Bilim insanları, yaşamın kaynağı olan bileşenlerin 4 milyar yıl önce okyanus tabanında nasıl oluştuğunu gösteren bir çalışma yaptılar. Çalışmanın sonuçları Dünyada yaşamın nasıl başlamış olabileceğine ışık tutarken evrende başka nerelerde yaşam olabileceği konusuna da ışık tutuyor.
NASA‘nın Jet İtiş Laboratuvarı (Jet Propulsion Laboratory) araştırmacıları Dünyadaki yaşamın kaynağı konusunu araştırarak buradan evrenin başka yerlerinde yaşam olasılığını değerlendiriyor. Araştırma okyanus tabanında yer alan sıcak su bacalarının çevresinde yaşamın yapı taşlarının nasıl oluştuğuna odaklanıyorlar.
Okyanus tabanındaki ortamın laboratuvarda canlandırılabilmesi için araştırmacılar deney kaplarında dünyanın tarih öncesi okyanuslarını temsil eden karışımlar koydular. Bu kaplar bildiğimiz yaşamın yapı taşları olan aminoasitlerin oluşması için bir “doğumhane” görevi gördüler. Aminoasitler, çocuk oyuncaklarının parçaları gibi birbirlerine eklenerek proteinleri, proteinler de tüm canlıları oluşturur.
Araştırmacılar organik maddeler ve mineralleri kullanarak gerçek hücrelere ulaşmak için ne kadar zaman geçeceğini bulmanın, yaşamın hangi ortamlarda başlayabileceğinin ortaya koyulması açısından önemli olduğunu söylediler. Atmosfer, okyanus ve okyanus tabanındaki bacaların bu süreci nasıl etkilediğinin araştırılması, yaşamın başka gezegenlerde başlama olasılığını belirlemek için gerekli.
Yaşamın kaynağı su altındaki hidrotermal bacalar mı?
Deniz tabanındaki çatlaklarda bulunan hidrotermal bacalar, yer kabuğunun altında ısınan sıvının çıkması için doğal birer çıkış görevi görüyor. Bu bacalar çevrelerindeki deniz suyu ile etkileştiklerinde sürekli akış halinde olan bir ortam yaratıyorlar. Bu ortamın yaşamın başlaması, evrilmesi ve değişmesi için gerekli olduğu düşünülüyor. Dünyanın kimyasal enerjisi ile beslenen bu karanlık ve sıcak çevre, güneşin ışıklarından uzak başka dünyalarda da hayatın başlayabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılardan Erika Flores, dünyamızda olduğu gibi, diğer gezegenlerde de benzer reaksiyonların oluşabileceğini söylüyor. Yaşamın kaynağı konusundaki araştırmada su, mineraller ve aminoasitleri oluşturan temel maddeler olan pirüvat ve azot birleştirildi. Çözelti 70 dereceye ısıtılarak asitlik düzeyi okyanus tabanındaki bacaların çevresini temsil edecek şekilde bazik bir düzeye ayarlandı. Hayatın başladığı dönemde dünyada oksijen çok az olduğu için karışımdaki oksijen de uzaklaştırıldı. Bunun yerine, dünyanın erken zamanlarında oldukça bol olan demir hidroksit (yeşil pas) eklendi.
Yeşil pas, araştırmacıların karışıma eklediği çok küçük miktarlardaki oksijenle tepkimeye girerek alanin adlı aminoasidi ve alfahidroksiasit laktat adlı maddeyi ortaya çıkardı. Alfahidroksiasitler aminoasit reaksiyonlarının yan ürünü olarak görülüyor, ancak bazı bilim insanları bu maddelerin de birleşerek hayatın başlamasını sağlayan karmaşık organik moleküllere dönüşebileceğini düşünüyor.
Laboratuvarda bu çalışmalar sürerken, çok daha uzaklardan, Mars gezegeninden getirilmesi planlanan örneklerde demir açısından zengin gezegende aminoasitlerin oluşup oluşmadığı incelenecek.