İngiltere gazetelerinin manşetlerine tek bir konu hakim: Geçen hafta yapılan ve yol açtığı siyasi belirsizlik hâlâ giderilemeyen genel seçim sonrası hükümet arayışları.
Guardian gazetesi, genel seçimde en fazla oyu alan ancak çoğunluk hükümeti kuracak sandalyeye erişemeyen Muhafazakâr parti ile Liberal Demokratların koalisyon görüşmelerinde sürenin bugün dolduğunu aktarıyor.
Financial Times gazetesi ise Muhafazakâr lider David Cameron’ın, Nick Clegg’le ‘çok olumlu’ görüşmeler ardından başbakanlık konutuna daha yakın olduğu görüşünde.
Independent gazetesine göre ise, Muhafazakârlarla Liberal Demokratlar arasında üçüncü gününe giren görüşmeler seçim sistemini yenilenmesi konusunda tıkanmış durumda.
‘İngiltere askıda’
Muhafazakâr eğilimli Daily Telegraph ise İngiltere’nin belirsizlik içinde olduğunu, Cameron’ın da başbakanlık koltuğuna oturmak için beklediğini aktarıyor.
Daily Telegraph’ın manşetine, David Cameron’ın 10 yaşında bir konuşma yaparkenki fotoğrafı eşlik ediyor.
Times gazetesi ise “İngiltere askıda” başlığıyla değerlendirmiş ülkedeki seçim sonrası belirsizliği.
Manşetlerin ardından, gazetelerin, seçimlerin ortaya koyduğu sonuçları ve belirsizliğin İngiltere ekonomisine nasıl etkide bulunduğu ile ilgili değerlendirmelerle devam edelim.
Seçimde Muhafazakâr Parti’yi destekleyen Times, David Cameron ile Liberallerin lideri Nick Clegg’e koalisyona evet demeleri çağrısında bulunuyor ve anlaşmanın getirilerinin, risklerinden çok daha büyük olduğunu savunuyor.
Gazete başyazısında, 650 seçim bölgesinin her birinde, en yüksek oyu alan adayın milletvekili seçilmesini öngören seçim sisteminin değiştirilmesini isteyen Liberal Demokratların seçim sonuçlarını yanlış okuduğu görüşünü de dile getiriyor.
Seçimde beklediği oyu alamayan Liberal Demokratların koalisyona ‘evet’ diyebilmek için öne sürdükleri en önemli şartlardan biri seçim sisteminin değiştirilmesi.
Times gazetesine göre ise, Liberal Demokratların seçimde az milletvekili çıkarması, nispi temsili desteklemek için kullanılabilecek bir argüman değil.
Liberal Demokratların oy oranının da düşük olduğunu yazan gazete, bunun, dar bölge seçiminin yapıldığı İngiltere’de seçmenlerin milletvekilleriyle karşılıklı ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olduğunu savunuyor.
Independent gazetesi ise Nick Clegg’in seçim reformu olmadan, iki partiyle de koalisyona ‘evet’ dememesi konusunda partisinden uyarı aldığını belirtiyor.
En yüksek oyu alan adayın milletvekili seçildiği dar bölge seçim sistemi, İngiltere’de büyük partilerin parlamentodaki sandalye sayılarının daha fazla olmasını sağlayarak siyasi istikrara katkıda bulunduğu gerekçesiyle savunuluyor.
Gazete, Nick Clegg’in seçim reformu konusunda taviz vermesi halinde, milletvekillerini ikna etmek zorunda kalacağını da belirtiyor.
‘Koalisyon anlaşması gecikmemeli’
Muhafazakâr Parti ile Liberallerin koalisyon konusunda anlaşamamaları durumunda, seçimden ikinci parti olarak çıkan İşçi Partisi ile Liberaller arasında koalisyon görüşmeleri başlayacak.
Guardian gazetesi, İngiltere’nin en büyük işverenler örgütü, İngiliz Endüstri Konfederasyonu başkanı Richard Lambert’ın açıklamalarına yer vermiş.
Lambert, siyasi partilerin paniğe kapılmaları için bir neden yok, fakat bir anlaşmaya varmayı geciktirmemeliler diyor.
Gazete, İngiltere’deki siyasi boşluğun kentin finansal kalbinde telaşa neden olabileceği yolunda kaygılar olduğunu ve Lambert’ın, Yunanistan krizi nedeniyle İngiltere siyasetçilerinin üzerindeki baskının arttığını söylediğini de aktarıyor.
Daily Telegraph gazetesi, diğer gazetelerde de yer bulan bir siyasi söylentiyi öne çıkarmış.
Gazeteye göre, İşçi Partisi içinde, Başbakan Gordon Brown’ı parti liderliğinden alıp Liberal Demokratlarla ittifak yaparak iktidarda kalmayı amaçlayan darbeci bir grup var.
Daily Telegraph ayrıca, liderlerin bir anlaşmaya varmak için 15 günlük süreleri olduğunu, bu sürede anlaşmaya varılmaması halinde, İngiltere’yi yeni bir genel seçimin beklediğini de belirtiyor.
FT: ABD, Yunanistan krizinden korkmalı
Financial Times gazetesi, Avrupa Birliği maliye bakanlarının Yunanistan’ın borç krizinin diğer ülkelere yayılmasını engellemek alacakları önlemleri öne çıkarıyor.
Avrupalı bakanların, alacakları önlemler üzerinde anlaşmayı, Asya borsalarının açılma saati öncesinde tamamlamak için büyük çaba harcadıklarını belirten gazete, Yunanistan krizinin yayılmasını engellemek için gerekli önlemleri almaları konusunda bakanlara Amerika Birleşik Devletleri’nden de baskı geldiğini yazıyor.
Gazetenin yazarı Clive Crook’a göre, Amerika Birleşik Devletleri’nin Yunanistan’daki krizden korkmak için yeterince sebebi var.
Crook, Yunanistan’ın krizinin, kamu borçlarının oranındaki yükseklikten kaynaklandığını ve bunun da benzer durumda olan başka ülkeler için de kötüye işaret olduğunu söylüyor.
Gazetenin yazarına göre, Yunanistan’ın durumu, Amerikan hükümetinin borçlanması konusunda da kaygıları artırıyor.