Hayatının son günlerini geçirdiğin ölüm döşeğinde en fazla kullandığın kelimelerden biriydi: “teşekkür“. Ömrünün sonuna kadar hep çevrendekilere “teşekkür“, Allah’a da “şükr“ ettin.
Bir başka yakışırdı senin dudaklarına “teşekkür“. Bir başka çalınırdı kulaklara senin sesinden “şükür“.
Biraz geciktim, biliyorum…
Ama elimde değil, şimdi de ben sana teşekkür etmek istiyorum.
Bize ve hizmete vakfettiğin o soylu ömür için.
Hep verdiğin, hiç istemediğin için.
Yaşarken yudum yudum içirmeye çalıştığın, vefat etmeden „sizlere yadigarımdır“ diyerek vefamıza tevdi ettiğin o muhteşem kütüphane için.
Arkanda “ben onun evladıyım“ diyerek alnı yukarda gezen çocuklar bıraktığın için.
Yaşadığın her mahallede bütün çocukların şekerci dedesi, haksızlığa uğramışların şikayet mercii, işsizlerin ve çaresizlerin umudu olduğun için.
Sık sık sevgi ve şefkatle bağrına basarak, sarıp sarmalayarak, yalnızca senin boynunda duyabildiğimiz o tatlı kokunun genzimize yapışıp kalmasına izin verdiğin için.
En dayanılmaz acılar içinde kıvranırken dahi zeka dolu esprilerle çevrendekileri gülümsetmeye devam ettiğin, ömrün boyunca da hep gülümsettiğin, hiç üzmediğin için.
Yaşadığın her dakikaya bir bilgi sığdırdığın, o bilgilere talip talebelerle, vefatından sonra da yaşamaya, konuşmaya, çalışmaya devam eden bahtiyar kullar arasına karıştığın için.
Tenkidlerinde ölçülü, takdirlerin de ise olabildiğince cömert davranarak; düşünme, okuma ve üretme aşkımızı kanatlandırmaya gayret ettiğin için.
En netameli konularda dahi çapımızı sorgulamadan tartışmayı göze aldığın, tüm haksız hezeyanlarımıza munis bir tebessümle mukabele ederek irademizi özgür bıraktığın için.
Tabiat gibi cevherlerini cömertçe etrafına dağıttığın, yanına yaklaşan herkesi bir ışık tufanına boğduğun için.
Erdemli hayatı bizzat yaşayarak , vakıf olduğun ilimleri ise bıkmadan, usanmadan anlatarak sadrımıza naklettiğin için.
Bilginin kibrine hiç kapılmadığın, hep mütevazı yaşadığın ve yeri gelince özürdilemenin bir alime ne çok yakıştığını görmemize vesile olduğun için.
Görev yaptığın her yerde yaşayan ve yaşatılan bir iz bıraktığın; hayır duaları, şükran duygularıyla anıldığın için.
Hırstan uzak ama cehd içinde bir yaşam sürerek, mücadele ruhunu karakterimize zerketmeye çalıştığın için.
Yoksula, düşküne, yetime el uzattığın; mağduriyetlerini giderdiğin çok sayıda insanın da babası olduğun için.
Bizi sevdiğin, çok sevdiğin, sevgini göstermekte hiçbir zaman tereddüt etmediğin için.
Teşekkür ederim babacığım…
Teşekkür ederim anneciğim, bana baba olarak onu seçtiğin için…
Şükürler olsun Allah’im, bana böyle bir baba verdiğin için…
***
Not: kısa bir süre önce kaybettiğim muhterem pederimin acısı adilmedya.com daki yazılarıma ara vermeme neden oldu.
Okurlardan özürdiliyorum…