Bitcoin, her ne kadar yasadışı işlere imkân tanısa da dijital bir para biriminin var olabileceği gerçeği ülke yönetimlerinin de dikkatini çekmeye başladı
TAYLAN ÇIDAM
Bitcoin, son dönemlerde en çok duyduğumuz teknolojik ‘şeylerden’ biri. Şey diyorum çünkü herkes buradan para kazanmanın peşindeyken ne olduğunu ve çalışma prensibini aslında çok az kişi biliyor. Her ne kadar yeni olmasa da ülkemizde yeni yeni ünleniyor. Dünyanın bu en önemli dijital para birimi dillerden düşmezken ülkeler de bu konuda adım atıyor. Bazı ülkelerde yasal olan, hatta günlük alışverişte de kullanılabilen Bitcoin çoğu ülkede yasadışı. Çünkü kayıt dışı dijital alışverişi mümkün kılıyor.
Her ne kadar yasa dışı işlere imkan tanısa da dijital bir para birimin var olabileceği gerçeği ülke yönetimlerinin de dikkatini çekmeye başladı. Özellikle banknot kullanımın son 30 yılın en düşük seviyesine düştüğü İsveç gibi ülkelerde dijital para birimleri çok daha mantıklı. Söz konusu ülkede son 1 yılda harcanan paranın sadece yüzde 15’i fiziksel şekilde harcanmış. Bu durum da hükümeti devlet kontrolünde ve tamamen dijital bir para birimine yöneltmiş durumda.
Merkezi bir banka yerine bilgisayarlardan oluşan bir ağda var olan Bitcoin’e benzer bir sistemin kurulması, paranın kontrolünün günümüz banka sisteminde olduğu gibi tek merkezde olmayacağı anlamına geliyor. Bu yüzden hükümetler, dijital para birimleri için daha kontrol edilebilir bir sistem arayışında.
Bu noktada karşılaşılan en önemli sorun ise para transferlerini kimin onaylayacağı konusunda. Bunun çözülmesi halinde ise başka bir sorunlar karşılaşılıyor. Sistemin fazla hızlı olması. Panik veya kriz anlarında merkez bankaları para basma işlemini yavaşlatarak, büyük miktarlardaki para çekme işlemlerini yavaşlatıyor. Dijital para biriminde ise bankaların bu işlemi gerçekleştirmesi neredeyse imkansız. Hatta banka müşterilerinin bir anda tüm paralarını aktararak ülkedeki bankaları parasız bırakması bile mümkün.
Ülkelerin şifreli bu dijital para birimlerini kullanmalarının başka yolları da mümkün. Örneğin iki banka arasında gerçekleşecek büyük çaplı transferlerde rol oynayan merkez bankalarının, bu para birimini eskimiş sistemlerinin yerine kullanması şu an ortaya atılan ihtimaller arasında. Hatta bu konuda Kanada ve Çin tarafından yapılmış örnek testler de bulunuyor. Fakat henüz mükemmel hale getirilmemiş bu sisteme geçiş hakkında kesin bir karar yer almıyor.
İsveç’in durumuna geri döndüğümüzde ise bu duruma sebep olarak gösterebileceğimiz yenilikler ortada. Mobil ödeme sistemleri. Neredeyse her noktada kullanılabilen ve hem cüzdanın hem kartın hem de naktin yerini alan mobil ödeme sistemleri aynı zamanda daha az risk taşıyor. Bu da kullanımı doğal bir şekilde artırıyor.
Bankaların gücünü azaltmak için ortaya çıkan Bitcoin, ironik şekilde bankalara hayatlarına yeni şekillerde devam edebilme imkanı sunuyor. Teknolojinin gelişimiyle sadece bizler değil ülkeler, hükümetler de bir sonraki adıma hazırlanmak ve entegre olmak zorunda kalıyor. Bizde durum ne olur bilinmez ama global anlamda tüm bu gelişmeler arz talep dengesiyle kendine yer bulmaya devam ediyor.