İnşa Kültürevi’nde yoğun ilgi gören Öteki İslam Tarihi Seminerleri devam ediyor.
Daha önce Karmatiler -Hallac-ı Mansur, Babailer, Hasan Sabbah, Şeyh Bedreddin gibi seminerlerden sonra şimdi de Babek el-Hürremi semineriyle bir ilk daha yaşandı. Hitit Üniversetisi öğretim görevlilerden Prof. Dr. Mehmet Azimli’nin verdiği seminer ilgiyle izlendi.
Azimli şunları dedi:
Ben şu ana kadar yüzlerce program seminer söyleşi yaptım ama genel olarak siyer, dört halife, ilk dönem İslam tarihi gibi konular oldu. Ben ilk defa Babek el-Hürremi ile ilgili bir seminere çağrıldım. Benim için de ilk olan bu seminerin ayrıca önemini belirtmek isterim. Babek el-Hürremi benim doçentlik tezim. Üzerine çok uğraş verdiğim akademik çalışmalarımın en önemlisidir.
Aslında çok önemli bir safha olan Öteki İslam tarihini hatta ikiye bölen bir ayaklanma olmasına rağmen çok tanınan bir ayaklanma olarak İslam tarihinde yer almıyor. Bunun temel sebebi de tarihçilerin bu olayı kapatmalarıdır diyebiliriz. Belki abartılı olacak ama İslam tarihi Babek’ten önce ve Babek’ten sonra diye çok farklı şekilde coğrafyalarda kendini gösterdi. Bu anlamda çok önemlidir.
Babek konusunu dünyada iki kişi çalışmış. Bir tanesi Mısır’da Hüseyin El Aziz isimli bir şahsı bir de ben çalıştım. Bunun dışında akademik olarak düşünce çalışmaları gözükmüyor. İran’da kötülemek üzere, Azarbeycan’da övgü üzerine hamasi çalışmalar ve sloganik çalışmalar var. Bunun dışında çalışma bilmiyorum. Ayrıca Azarbeycan için 40 bölümlük dizi halinde bir film çekiliyor.
Babek el-Hürremi kimdir, nedir ne yapmıştır bununla ilgili anlatımlar yapalım. Fakat bir meseleyi anlatmak için öncelikle, olayın öncesi neydi, mesele neydi, artçı depremleri neler oldu bunlara bakmak lazım. Yoksa Babek el-Hürremi ile ilgili bilgi on sayfa bile yoktur belkide. Bir tarihi olayı incelerken, ayaklanmaya sebep olan olaylar nelerdir, bunu çözmek, temeline varmak lazım. Temelini inmezseniz, olayı anlamak için yıllarca uğraşır durur ama sorunun temel kaynağını çözemezsiniz. Baskı yöntemleriyle bir ayaklanmayı bastırmaya çalışırsanız, bu isyan neden çıktı diye araştırmazsanız bir sonuç elde edemezsiniz. Sonuçta kimse rahatını bozmaz, kimse durduk yere isyan çıkarmaz, bir derdi var demek ki ondan bu yapılıyor. Babek’in isyanından önce İslam dünyası tek parçaydı. Çin’den Fas’a kadar bir kişi tarafından yönetiliyordu. Fakat Babek’ten sonra İslam dünyasının her bölgesi ayrı ayrı devletten oluştu. Nasıl oldu bu, nasıl yaptı, nasıl salladı İslam dünyasını? Bu çok önemlidir.
İslam tarihi derslerinde dört büyük devlet anlatılır. Emeviler, Abbasiler Arap devleti, Osmanlılar, Selçuklular Türk devletidir. Abbasiler gibi beş asır hüküm süren bir devleti, yıkıma götüren, devletin tamamen şeklini değiştiren ve Türklerin Abbasilere hakim olmasına sebebiyet veren bir ayaklanmadır bu. Hatta Babek Arap gücünü dünyada kıran bir ayaklanmadır. Babek’e kadar İslam dünyasını Araplar yönetiyordu ve hakimdi. Ama Babek’ten sonra bu bitti. On bir asır boyunca Türkler yönetmeye başladı. İslam dünyasını on dört asır sayarsanız, ilk iki asrını Araplara, sonraki on bir asrını da Türklere verebilirsiniz. Son bir asrı, 1920’den sonrasını saymıyorum. İşte bu olay bu kadar önemlidir. Ama buna pek değinilmez. Sebebi neydi? Bizim İslam tarihçelerine bakarsanız, Babek zındık, mülhid diye, ”bu sene Zındık Babek isyan etmiştir” diye söze başlarlar. Böyle olunca direk ön yargılı başlıyorsunuz. İslam tarihçileri böyle anlatırlar.
Son dönemler Rusya devriminden sonra, özellikle Azarbeycan’da, Babek’in genel Müslümanlığı önleyen büyük bir kahraman olarak anlatılmıştı. Buradan da başka bir taraftan bakılmıştır. Bir tarihçinin tarihi, taraftar olmadan fotoğrafını çekerek anlatması gerekir. Babek’i ne övelim ne sövelim. Olayları olduğu gibi sümen altı yapmadan aktaralım.
Babek olayı gerçekten bir acı ve dramsa kendimizle hesaplaşmamız lazım. Ben hesaplaşılması gerektiğini düşünüyorum. Müslümanlar yüzünden bu zulüm yaşanmıştır, İslam yüzünden demiyorum. Eğer İslamın gereğini uygulasaydı Müslümanlar, zulüm etmeselerdi, sömürmeselerdi, yağmalamasalardı, talan etmeselerdi, insanları aşağılamasalardı, Arapçılık, ırkçılık yapmasalardı, ne Babek, ne Zenc, ne Karmati isyanı olurdu. İnsanları Afrika çöllerinden toplayıp, Basra’nın bataklıklarında pirinç çıkartmak için açlığa mahkum ederseniz, onlarda isyan eder yağmalar. Sonra siz isyan ettikleri için onlara zalim dersiniz. Halbuki o insanları siz bu hale getirdiniz, önce bunun araştırılması lazım. Yirmi yıllık Zenc isyanları var. Siyah Öfkeli Arkadaşlar diye çalışmamda yayınladım. Babek kendisinden sonra gelen yığınla isyanı domine taşı gibi etkilemiştir. Günümüze kadar etkileri devam etmektedir. Bu bir hak arayışıdır, haksızlığa karşı bir isyandır. Ama ne yapılıyor, bu zındık, dinsiz deyip, kara çalınıyor. Hak arayışında olan birinin dinine bakılmaz. Bir yerde zulüm varsa, şu dinden veya bu dinden olduğuna bakılmaz. Haklı kimse onun yanında olunmalıdır. İşte isyanın temeli budur, hak arayışıdır.
Seminerin tam video çekimi: