Sevgili Serhat
Sizlere „Bu katliam Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak“ sözü verdik ve o sözü tutmadık; o dehlizler hala karanlık…
Türkiye, Adalet ağacına vereceği suyu zulüm dikenine veriyor!
Sevgili Salih,
Bugün siyahlar büründüm. 19’u henüz 18’ine girmemiş 34 Kürt erkeği tam 7 yıl önce bugün Türk jetlerince öldürüldü.
Ailelerinizin 355 haftadır sürdürdüğü adalet yürüyüşü sorumsuz siyasetçiler ve zalim yöneticiler nedeni ile bir gıdım ilerleme kaydedemedi.
Sevgili Adem,
Annen bugün mezarında yine gözyaşı döküyor, yine fotoğrafını taşıyor.
Aileleriniz tek birşey istediler; ‘sorumlular yargı önüne çıkarılsın ve ceza verilsin.’ Çözüm süreci varken dönemin Başbakanı Erdoğan ailelerinize şu sözü verdi: „Failler yargı önüne çıkarılacak.“
O, sözünü tutmadı ve failleri korudu…
Sevgili Şivan,
Kaplumbağa yavaşta olsa -güzele doğru- yürür lakin Türkiye geriye -kötüye doğru- koşuyor!
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Haziran 2013’te dosyanız hakkında „görevsizlik kararı“ verdi ve dosyayı Askeri Mahkemesine gönderdi! Askeri Mahkeme ‘görev yapılırken kaçınılmaz hata yapılmış ve bu kaçınılmaz hata nedeniyle kamu davasına gerek yok’ dedi. Yani dedi ki ‘siz ölecektiniz! Pilotlar bombalamak zorundaydı…’
Aileleriniz davanızı önce Yargıtay’a oradan da katiller aklanınca davanızı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdılar! Anayasa Mahkemesi ‘şekil’ yönünden başvuruyu reddetti!
Sevgili Orhan,
Sorumsuz bir avukat (Nuşerevan Elçi) Anayasa Mahkemesi’ne eksik belgelerle başvurdu.
Anayasa Mahkemesi’nin ‘eksik belgeleri tamamlayın’ yazısına süre bitiminde yanıt verdi! Anayasa Mahkemesi iç hukuk bakımından son makamdı! Avukatlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yaptılar!
Sevgili Erkan,
Anayasa Mahkemesi’ne süresinde başvuru tamamlanamadığından AİHM, ‘iç hukuk yolları tamamlanamadı’ diyerek başvuruyu reddetti!
Sevgili Celal,
Sorumsuz bir avukatın ihmali nedeni ile hukuk mücadelesi bitti…!
Sevgili Vedat,
Nuşerevan Elçi, ihmali nedeni ile özeleştiri yapmadı ve ailelerden bir özrü çok gördü!
Sevgili Muhammed,
Aileleriniz Nuşerevan Elçi’nin sorumsuzluğunu Şırnak Barosu’na şikayet etti!
Baro Başkanı hakkında işlem yapmadı.
Ve bu yıl yapılan Şırnak Baro Kongresinde yeniden Başkan adayı oldu.
Sevgili Aslan,
Hesap soramadık çocuklar!
Hesap sorabilseydik Ankara Garı ve Suruç katliamları olmazdı. Hesap sorabilseydik Türk devlet iktidarı Cizre, Gever, Nusaybin ve Sur yıkılmaz ve o bilinen katliamlar gerçekleşmezdi!
Sevgili Özcan,
Hesap sorabilseydik zorbalık hüküm sürmezdi!
Sevgili Bilal,
Hesap soramadık! Irkçı devlet yönetimi ve ırkçı Türk yargısı katilleri korudu!
Sevgili Cihan,
Türk Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, çıkardığı KHK ile „Roboskî İçin Adalet, Yeryüzü İçin Barış Derneği’ni“ kapattı!
Sevgili Mahsun,
Erdoğan’ın KHK ile atadığı kayyum Diyarbakır’daki „Roboskî Anıtı“nı söktü!
Sevgili Savaş,
Kadir Sakçi ve oğlu Murat Sakarya’da ırkçı bir adamın ‘Kürt musun yoksa Suriyeli mi?’ sorusuna ‘Kürdüz’ demesi üzerine silahlı saldırıya uğradılar! Kadir Sakçi öldü, oğlu Murat yoğun bakımda!
Irkçı Türk idaresi Kürt siyasetçilerini ve düşünürlerini hapsediyor; kardeşimiz Ferhat Encü iki yılı aşkındır cezaevinde.
Sevgili Bedran,
Sizi vuran uçaklar Efrîn’i vurdu!
Sizi vuran uçaklar Kobanê’yi, Derik’i, Minbic’i ve diğer Rojava kentlerini vurmaya hazırlanıyorlar.
Halkımız akılsız siyasetçiler ve devletin zorba uygulamaları nedeni ile ciddi bir kırılma yaşadı!
Herşeye rağmen adalet ve özgürlük çabası sürüyor!
Katiller elbet hesap verecek…!
Ve adalet arayışı tam da bugün mezarlarınızın başında anne babalarınızın ellerinde fotoğraflarınız devam ediyor, edecek!