Yeryüzünün tüm inananları;
Coğrafya, kıta ve ülke farkı gözetmeksizin; Asya’dan Amerika’ya Avustralya’dan Avrupa’ya sömürgeci- hegemonyacı egemen- müesses nizamcıların çizdiği bütün sınırları red ederek ve aşarak,
Yönleri belirtmeksizin; doğu’dan batıya, kuzeyden güneye üstünlük gösterilerine girişilmeksizin, doğunun aydınlığı veya batının karanlığı, doğunun karanlığı veya batının aydınlığı yalanlarına itibar etmeksizin, kuzeyin gelişmişliği veya güneyin fakirliğini ölçü almaksızın,
Renk farkına bakılmaksızın; siyahları, esmerleri, çekik gözlüleri bilinçaltı körlüğüyle oluşan aşağılanmalarına, ötelenmelerine dikkate almaksızın, herkesin Âdem olduğunu düşünerek ve inanarak,
Dil ayrımı yapmaksızın; dünya üzerinde konuşulan hiçbir dilin üstünlük tartışılmasına girişilmeksizin, dilleri sömürü aracı kılmaksızın,
Din ve ideoloji tanımlamasına girişilmeksizin; ait olunan dinin- ideolojinin üstünlüğü değil kişinin yaşamında- pratiğinde yaptığı- yaşadığı ilkelere- ideallere ve erdemlere bağlılığı ve pratize etme iradesine bakılarak,
Sınıf ayrımına gitmeksizin; iktidar ve mülkün paylaşım mücadelesine girişilmeksizin, adalet, özgürlük ve emek temelinde paylaşımın dünyada mümkün olduğunu kanıtlayarak ve ilke edinerek; Birleşiniz…
Tanrılaşan – Tanrılaştırılanların tasarım – darbeleriyle sarsılan ve her kuşakta yeni dizayn çabalarının ezdiği- astığı – kestiği – işkence ettiği, üzerinden geçtiği kuşaklar, Tiananmen Meydanında tankın karşısında duran gençler, Evsizler- yurtsuzlar- mahrumların yaynında olanlar, Tahrir meydanında özgürlüğün sesi insanlar, Kerbela toprağına bombaların açtıkları çukurlara gömülen insanlar, sanayi dişlileri arasına hayatları hapsedilen insanlar, Arap isyanının- baharının yanan vicdanı ve isyanı Muhammed Bouazizi, Wall Street’in soğuk sokaklarını isyan ateşiyle ısıtan gençleri, Filistin’i ezen- parçalayan işgalcilere direnen Rachel Corrie, denizin ortasında kanlarını dalgalara karıştırarak onu hareketlendirip İsrail’i boğup yutacak denizi hareketlendiren Mavi Marmara şehitleri, insanlığın rüyasını gören Martin Luther King, isimsiz- adressiz mezarlara gömülerek sesleri kesilmeye çalışılan fail- i malum mazlumlar, dünya istikbarının karizmasını çizen Tahran’ın yiğit gençleri, batının girdiği insanlık krizine isyan eden aydınlar… İnsanlığın vicdanının sesini yücelten ve yükselten insanlar; Birleşiniz…
‘De ki: Ey önceki çağlarda kendilerine kitap verilenler! Sizinle bizim aramızda ortak bir kelimede birleşelim: Allah’tan başkasına tapmayalım. O’na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.’(Al- i İmran–64) Ey hakikat sözünün tecellisine inananlar… Rabbiyle yaptığı sözleşmenin arkasında olanlar… Bütün insanlığın üzerinde birleştiği- ittifak ettiği ilkeler etrafında birleşelim… İnsanlığın var olduğu günden beri uğrunda mücadele ettiği ve kendini feda etmekten çekinmediği değerlere sarılalım… Halkların, elçilerin, bilginlerin, aydınların, âlimlerin ortak sözleri olan ideallerde birleşelim… Hakikati bozacak, bulandıracak şeylerden uzak duralım… Tanrılaşma iddiasında olanların saraylarını ve tahtlarını başlarına yıkalım… Hükmetme fırsatı yakaladığımızda bizler de dünün zalimliklerine özenmeyelim… Onlardan bizi farksız kılacak davranışlardan uzak duralım… Küresel istikbara karşı küresel intifada olmalıdır. Bilgi, inanç ve dinin tekelleşmesine- zümreleşmesine- sömürü kaynağı haline dönüşmesine izin vermeyelim…
‘Şüphesiz iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sâbiîlerden Allah’a ve ahiret gününe hakkıyla inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur. Onlar üzüntü çekmeyeceklerdir.’(Bakara–62) Hangi dinden olursa olsunlar… İster Yahudi, ister Hristiyan, İster Sabii(dünya dinlerinden herhangi birisi) ait olursa olsunlar… Hangi dinden olursa olsunlar; zulmetmeyen, fıtratının sesine kulak veren, mustazaflarla aynı cephede yer alan, ahlaki erdemleri yaşayan herkes kurtuluşa erecektir. Tevhid üzere; İktidar ve mülkü gasp eden, bunu haksızlıkla çoğaltanlara itaat etmeyen, korku ve çıkar gözetmeksizin onlara meyletmeyen, insanlığın ortak değerleri olan fıtrata kulak verenlere, zalimlere karşı mazlumlardan yana olan herkes… İster adı Müslüman olsun, ister Hristiyan, ister Yahudi, İster Budist olsun. Hangi ideolojiden olursa olsun… Hakikat dininin temsilcisidirler… Ortak ruhun, vicdanın, sesin dili ve hareketi olan insanlar; Birleşiniz…
Türkiye’nin tüm inananları birleşin… Kürt, Türk, Sünni, alevi, sol, sağ, rum, ermeni, İslamcı, milliyetçi, muhafazakâr, dindar… Adı, mezhebi, dini ve ideolojisi ne olursa olsun; Birleşiniz…
Birleşiniz;
Küresel olarak dünyayı sarıp sarmalayan, sürekli kisve ve adres değiştiren tanrılaşanların dünyayı daha fazla fitne ateşinde cehenneme dönüştürmelerine izin verilmemelidir. İnananların ‘Haberiniz olsun ki Allah kendi yolunda kurşunlu bir bina gibi saf bağlıyarak çarpışanların’(Saff-4) birleşmesinden başka bir yol bulunmamaktadır. ‘Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak(Namusları kirletilen, izzet ve şerefleri ayaklar altına alınan, yöneticilerin- burjuvaların- yalı sahiplerinin- bürokratların ortak mülkleri tekeline alıp insanlığı yoksulluğa mahkûm edilenleri başlarını dik tutmalarını sağlamak, onurlu bir hayata kavuşturmak), onları önderler yapmak(yeryüzünü yeniden tevhid, adalet, özgürlük temelinde önderlik görevi vermek ve öne çıkarmak) ve onları vâris kılmak(topraklarında erdemler şehrinin imarcıları kılmak) istiyorduk. Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân’a ve ordularına,(adları ve maskeleri değişen ama özü aynı olan güçlerden) onlardan(dünya istikbarlarından gelecek tehditlerden) korktukları şeyi göstermek(Tüm bu büyük görünen nizamın içi boş, yalan, sahte, kaotik bir sistemden ibaret olduğunu göstermek istiyorduk).’(Kasas/5-6) Allah inananlarla beraberdir, onlara dosttur, velisidir, şefaatçisidir, merhamet sahibi ve yardım edicisidir.