Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Birkaç güne Fırat’ın doğusuna operasyon yapacağız” sözlerinin üzerinden üç gün geçti.
Gözler, operasyonun ne zaman başlayacağına çevrilirken, bu açıklamanın ABD’ye ve YPG’ye bir tehdit niyeti mi taşıdığı yoksa gerçekten bir Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi bir operasyonun habercisi mi olduğu henüz net değil.
Dillendirilen bir diğer ihtimal ise, operasyon açıklamalarının 31 Mart yerel seçimlerinde, seçmeni konsolide etmenin, AKP-MHP ittifakı çatısı altında toplamanın bir aracı olduğu yönünde.
Evrensel Gazetesi yazarı Vedat İlbeyoğlu da üçüncü seçeneği, yani operasyon niyetinin bir AKP-MHP P&R çalışması olduğu görüşünü dillendirenlerden.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, AKP ile siyasi ittifak için “Uygun bir kombin bulacağız” sözlerine atıfta bulunan İlbeyoğlu, “MHP’nin “tak takıştır, yap yakıştır” türünden tekerleme üstü bir tutam küfürden müteşekkil müktesebatının ürünü olan ‘siyasi kombin’, iktidara baston olma biçiminin ‘estetik’ ifadesi aslında” yorumunun ardından, şu satırlarla devam etti:
“2019’da derinleşerek sürecek bir ekonomik kriz girdabında seçimlere gidiliyor. “Kriz var” demeyi adeta yasaklamakla kriz yok olmuyor. Bakın, Binali Bey bile “kriz var diye öldük bittik demeye lüzum yok” diyor. Hani yoktu kriz?!
Buradan ‘siyasi kombin’in birinci unsurunu anlamak mümkün: Yaşanan, hissedilen krizi konuşturmamak, yokmuş gibi yapmak! Daha önceki seçim ve referandumlarda iktidara yeten yüzde 50’lik konsolidasyonu koruyabilmek…”
Kriz ve sonuçlarının seçimin kaderi üzerinde etkili olacağına işaret eden İlbeyoğlu, ‘Saray’ın yüzde 50 desteğini eritmemek adına Gezi gösterilerinin beş yıl sonra yeniden hortlatıldığını hatırlattı ve Fransa’daki Sarı Yelekliler eylemiyle ilgili koparılan yaygaranın ardında bu niyetin yattığını kaydetti.
İlbeyoğlu, yazısını şöyle sürdürdü:
“Mesaj, Gezicilere sopa göstermekle birlikte, Gezi dönemi konsolide edilmiş ve ‘evde zor tutulan’ yüzde 50’ye dairdir öncelikle. Referandum ve seçimleri kazandıran kutuplaştırılmış yüzde 50’nin ekonomik kriz nedeniyle çözülüp mobilize olmasını frenlemek; olası çözülme eğilimini, “Gezi hayaleti” korkusuyla ve “devletin bekası” hassasiyetiyle dondurmak ihtiyacıdır. “Soğan bile alamıyoruz” diye şikayet eden AKP’liyi, bir tür “Aman Allahım, Gezici mi oluyorum yoksa!” baskılamasına maruz bırakmaktır.
Aylardır, seçimler ve “Fırat’ın doğusundaki yapılanma” boşuna birlikte konuşulmuyor havuz medyasında. Başından beri, gündem sadece seçimle kurgulanmıyor. Bu bir konsept ya da ‘kombin’! “Fırat’ın doğusundaki terör yuvasına müdahale…” dedikçe, Saray-MHP koalisyonunun seçim sath-ı mailinde kulaç atmış olursunuz.”