Biraz iş biraz da dostlarla buluşmak için bir haftadır Hamburg’tayım. Antifaşist ve Vicdani Redci bir dostumun evinde kalıyorum.
Dostlar ile birlikte Planten Un Blomen parkında muhteşem bir su dansı izliyoruz. Planten Un Blomen, Hamburg’un en güzel parklarından…
Evinde kaldığım arkadaşım, ‘Haftaya Çarşamba günü (11 Temmuz) Magdeburg’tan Khris ve Katya bir günlüğüne bize misafir olacaklar’ diyor.
Konuştuğum dostlar ile konuşulan konular malumunuz; Türkiye’deki seçimler, 11 Temmuz Çarşamba günü Münih Yüksek Mahkemesi’nde görülecek olan NSU karar duruşması…
Neo-Nazi Terör Örgütü (NSU) 1999 ile 2010 yılları arasında on cinayet işledi ve üç tane bombalı saldırıları düzenledi! Öldürülenlerin 8’i Türkiyeli, 1’i Yunan. 2011 yılına kadar Süleyman Taşköprü, Theo Boulgsrides ve diğer cinayetlerin bağlantısı kurulamadı ve adli vakalar olarak görüldü. Almanya polisi uzun süre soruşturmalarda cinayete maruz kalan kişilerin yakınları üzerinde durdu! Polis ve yetkililerin aklına ırkçılık ihtimali gelmedi veya bunun üzerinde durmak istemediler.
Kurbanlar fail olarak görüldüler; ne de olsa onlar Avrupalı değildi(!)
Bu mağdur ailelerinde ciddi travma yarattı.
Bu bir skandaldı…
Taki Ekim 2011’e Eisenach kentinde bir Banka’nın soyulmasına kadar. Polis soyguncuları takip etti. Polisin takibini anlayan soyguncu Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhard 4 Kasım günü önce yaşadıkları karavanayı ateşe verdiler sonrada o karavanın içinde başlarına dayandıkları silahlar ile intihar ettiler. Bu polisin ve Alman devlet yetkililerinin iddiası. Bunun aksi bir veri kimsenin elinde yok.
O karavanada Çeska Marka bir tabanca bulundu…
Tabancanın bulunması 9 Temmuz 2000’de Nürnberg kentinde Emre Şimşek’in katledilmesi ile başlayan cinayetlerin ırkçı bir örgütün işi olduğunu deşifre etti. Katledilenler aynı silah ile öldürülmüştü ve bu kişilerin bir kısım bağlantıları deşifre oldu.
Bağlantıların deşifre olduğunu anlayan örgüt üyesi Beate Zschäpe, Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhard’la birlikte oturduğu evi yaktıktan sonra 8 Temmuz’da polise giderek teslim oldu. Zschäpe, oturduğu evi bombalayarak örgüt hakkındaki bütün ipuçlarını yok etmek istemişti. Ardından dört tane destekçisi de yakalandı.
Bu kadar…
NSU örgütünün lideri kimdir, kaç üyesi veya kaç hücresi var bilmiyoruz.
Mağdur ailelerinin ve Antifaşist gurupların ısrarlı çabalarına rağmen Alman yetkilileri Nazi terör örgütünün bağlantılarını bulamadılar veya bulmak istemediler. Avukatların taleplerine rağmen NSU örgütüne ait belgeler mahkemeye sunulmadı ve kimi belgelere „devlet sırrı“ muamelesi yapıldı ve 120 yıl erişime yasaklandı!
Irkçılık halen insanlığın en temel problemlerinden ve ırkçı örgütler yıllardır ırkçılık ile yapılan mücadeleye rağmen taraftar bulabiliyorlar. Birçok ülkede ırkçı partiler oy arttırıyorlar. Mecliste temsil ediliyorlar.
Irkçılık ile mücadele hayatidir.
NSU davası ırkçılık ile mücadele bakımından önemlidir. Bu aynı zamanda NSU örgüt yapısının çözülmesi için de hayatidir.
Sanıklar yüksek ihtimal ile ceza alacaklar, bu kesin.
Lakin NSU örgütü çözülmüş değil!
Bu herkes için koca bir tehdittir.
Nazi Terör Örgütünün kurbanlarından Theo Boulgsrides’in kızı Yvonne Boulgarides basına verdiği son mülakatında şöyle söyledi: „Biliyorum ki zamanı geriye alamıyoruz. Ama yapabileceğimiz bir şey var: Sormayı, sorgulamayı bırakmamak, hepimiz mahkeme kararından sonra da cevap aramayı bırakmamalıyız.“
Mahkeme günü başta Münih ve Hamburg olmak üzere Almanya’nın onlarca kentinde antiırkçı gösteriler olacak; „SON SÖZ HENÜZ SÖYLENMEDİ“ diyecekler.
Irkçı NSU örgüt yapısı çözülmeden ve bütün sorumlular mahkeme önüne çıkarılmadan son söz söylenmemiş olacak!