HDP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy, ABD’deki gözlemlerini BirGün’le paylaştı: İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü, Washington’da reel siyasetin koridorlarında yankılanmıyor
ÖMÜR ŞAHİN KEYİF –
HDP, Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturması sonrası ilk Washington ziyaretini gerçekleştirdi. Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy, geçen hafta Washington’da Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı’nı da kapsayan bir dizi görüşme yaptı.
Özsoy izlenimleri BirGün’e anlattı.
»Kimlerle görüştünüz Washington’da?
HDP olarak rutin şekilde Washington’u ziyaret ediyoruz. İki şeyi anlamaya çalışıyoruz: Yeni Amerika yönetimi ne düşünüyor, Ortadoğu’da Suriye’de Türkiye’de ne yapacak? Ve buradaki muhataplarımız, Türkiye’de olup bitenler konusunda ne düşünüyor, ne kadar bilgi sahibi… Bu çerçevede her iki partiden de bazı kongre üyeleri, farklı düşünce kuruluşlarıyla görüştük. Buradaki (Türkiye-ABD) Dostluk Grubu’ndan bazı kesimlerle de bir araya geldik. ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray’da da bazı görüşmeler yaptık. Görüştüğümüz kişiler çoğunlukla kariyer diplomatlarıydı, yeni yönetim henüz kimseyi atamamış, müsteşarlar belirlenmemiş, ortada büyük bir karmaşa var ve öyle görünüyor ki özellikle dış politika alanında önümüzdeki beş, altı ayda anca bir ekip kurulup çalışmaya başlayacaklar.
»Bu karmaşa içinde, özellikle dış politikada, nasıl bir hava değişimi var?
Trump hızla kendi farkını koymaya çalışıyor, bu çerçevede koyduğu vize yasağının Mahkeme’den dönmesi, Trump’ın önümüzdeki dönemde, kurulu düzenle ciddi çatışma içinde olacağını gösterdi. Kurumlarla savaşı uzun sürecek gibi görünüyor. Bu dış politika alanına da yansıyacak. Çatışmalar sonucunda orta yolu bulacaklar. Bulamazlarsa, Trump değişiklik öngörse bile, bu değişiklikleri hayata geçirecek bir zemini olmayacak.
Ortadoğu’da daha sert politikaları olacağını öngörebiliyoruz. Cumhuriyetçiler’den Obama’nın pasif kaldığı, alanı İran’a ,Rusya’ya bırakıldığıyla ilgili eleştiriler vardı, bunları bir şekilde telafi etmeye çalışacak, öyle görünüyor ki IŞİD ve terörizm üzerinde sertleşecekler.
Buradaki otoriteler de stratejik anlamında büyük değişiklikler olmayacak ama taktik anlamında, bazı değişikliklere gidecek, diye görüyor.
Erdoğan lobisi çalışıyor
» Türkiye’de referandum sürecini nasıl takip ediyorlar, ne düşünüyorlar?
Referandumu takip ediyorlar, genel anlamda, Erdoğan’ın siyasi eğilimlerinden ciddi bir rahatsızlık var. Avrupa’da da ABD’de de o eski Erdoğan hayranlığından eser yok. Samimiyetle söylüyorum, (ABD ve Avrupa’da) son bir yılda yaptığımız belki yüzlerce görüşmede, Erdoğan’a ilişkin tek bir olumlu kelime duymadım. 2010’a kadar ise tam tersi, olumsuz bir şey duyamıyordunuz…
İyice izole olmuş durumda. Referandumun ne getirip ne götüreceğini aşağı yukarı görebiliyorlar. Bir taraftan da Erdoğan referandumu kazansa da kaybetse de Amerika Türkiye’yle bir şekilde çalışmanın yolunu zorlayacak, böyle de bir gerçeklik var ortada.
»Her iki koşul için de planları hazır görünüyor mu?
Şu anda bu planları yapabilecek durumları yok, hepsi Trump şokunda, kendilerine gelmeye çalışıyorlar. Fakat belli ki Erdoğan lobisi burada çalışıyor, “Siz bırakın bir Başkan olalım, başkan olduktan sonra daha da esneyebilir, yumuşayabiliriz” söylemini yaymaya başlamışlar; bu söylem görüşmelerde soru olarak karşımıza geliyor.
Talepkâr değiliz…
»Görüşmelerde talepleriniz oluyor mu?
