Soğan tarlasında mesai 04.00’te başlıyor ve 16 saat sürüyor. Okul çağındaki çocuklardan ataması yapılmayan öğretmene kadar her yaştan emekçi sağlıksız koşullarda ekmek mücadelesi veriyor. Sadece uykuda dinlenebildiklerini anlatıyorlar
Pınar Yüksek
Mevsimlik tarım işçilerinin yaşadıkları, emekçi olmanın zorluklarının somut bir örneği… Tarım Orman-İş Sendikası yöneticileri Eskişehir- Ankara arasındaki soğan tarlalarında çalışan ve korunaksız çadırlarda yaşamaya çalışan tarım emekçilerini ziyaret etti. Her yıl Nisan ayında gelip Ekim ayı sonuna kadar tarlada çalışan binlerce tarım emekçisi, en temel haklarından yararlanamıyor, ne sağlık hizmeti ne de eğitim.
Sigortasız ve güvencesiz olarak çalıştırılan tarım emekçileri açlıkla ve yoksullukla mücadele ediyor. Tarım emekçileri mesainin saat 04.00’te kamyonlarla tarlalara götürüldüklerinde başladığını ve 16 saat sürdüğünü anlatıyor. Bütün gün tarlada çalışan emekçiler, akşam çadırlarına döndükten sonra da bozkırın giderek sertleşen soğuğu ile mücadele ediyor, dinlenmek için kendilerine kalan sınırlı saatin büyüm bölümünü de soğuk nedeniyle uyuyamadan geçiriyor.
Okuyamayan çocuklar
Ülkenin en az gelişmiş bölgesinden Güneydoğu ve Doğu illerinden geldiklerini anlatan emekçiler arasında okul çağındaki çocuklar dikkati çekiyor. Çocuklar tarlada çalıştıkları için eğitim alamadıklarını, memleketlerine döndüklerinde okula gecikmeli devam edebildiğini söylüyor. Birçok çocuk ise memlekete gittiğinde arkadaşlarından geri kaldığı için okula devam etmeyi istemediğini anlattı. Okuldan aylarca uzak kalan bir çok çocuğun da okulu bıraktığı söylendi.
Öğretmen, hemşire tarlada
Tüm zorluklara rağmen eğitime devam edenlerin de durumu çok parlak değil. Geleceğe dair umutları yok. Bunların içinde binbir zorlukla üniversite eğitimini tamamlamış olanlar da var, atanamayan öğretmen de, sağlık personeli de… Soğan hasadı sırasında karşılaştığımız genç bir kadının hemşire olduğunu öğreniyoruz. Söze “Diplomam var ama hiç bir işe yaramadı tarlada çalışmaktan başka şansım yok” diye başlıyor ve ekliyor “Burada benim gibi çok insan var. O yüzden küçükler bile okumak istemiyor.”
Hastaneye gitmek yok
Tarım emekçileri incecik çadırlarda bebekleri ve çocuklarıyla ısınmaya çalışıyor. Birçoğu grip ve nezleyle boğuşan tarım emekçileri, hasta olanların durumu ağırlaşmadan hastaneye götürülmediğinden yakındı. Bütün yaz çadır alanına sadece iki kez doktor gelmiş ancak o sırada tarlada oldukları için muayene olamamışlar. Ağır koşullar altında çalışan işçiler, paralarını da hiç zamanında alamadıklarını anlatıyor. Her yakınmanın ardından su soruyu soruyorlar, “Biz vatandaş değil miyiz, biz insan değil miyiz?”
***
Sosyal güvenceye kavuşturulmalılar
Tarım Orman-İş Genel Başkanı Şükrü Durmuş:
Sendika olarak özellikle Sivrihisar-Polatlı arasında çalışan tarım işçilerinin sesi olmaya çalışıyoruz. Üç yıldır gelip olanaklarımız ölçüsünde destek oluyoruz. Bu yaşanan insani drama devletimiz müdahil olmalı. Tarlalarda 5 yaşında çocuk da çalışıyor 60 yaşında kadın da. Son derece sağlıksız koşullarda, gündelik temel ihtiyaçlarını bile karşılamaktan yoksun durumdalar.
Kayıtsız, güvenceden yoksun olarak çalışan binlerce tarım işçisinin sorununa çare bulmalıyız. Mutlaka güvenceye kavuşturulmalılar.