Star ve Akşam Gazeteleri 100 binlerin Amed’de birarada olduğu saatlerde şöyle diyordu:’HDP’liler yoktu. Ancak 500 kişi toplayabildiler.’
Hükümetin Gazeteleri muktedirin hayalini özetliyordu; Kürt Kürtlüğünü unutsun…
Gerçek başkaydı; 100 binlerce Diyarbakırlı zorlu bir yılın ardından evlerinde Newroza hazırlanıyordu. Saatler sabahın 9’unu gösterdiğinde binler Newroz meydanına yürüdü. Dakikalar geçtikçe genç yaşlı kadın erkek 10 binlerce kişi meydanın kapılarında buluşmuştu.
Star ve Akşam Gazetelerinr en güzel yanıt HDP Genel Merkezi tweetır hesabından geldi: “Kalabakıktan sizi göremedik, konum atın”.
Ancak kimse konum atmadı çünkü yoktular!
Kontrol noktasından alana girmem kalabalık ve polis aramasından dolayı 20 dakika kadar sürdü.
Saat 11:30 gibi Newroz alanına vardığımda meydandaki kalabalık 100 bine ulaşmıştı. Saatler 13:00‘ı gösterdiğinde meydandaki kalabalık artmıştı. Yine de 2013’ün kalabalığı ve coşkusu yoktu. O gün problemin çözüm için büyük bir umut yeşermişti. Geride kalan dört yılda o umut cizre bodrumlarında yokluğa, Nusaybin ve Gever’de yıkılan evlerin altında kalmıştı. Öcalan’ın yeğeni Dilek Öcalan aile ve avukatlarının mesajını okumaya başladığında Newtoz alanı coştu. Mesaj Hükümete yeni bir diyalog kapısı için Nisan 2015’den bu yana süren imralı tecritinin bitirilmesi çağrısı yapıyordu. 100 binlerce Diyarbakırlı mesaja sahip çıktı.
21 Mart da Amed’ten Newrozu izleyenler Öcalan’ın Kürtler nezdindeki ağırlığını bir kere daha teslim ederler.
HDP Eş Genel Başkanlarına kelepçe takıldığında Adliye önüne toplanamayan diyarbakırlılar Newroz Meydanında buluşmuştu. Demirtaş ve Yüksekdağ’ın mesajı okunduğunda 100 binler alkış tutmaya başladılar. Adeta adliye önüne gidememenin mahcubiyetini yok etmek ister gibiydiler.
Yüzler gülse de çatışma durumu ve belirsizlik nedeniyle herkes düşünceliydi.
Meydanın etrafı adeta bir işgal havasındaydı; binlerce polis ve yüzlerce zırhlı araç vardı. Meydanın içi ise ablukaya inat rengarenkti.
Binalarda keskin nişancılar yerlerini almıştı.
Protokol bu sefer mütevazıydı ve eski yılların debdebeliği yoktu. HDP Milletvekili Dirayet Taşdemir’ın giydiği rengarenk hıftanı çok yakışmıştı. 1 gün önce gözaltından çıkmamış gibi enerjikti ve ona yakınlaşan herkesle tokalaşıp sarılıyordu.
Valiliğin yasağı nedeniyle sarı yeşil kırmızı şal, atkı ve geleneksel giysiler alanda cok azdı. Polis kontrol noktalarında dengarenk şallar yerlerdeydi. Alanda dalgalansın istemediler. Yine de Newroz tertip komitesi sahne süslemesiyle, halk ise ellerine aldığı HDP bayrakları ve NA flamalarıyla kendi rengini taşımıştı.
Devletin Kürdün renklerine tahammülü yoktu.
Yasak ve engellemelere inat Kürt gençleri ve kadınları el çabukluğu ve pratik çazümlerle yüzlerce şalı ve geleneksel giysiyi sokmayı bilmişlerdi.
Newroz’un tek bir mesajı yoktu lakin en temel mesaj şuydu:
Susmayacağız…!
Kürtler ya 2015 Temmuz’unda başlayan baskı ve teslim alma operasyonlarını kabullenip susacak ve yokluk içinde tükenip gidecekti ya da Newroz’da ses olacak ve varolmayı sürdüreceklerdi.
Kürtler ikincisini seçti.
Saat 15:00 gibi meydandan cıktım.
Gazeteler Newroz alanında bir gencin polis tarafından vurularak öldürüldüğü haberi geçmişlerdi. Ancak olayın ayrıntıları yoktu.
Meydan da internet kesik olduğundan gazeteleri takip etme şansım olmamıştı.
Diyarbakır Valiliği şöyle bir açıklama yaptı: ‘elindeki bıcakla polisimize saldıran ve kalabalığa doğru koşan bir kişi canlı bomba olduğu şuphesiyle vurulmuştur’.
Ertesi gün dihaber ve başka ajanslar da çıkan fotoğraflar valiliği yalancı çıkartıyordu; ılk fotoğrafta belden yukarısı çıplak bir genç adam polis kontrol noktasında görünüyor. Etrafında onlarca polis var. Adeta el atsalar yakalayabilirler ve kaçmıyor.
İkinci fotoğrafta aynı adam yine üstü cıplak sırtında çanta yok ve bir elinde pet şişe var.
Kaçıyor mu yürüyor mu belli değil lakin başı yukarıda ve ağzı avazı çıktığı kadar bağırıyor gibi açık, bir polis üstü çıplak gencin arkaasından silahını doğrultmuş. Belli ki o fotoğraf vurulma anına ait. Vurulma anı o kadar net ki…!
Polis ile genç arasında dört metre kadar mesafe var ya da yok. O kadar yakın… Üçüncü fotoğraf: sol kolu kanlar içindeki toprak bir tümsekte elinde su, çömküş durumda… Sol tarafı kanlar içinde ve o elindeki pet şişeyi bırakmamış… Belli ki yaralı ama ölümcül bir yaraya benzemiyor. Ardından bir kare daha görünüyor; üstü çıplak adam tümseğin aşşağısında yerde boylu boyunca kanlar içinde yatıyor başında silahlı üç polis duruyor.
Bu Newroz günü daha kitle Newroz alanına gelmemişken saat sabahın 8’inde Newroz meydanına açılan polis kontrol noktasında yaşandı.
Polis kaç el ateş etti, o anda polis ve üstü cıplak genç adam arasında ne tür konuşmalar geçti bilmiyoruz.
Görüntüler çıkarsa daha net bilgi sahibi oluruz.
Diyarbakır Valiliğinin ‘canlı bomba olmasından şüphelendik ve vurduk’ dediği belden yukarısı cıplak genç İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Kemal Korkut!
Kemal Diyarbakır’lı 100 binlerce insan gibi Newroz coşkusunu yaşamak için oradaydı. Belki Newrozu ilk kutlaması değildi lakin polis kurşunuyla son kez gelmiş oldu 🙁
Ülkemde, benim hemen yakınımda bir cinayete daha tanıklık etmenin ızdırabı içindeyim.
Cinayetin sorumluları yargı karşısına çıkartılıp cezalandırılacak mı?
Maalesef buna “Evet” diyemiyorum. Eğer önceki binlerce cinayetin sorumluları cezalandırılsaydı Kemal yaşıyor olurdu ve eğer Kemal’in katilleri yargı önüne çıkartılmazsa maalesef ki başka cinayetler işlenmeye devam edecek.
Newroz Tertip Komitesi sorumlu davrandı ve bir infialin oluşmaması için Kemal Korkut’un vurulmasını anons etmedi.
2017 Amed Newrozu OHAL’e, baskıya, manipülasyona ve cinayete rağmen görkemliydi.