Daha çok pozisyonlarını öğrenmeye çalışıyoruz. ‘Türkiye üzerine baskı kurun’ gibi söylemler üzerinden gitmiyoruz. İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü, Türkiye’de kimsenin umurunda olmadığı gibi, Washington’da reel siyasetin koridorlarında da yankılanmıyor.
»Biz neler yapabiliriz, diye soruyorlar mı?
Soruyorlar ancak biz öyle çok talepkâr bir durumda değiliz. Ama Türkiye’de olup bitenlerin Amerika’da gündem olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Daha önce bizim de girişimlerimizle burada (Kongre’de) oturumlar yapıldı Türkiye konulu, bunların yoğunlaşması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’de seçilmiş siyasetçiler, belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz, eş başkanlarımız, yine basın ve akademi üzerinde olan tüm bu baskılar konusunda da eğer bu olanları onaylıyorlarsa bunu söylemelerini, eğer onaylamıyorlarsa ise ses çıkarmaları gerektiğini söylüyoruz.
Güvenli bölge konusu
»Güvenli bölge ile ilgili planları nedir? Erdoğan ile Trump arasında ilk kriz buradan çıkar mı?
Onu hiç bilmiyoruz. Biraz da hayaldir. Kavramlar o kadar karışmış ki… BM Güvenlik Konseyi’nin onayıyla, formel bir güvenli bölgeden bahsediyorsanız, onun gerçekleşme şansı yok. Tek bir üyenin vetosu yetiyor, Rusya, Çin orada. Esad’ı razı etmeden, çok gerçekçi değil. Çok külfetli, 1 milyar dolardan bahsediliyor aylık…
Ama kıyamet, Trump, YPG’nin temel bileşeni olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Rakka’ya girsin diye daha ağır silah ve daha güçlü lojistik sunarsa kopacak. Eğer Rakka ve IŞİD’le mücadele öncelikse başka seçeneği de yok…
»Görüşmelerinizde böyle bir izlenim mi edindiniz?
Trump’ın ekibi oluşmadı henüz. Biz bir takım kariyer diplomatlarıyla görüştük. Görebildiğimiz, hiç kimse Kürtler dışındaki seçenekleri gerçekçi görmüyor burada. ‘Kürtler, SDG, mevcut durumda Rakka’yı almaya en yakın güç, ama onlar bile yeterli değil’ gibi bir kaygı olduğu için, bu nasıl daha güçlendirilir diye bir tartışma yürütülüyor. Onun için gerekirse daha ağır silahlar, daha ciddi lojistik destek… Zaten bunlar artırılmasa SDG’nin de Rakka’ya girmesi YPG’nin oraları IŞİD’den alması kolay değil. Trump yönetiminden bahsetmiyorum; ama burada görüştüğümüz kişilerden edindiğimiz izlenim, SDG dışında IŞİD’i Rakka’dan çıkarabilecek başka bir güç görmüyorlar. Bazıları, ideal olarak, “Türkiye’yi de bir tarafından katarsak” gibi şeyler söylüyorlar ama öyle görünüyor ki onun için Esad’ın, İran’ın, Rusya’nın ikna edilmesi lazım, bunlar öyle Amerika iki parmak salladı diye olacak işler değil. Orada yerelde çok güçlü başka güçler de var. Amerika Kürtler’e desteğini artırırsa bu şaşırtıcı olmaz. Öylesi bir durumda Erdoğan dönüp ‘Ey Trump’ diye parmak sallar mı onu çok fazla bilmiyoruz. Çok dikkatli şekilde dengelemeye çalışacaklar, Türkiye’nin taleplerini, Türkiye’yi hiçleştirmeden alıp köşeye fırlatmadan, ama diğer taraftan Kürtler’e desteklerini devam ettirmekten başka çıkar yolları yok, eğer IŞİD ve Rakka öncelikse.
»Erdoğan da ikna mı olacak?
Ne yapacak? Şu ana kadar Obama yönetimine getirdiğimiz eleştiri şuydu, ikisini beraber idare etmeye çalışıyorsunuz, kararınızı verin, Kürtler’le çalışacaksanız çalışacaksınız bunu da deklare edersiniz, Türkiye’de ona göre pozisyon alır… Ama öyle görünüyor ki Trump çabuk bir sonuç almak isteyecektir IŞİD konusunda, özelikle Rakka’da. Bu da şu demektir, beklenenden daha kısa süre içinde Erdoğan’la açık bir çatışma durumuna gidebilir.