Nesnelerin interneti (Internet of Things (IoT)); kablosuz sensörler ve nanoteknoloji gibi bir takım önemli alanlarda dinamik teknik yeniliğe dayanan teknolojik bir devrimdir.
“Nesnelerin internete bağlı olup birbirleriyle etkileşim içinde olması, fiziksel nesnelerin birbirleriyle ya da daha büyük sistemlerle bağlantılı olduğu iletişim ağı ya da çeşitli haberleşme protokolleri sayesinde birbirleri ile haberleşen, bilgi paylaşarak akıllı bir ağ oluşturmuş cihazlar sistemi” tanımlarıyla açıklanabilir.
Nesnelerin internet teknolojisinin bilgisayar ve internetin ardından üçüncü dalga dünya endüstrisi olacağı düşünülmektedir. IoT, iş dünyası internetini, bilgi teknolojisi ve operasyonel teknolojiyi birleştiren ve Endüstri 4.0 çerçevesinde endüstriyel dönüşüme katkıda bulunan endüstrileri ve uzmanlıkları bir araya getirmektedir.
IoT, bilgi alışverişinde bulunmak için radyo frekansı tanıma teknolojisini (RFID-Radio Frequency Identification) ve kablosuz sensör ve aktüatör ağı (WSAN-wireless sensor and actuator network) gibi birçok birbirine bağlı teknolojiyi içeren internet tabanlı bir paradigmadır. Birçok alanda daha iyi kontrol, izleme ve yönetim için mevcut ihtiyaçlar ve bu alandaki devam eden araştırmalar, akıllı ev, akıllı şehir ve akıllı şebeke gibi birden fazla sistemin ortaya çıkışı ve yaratılmasından kaynaklanmıştır. Bu sistemlerin projelerinde hangi sensörlerden nasıl veri toplanacağı, hangi geçit (gateway) üzerinden merkezi sunuculara veri iletileceği, veri iletişim protokolleri, karar mekanizmaları planlanmaktadır.
Nesnelerin interneti insan-insan, insan-nesne ve nesne-nesne arasında; nesneler, nesneleri birbirine bağlayan iletişim ağları, nesnelerden nesnelere akan verileri kullanan bilgisayar sistemleri şeklinde üç ana bileşenden oluşmaktadır.
İlk kez 1999 yılında MIT’nin Auto-ID Merkezi’nin kurucularından, Britanyalı teknoloji öncüsü Kevin Ashton tarafından ortaya atıldı. Kevin Ashton, P&G için RFID teknolojisi uygulamasının firmaya faydalarını sıraladı ve kullanılmasını önerdi. Önerdiği sistem; “internet of things” kavramını ortaya çıkaran radyo dalgaları ve sensörlere dayalı bir küresel sistem standardıydı. Yani Ashton’un IoT fikri, cihazlar arası bağlantı kurmak için RFID kullanma üzerine odaklanmıştı. Günümüzün IoT’si ilk zamanlardan farklı olarak cihazlar arasında bilgi alışverişini IP ağı üzerinden sağlıyor.
Nesneler, algılayıcılar ve elektronik devreler ile donatıldığında insanlarla iletişime geçerek durum bilgilerini güncelleyebilecek yetenekler kazanırlar. Mobil ağlar ve internetin gelişimiyle birlikte bu nesnelerin kişiler ile iletişim kurmaları kolaylaşmış ve insanlar da onları her yerden, her zaman gözlemleme ve kontrol etme şansına sahip olmuştur. Burada nesneler; implant yapılmış hastalar, çamaşır makineleri, kahve makineleri, akıllı saatler vb. olabilir.
1991 yılında Cambridge Üniversitesi’nde akademisyenlerin kurduğu, kahve makinesine ait görüntüyü kendi aralarında kurulu olan ağa atan kameralı sistem nesnelerin internetinin ilk uygulaması olarak bilinmektedir. 2001 yılına kadar kullanılmıştır. Çevrimiçi ve gerçek zamanlı olması sebebiyle “nesnelerin interneti” kavramının ilk örneği olarak tarihte yerini almıştır.
