıyordu.
TAKİBE ALINDILAR
İkinci yöntem ise ihtiyaç sahiplerine yardım gibi göstermek vicdansızlığıydı. Yasa el konulan eşyaların, belediyelere verilmesi ve belediyeler tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasının önünü açmıştı. Müzeyyen Yazıcı, el konulan eşyaların AKP’li belediyelere teslim edildiği yönünde tutanak düzenledi. Bu sayede eşyaların toplu çıkışını yapıyordu. Belediyeye 100 kalem mal teslim edildiyse bin kalem eşyayı satıyordu.
Müzeyyen Yazıcı, zaman içinde işleri büyüttü. AKP’li Dilovası Belediyesi’nde memur kadrosunda çalışan oğlu Ahmet Yazıcı’ya Kocaeli Gebze’de büyük bir depo açtırdı. Gümrükte el konulan kaçak ve taklit eşyaları, oğlunun deposuna taşıttı. Buradan kaçak, taklit ürünleri piyasaya sürecek kişilere satarak parayı zimmetine geçirdi.
Bu tezgâh 8 ay önce fark edildi ve İstanbul İl Jandarma Komutanlığı tarafından soruşturma başlatıldı. Tuzla’daki depo, Müzeyyen Yazıcı, oğlu Ahmet Yazıcı, depoda görevli memurlar, denetimli serbestlik kapsamında çalıştırılanlar teknik ve fiziki takibe alındı. Hepsinin telefonları dinlendi.
Müzeyyen Yazıcı ve bazı depo çalışanları depodan çıktıktan sonra takip edildi. Mesela; 13-14 Mayıs 2025’te yapılan takip sonucu Kartal’daki bir adrese malların taşındığı belirlendi. Operasyonda bu adreste basıldı. Aramada imha edilmiş olması gereken çok sayıda kol saati, kadın çantası, tişört, kulaklık, dedektör, hard disk ele geçirildi. 18 Mart 2025’te Pendik’teki bir oto aksesuarcıya mallar götürülmüştü. Buraya yapılan baskında ise çok sayıda gözlük, gözlük kılıfı, nargile tütünü yakalandı.
Depoda eskiden memur olarak çalışan Ayhan Göl adlı şahsın 7 Mayıs 2025’teki bir sevkiyatı da jandarma tarafından takip edildi. Ümraniye’de malları bıraktığı işyerinde yapılan aramada çok sayıda kartuş, saat kutusu, telefon kılıfı, oto teybi, boxer, kemer, kulaklık, kadın alt üst takım iç çamaşırı, kol saati, bıçak, ayakkabı, kompresör gibi çok sayıda eşya ele geçirildi.
Soruşturma boyunca bu konuda çok sayıda tespit yapıldı. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı 30 Eylül 2025’te operasyon için düğmeye bastı. Müzeyyen Yazıcı, oğlu Ahmet Yazıcı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İstanbul İl Müdürlüğü’nün Tuzla’daki deposunda görevli iki memur, depo çalışanları ve ürünleri satın alan kişilerin arasında olduğu 14 kişi gözaltına alındı. 2 Ekim 2025’te Anadolu Adliyesi Sulh Ceza Mahkemesi, Müzeyyen Yazıcı, Ahmet Yazıcı ve iki memurun arasında olduğu 9 kişiyi tutuklandı. 6 şüpheli adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Şüphelilere ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, Nitelikli zimmet, Suç eşyasının kabul edilmesi ve satılması’ suçlamaları yöneltildi.
EVİNDE ARAMA YAPILDI
Müzeyyen Yazıcı’nın evinde de arama yapıldı. Bu evde de çok sayıda sahte lüks saat, sahte lüks çanta ve diğer ürünler bulundu. İfadesi alınan diğer depo memurları da Müzeyyen Yazıcı’nın depoya gelip istediği ürünleri arabasına atıp götürdüğünü anlattı.
Operasyondaki en büyük yakalama ise Müzeyyen Yazıcı’nın oğlu Ahmet Yazıcı’ya açtırdığı depoda yapıldı. Kocaeli Gebze’deki depoda imha edilmiş gösterilen kamyonlar dolusu eşya bulundu. Soruşturmada Müzeyyen Yazıcı ve Ahmet Yazıcı’nın suç eşyalarını Suriyeli şüpheli Omar Baroudji vasıtasıyla Gebze’de piyasaya sürdükleri tespit edildi. Depoda ele geçirilen suç eşyalarının üzerinde soruşturma numarası, el koyma işlemini yapan kolluk kuvvetlerinin ismi bile vardı. Bu eşyaların büyük çoğunluğu tutanaklarda AKP’li belediyelere ihtiyaç sahiplerine verilmesi için teslim edilmiş görünüyordu. Ancak soruşturma şimdilik sahte tutanakla bu malları teslim almış görünen ve vurgunda rolü olduğu öne sürülen AKP’li belediyelere uzanmadı.
Depoda görevli iki memur ise ifadelerinde; müdürleri olan Müzeyyen Yazıcı’nın talimatlarına uyduklarını ve bu ürünlerin satıldığından haberlerinin olmadığını savundu. Bu memurların depodan mal çıkartarak sattığı yönünde bir tespit de yapılmadı. Bu memurların anlatımlarına göre; Müzeyyen Yazıcı, onlara belediyelere bu malların verildiğini söylüyordu. Belediyeden geldiği söylenen araçlara bu eşyaları yüklüyorlardı. Bu memurlar, “Biz eşyaların belediyeler tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığını sanıyorduk. Müzeyyen Yazıcı bize bu işlemlerden İl Müdür Yardımcısı’nın haberinin olduğunu söylüyordu” diye savunma yaptı.
SUÇLAMALARI REDDETTİ
Müzeyyen Yazıcı ile Ahmet Yazıcı ise ifadelerinde suçlamaları kabul etmedi. Ahmet Yazıcı, Dilovası Belediyesi’nden İstanbul Bayrampaşa Belediyesi kadrosuna geçmişti. Eşyaları belediyelere verdiklerini savundular.
Ancak tutuklama kararında şöyle yazıldı:
“Taşınır Mal ve Tasfiye Şube Müdürü olarak görev yaptığı, hakkında müsadere kararı verilen ürünleri imha edilmiş gibi gösterip depodan usule aykırı şekilde çıkararak şüpheli Ahmet Yazıcı’ya ait olan deposunda stokladığı ve buradan piyasaya sürdüğü, yapılan adli arama sonucunda ikametinde suça konu eşyaların tespit edildiği…”
Müzeyyen Yazıcı, Sulh Ceza Hakimliği’ndeki sorgusunda çok kritik bir ifade verdi ve “Ben gelen ürünleri AK Parti teşkilatında sosyal işlere verdim. Bunlar belediyelere resmi yazışmalarla gidiyordu” dedi. Devletin el koyduğu malların AK Parti teşkilatına verilmesi büyük bir skandalı daha işaret ediyor.
Mehmet Yılmaz, teyzesi olan Müzeyyen Yazıcı ile 30 yıldır görüşmediğini ve bu soruşturma ile ilgili ‘gereğinin yapılması’nı söylediğini savunmuştu.




