Bana bir milletin başına gelmiş en büyük bela nedir diye sorarsanız size şöyle yanıt veririm: Akılsızlık ve kibir!
Devletin başındaki zat-ı muhterem daha yeni bir darbe kalkışması yaşamışken ve hergün bombalar patlarken tv ekranlarından “topunuz gelin” deyip tüm dünyaya meydan okuyor.
Bunu ancak akılsız biri yapar. Ülkesini seven biri böyle posta koymaz.
Ülkesinin refah düzeyinin yükseltilmesinden, demokrasisinin geliştirilmesinden ve güvenliğinden sorumlu kişinin tek derdi kendi geleceği olmuş.
Ülkesini ve insanını seven bir iktidar başarısız olduğunda, zarar verdiğinde bırakır gider.
15 Temmuz akşamı darbe kalkışmasını Erdoğan iktidarının 10 yıl ortaklık yaptığı Gülen Cemaati ve Erdoğan iktidarında albay olan, general olan askerler yaptı.
Erdoğan darbeyi görmediği gibi önlem almak içinde kılını kıpırdatmamış. Darbe bile bile gelmiş ve izlemiş!
Bu zat-ı muhterem iktidarı bırakacağına daha çok yetki istiyor ve güçleniyor.
16 Temmuz sabahı artık tek adam…!
Ülkeyi kararnamelerle yönetiyor. Yasa ve Anayasayı rafa kaldırmış.
Korkuyla hareket ediyor. Beştepe’den çıkamaz durumda.
Korkuları arttıkça dahada zalim oluyor. Son 1 ayda 40’ın üstünde gazete, tv ve yayınevi kapattı. 50’ın üzerinde gazeteci-yazar hapse atıldı. Herkes Saray ve etrafındakilerin zorbalığından yılgın halde. Kin ve kibir zat-ı muhteremlerinin gözünü adeta köreltmiş. Tek gördüğü Türklük ve İslam…! İslam ve Türklük iktidarın hükmetme aracına dönüştüğünde tehlikeli olur. İslam ve Türklük bugün zat-ı muhteremlerin aracıdır.
Bu dürtüyle yönetiyor.
Milli birlik diyenler ülkeyi kaotik geleceğe doğru hızla götürüyorlar. Cünkü milli birlikten kastı Türkçü ve İslamcı olmak…!
SADAT A.Ş Başkanı Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi Erdoğan’ın danışmanı yapıldı. SADAT islamcı bir özel güvenlik şirketi. Erdoğan’ın ordusu diyenler var. Anlaşılıyorki saray kendi muhafız alayını oluşturuyor.
Erdoğan’lı Türkiye gittikçe sırtını batıya çeviriyor ve sırtını döndükçe otoriterleşiyor. Otoriterleştikçe yalnızlaşıyor. Komşularından kalan dostları Kürt Federe yönetimi Başkanı Mesut Barzanı ve KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı.
Türkçü ve İslamcı olanların dışındakileri bu birliğin dışında tuttular. Bu nedenle HDP’yi dışladılar ve Kürt kurumlarına saldırıyorlar.
Akıllı bir yönetim böyle yapmaz. Bu dışlama ve saldırganlıkla problemler çözülmez.
Bu sertlik ortamında toplum bölünüyor.
Toplum bölündükçe ve sertleştikçe ülke fakirleşir, kaos hakim olur, ve millet topyekün kaybeder.
Bu Suriye’lileşmek ve Irak’lılaşmaktır. Türkiye’nin yaşadığı budur.
Yalnız, kavgalı ve fakir bir millet oluşuyor.
Ülke yalnızlaştıkça, fakirleşip kavga kızıştıkça kibir ve akılsızlık artıyor.