Nesnelerin interneti uygulamaları kapsamında; otobüs durakları ile otobüsler arasındaki “akıllı durak” iletişiminde otobüsün nerede olduğunun ya da bulunduğumuz durağa ne zaman geleceğinin söylenmesi, tarımsal üretimi arttırmak için akıllı sulama sistemi kurulması, sensörler yardımıyla su tüketiminin azaltılması ve toprağın durumu hakkında bilgi verilmesi, sulama sistemlerinin, topladığı veriyi analiz edip, sulama sisteminin kurulduğu alandaki toprağın ihtiyacına göre sulama işleminin yapılması, korunma altındaki ormanlarda ağaçlara yerleştirilen cihazlarla; yasa dışı ağaç kesme faaliyetinin gözlemlenmesi, sensörler yardımıyla yol üzerindeki araçları sayan, yolculuk süresini hesaplayan, çukurları tespit eden ve park yerlerinin kullanılma süresini hesaplayan akıllı ulaşım sistemlerinin kurulması günümüze kadar gelen örneklerdir.
Yapılan araştırmalara göre; bugün internete 10-11 milyar cihazın bağlı olduğu tespit edilmiş, 2020 yılına gelindiğinde bu rakamın 50 milyar cihaz seviyesine çıkması öngörülmüştür. Ayrıca; 2003 yılında dünyada kişi başına düşen birbirleriyle bağlantılı cihaz oranı 0,08 iken, bu oranın 2020’de 80 kat artacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca 2020 yılında, 20 adet tipik ev cihazının üreteceği bilgi trafiğinin, 2008 yılında üretilen tüm internet trafiğinden daha fazla olacağı tahmin edilmektedir. Gartner’ a göre; 2020 yılına kadar yaklaşık 26 milyar nesne, nesnelerin interneti kapsamında hizmet verecek.
Tüm faydalarının yanında nesnelerin interneti bazı sorunlara da yol açacaktır. Birbirlerine bağlı cihazlar sayesinde sosyal hayatımızı internet üzerinden kayıt altına sunuyor olmamız, ortaya çıkacak veri miktarını inanılmaz derecede arttıracak ve bu büyük verilerin çözümlenerek işlenmesi zor ve karmaşık bir iş haline gelecektir. Ortaya çıkan bu verilerin gizliliği ve güvenliği de önemli bir konu olarak karşımıza çıkacaktır.
Ayrıca; nesnelerin interneti kavramının yaygınlaşması ile birlikte artan cihaz sayısına, mesaj trafiğine ve kısıtlı kaynaklara sahip cihazların birbirleri ile kayıpsız şekilde haberleşmelerini sağlayacak protokol mekanizmalarının geliştirilme ihtiyacı, sonsuz bant genişliğinin ve network altyapısının yetersiz kalması, IoT donanımlarının kesintisiz güç kaynağından bağımsız hale getirilmemiş olması, IoT cihazları kullanıcılarının çevrimiçi gizlilik endişeleri sorunları mevcuttur. Bunun yanında IPv6 protokolüne geçiş, IP çakışmalarının önüne geçilmesini sağlamıştır.
Sonuç olarak faydaları, zorlukları ve gereklilikleri yanında; akıllı telefonlardan akıllı ev aletlerine, akıllı otobüs ve metro duraklarına kadar örneklerini her gün görebileceğimiz bu faydalı uygulamalar elbette insan hayatını daha da kolaylaştıracak. Öyle ki; günün birinde mutfağımızdaki buzdolabı bize hangi yiyeceğin ya da içeceğin azaldığını söyleyebilecek. Etkileşimin ve internetin hemen her nesnenin içine gireceği ve farklı nesnelerin ortak amaçlar için hareket edeceği böyle bir dönemin içinde; insanların fizyolojik ve psikolojik olarak bu değişime nasıl karşılık vereceğini hep birlikte izleyeceğiz.
Zühre AYDIN YENİOĞLU
Kaynakça
1.http://thevarguy.com/var-guy/iot-past-and-present-history-iot-and-where-its-headed-today?page=1
2.https://www.i-scoop.eu/internet-of-things-guide/
3.Diaz, M., Martin, C., Rubio, B. (2016). State-of-the-art, challenges, and open issues in the integration of Internet of things and cloud computing. Journal of Network and Computer Applications, 67, 99-117.