Fransız La Montagne, Yunanistan’daki rekor bütçe açığını şöyle yorumluyor:
“Yunanistan’daki krizin yayılabileceği endişesi, paniğe neden oluyor. Finans piyasalarında bunun bir domino etkisi yaratması kaçınılmaz. Atina’nın izlediği tasarruf çizgisinin yaşama geçirilmesi ve yardım programının ne kadar işe yarayacağı konusundaki şüpheler dışında, şimdi sıranın İspanya’ya geldiği düşünülüyor. Oysa bu ülkelerin birbiri ile ilgisi yok. Ancak Madrid’in paraya ihtiyaç duyduğu doğru. İspanya’nın mali sıkıntıyı nasıl aşacağını kimse bilmiyor. Bu kriz aynı zamanda Avrupa’nın içinde bulunduğu gerçekleri de gösteriyor: Dünyanın en zengin bölgesi ama bir ülkeyi yönetmekten ve onunla dayanışma içinde olmaktan aciz.”
İtalya’nın sol liberal La Repubblica gazetesi aynı konuyla ilgili yorumunda, Yunanistan’daki krizin yol açabileceği sorunları analiz ediyor:
“Finans piyasalarındaki Kara Salı, Yunanistan krizinin henüz çözümlenmediğini gösterdiği gibi, Avrupa açısından krizden daha fazla soruna yol açabileceğine de işaret ediyor. Çünkü Yunanistan’ın karşılaştığı son krizde, teorik olarak bu durumdan kurtulması için ona yardım edilecek olunsa da, bu dayanışmanın AB içinde aslında hiçbir zaman yeterli biçimde kurumsallaştırılamadığını gösteriyor. Hiç kimse mümkün olduğunu düşünmese de, Yunanistan’daki bütçe krizi Avrupa’yı gerçekten bir arada tutan son menteşe diyebileceğimiz euroyu yeniden tartışmaya açtı.”
Norveç’in muhafazakar Aftenposten gazetesinin Yunanistan kriziyle ilgili yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:
“Aslında iki krizle karşı karşıyayız. Biri Yunanistan ekonomisindeki kriz, diğeri ise AB politikasındaki. İkincisi daha önemli. Yunanistan’a kredi verilmesi, AB üyesi diğer ülkelerin finans piyasalarındaki güven krizinden çıkılması anlamına geliyor. Ancak Yunanistan krizinde, ortak para biriminin, krizlerin aşılması için gerekli bir mekanizmaya sahip olmadığını hatırladık. Şimdi bu zaafın ortadan kaldırılması için gerekli siyasi iradeden şüphe duyuluyor. Bu nedenle Yunanistan krizi aslında Avrupa’nın tamamını ilgilendiriyor.”
Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum, Avusturya’nın liberal Der Standard gazetesinden:
“Almanya Başbakanı Merkel ve ondan daha çok Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, doğru olanı yaptı. Önce Yunanistan krizinde büyük önem taşıyan Almanya’nın yapacağı milyarlık yardımı Atina’nın siyasi kararlar alması şartına bağladı. Bunun ardından kuralların, Euro ülkesi diğer ülkeler için de gerekli görüldüğü takdirde sertleştirilmesini, Avrupa İstatistik Kurumu Eurostat’ın yetkilerinin genişletilmesini, bütçe kontrollerinin daha iyi yapılmasını talep etti. Başka bir açıdan bakılacak olursa, AB, üye ülkeler karşısında politik olarak daha güçlü hale gelmeli ama maliye politikaları sözkonusu olduğunda yumuşamamalı. Euro ancak bu şekilde güçlü kalabilir. Avusturya gibi ülkeler buna seviniyor olmalı. Ancak şaşırtıcı olan Avusturya Başbakanı’nın bu konuda açıklama yapmaya yanaşmaması.”
