Belki de yaşamanın yegane amacıdır mutluluk. Herkes bir yerlerde ve kendince eksik hissettiği şeylere göre mutluluğu arıyor. Fakat bu arayışı kendi dışımızda yaparsak, bulabilme imkanımız yoktur. Çünkü mutluluğumuz bizim dışımızda gerçekleşemez. Başka insanlar bizim için mutlu bir yaşam kuramazlar. Böyle bir arayış ve beklenti içinde başkalarına teslim olursak, en yakınlarımız dahi ancak bizi kullanmaya çalışırlar. Kendisine mutlu adam diyen ‘Mutluluk’ kitabının da yazarı sevgili arkadaşım Süleyman A. Örnek’e sorduk ”Mutluluk Bir Seçim midir?” gerçekten. Sizlerde eğer mutluluğu yakalamak istiyorsanız buyurun mutluluk dolu söyleşimizi okumaya..
– Ben sizi çok iyi tanıyorum ama sizi tanımayan okurlarımız için kendinizi bize tanıtır mısınız? Süleyman A. Örnek kimdir:
Psikolog, yazar ve evlilik danışmanı. Bireysel ve toplumsal mutluluğa kafayı takmış bir meczup. Felsefesiz hiçbir şey olmayacağına, sorgulamadan ve derinleşmeden mutluluğa ulaşılamayacağına inanan, yani aptal ama mutluya inanmayan bir eksantrik. Normalliğin ölüm demek olduğunu bilen mutlu bir anormal..
– Mutluluk nedir?
Mutluluk değerlerine uygun yaşadığın bir hayatın sana verdiği hoş bir hediyedir, sonuçtur. Bunun için önce kendinin farkına varmalısın. Ben kimim, zaaflarım-gücüm ne, değerlerim-önceliklerim ne gibi soruları kişi kendine sormuş ve gerekli cevapları almış olmalı işin başında. Mutluluk bir duygu değil, bir durumdur. Dondurma ye mutlu ol gibi bir saçmalık ancak Türkiye gibi sığ insanların fazlaca yaşadığı bir coğrafyada ciddiye alınabilir. Mutluluk bu kadar basit de, bu kadar yüzeysel de değildir.
-Mutluluk, sağlığımız kadar önemli mi gerçekten?
Kesinlikle çok önemli. Mutluluk bizzat sağlık durumumuzu belirleyen bir şeydir. Mutlu insanların daha sağlıklı olduğu, daha uzun yaşadığı ve işlerinde daha verimli olduğu araştırmalarla sabittir.
-Para mutluluk getirir mi? Zengin insanlar daha mı mutlu?
Hedonik Adaptasyon diye bir kavram var. Yani insan bulunduğu haz ortamına kısa sürede alışıyor ve o ortam artık ona haz vermiyor. Piyangoyu kazanan insanları inceliyorlar mesela. Olay yeni gerçekleştiğinde mutluluk düzeyinde gözle görülür bir artış oluyor ama 3 ile 6 ay arasında kişi piyangoyu kazanmadan önceki mutluluk düzeyine geri dönüyor. Kısaca, para sanıldığı gibi mutluluk getirmiyor. Ama elbette çöpten yiyecek toplayacak kadar yoksulsan ve temel yaşam kaygıların varsa bu seni mutsuz eder. En mutlu sınıf orta tabaka. Nietzsche’nin de dediği gibi malı çok olanın köleliği de çok oluyor ve bu kölelik seni mala bağımlı kılıyor. Onu koruma ve çoğaltma derdi seni mutsuz ediyor. Cevap zenginler daha mutlu değil yani.
-Bazı insanların doğuştan mutlu olduğu doğru mu? Yani genetik bir şey mi mutluluk?
Yine yapılan araştırmalarda mutlulukta genetik faktörlerin etkisi yüzde elli. Diğer faktörler de sosyal bağlar, nasıl bir hayat sürdüğün ve yaşadıklarını nasıl yorumladığınla ilgili. Yani bazı insanlar doğuştan daha mutlu. Adaletsiz görünebilir ama zaten dünya da öyle değil mi?
– Yaşamımızdaki iyi ve kötü olaylar mutluluğumuzu etkiler mi? İflas etmek, boşanmak, sevgili edinmek gibi.
Yanlış bir algı var. Mutlu insanlar mutlu çünkü hayatlarındaki her şey harika gidiyor. İyi ya da kötü yaşam olayları bizim duygumuzu etkiler, mutluluğumuzu değil. O an, o gün, o ay üzülürüz ve biter. Yine her zaman olduğumuz kadar mutlu ya da her zamanki kadar mutsuzuzdur. Birinci soruda bahsettiğim gibi değerlerimize uygun doğru bir hayat yaşamıyorsak mutlu olmamız mümkün değil. Mutluluk bilgisi ve pratiği eksikse bu mümkün değil. Bunlar varsa da kolay kolay mutsuz olmaz kişi; en olumsuz durumlarda bile.
–Olumlu olaylara uyum sağlamak daha mutlu olmak için bir engel değil mi? Her güzel şeyden onar mutlu olup onar eski seviyemize geri döneceksek o zaman mutluluğun kalıcı olmadığını söylemek doğru olur mu?
Bu soruyu bir önceki soruda cevapladığımı sanıyorum. Yaşadığımız güzel ya da çirkin şeylere çok bağlı değil temelde mutluluğumuz. Kişi en olumsuz şartlarda mutlu olabileceği gibi en olumlu şartlarda da mutsuz olabilir. Her şey doğru bir hayat yaşayıp yaşamamakla ilgili.
-Kendimiz için amaçlar belirlemek ve onlar için uğraşmak mutluluk için önemli mi?
Kesinlikle çok önemli. Bu saydıklarınız hayata anlam katan, kişiye anlam duygusu veren şeyler. Anlamlı bir hayat yaşıyorum, potansiyelimi gerçekleştiriyorum, kendimi gerçekleştirme yolundayım duygusu mutluluğun en temel bileşenleri. Ancak bunlar üzerine kalıcı bir mutluluk inşa edilebilir.
–Evli insanların bekarlara göre daha mutlu olduğu söylenir, doğru mu?
Bu da bir şehir efsanesi olsa gerek çünkü evlilerin bekarlardan daha mutlu olduğunu gösteren çalışma yok. Ama evlilik ciddi bir mutluluk umudu olduğu için ve sanki sadece evlenince mutlu olunacağı gibi bir algı yaratıldığı için bu efsane güçlenmiş olabilir. Mutsuz bir bekar evlenince sihirli bir değnek değmiş gibi mutlu olmuyor. Görece bir miktar mutluluğu artsa bile 6 ay ile 2 yıl arasında eski düzeyine düşüyor. Ne demiştik; hedonik adaptasyon…
-Pozitif düşünmek oldukça popüler bir kavram. Pozitif düşününce mutlu olabiliyor muyuz?
Evet pozitif düşünmek mutluluğu artırabilir çünkü kişi pozitif düşünme-davranma-yorumlama eksenindeyse bu çözüm bulma ve hayatla baş etme becerisini artırır. Ve bu da doğru bir hayat kurma-yaşama, dolayısıyla mutlu olma şansını artırır.
-“Çok fazla” mutlu olmak mümkün mü?
Bu soru sanki mutluluk için bir limit varmış gibi sorulmuş. Esasen mutluluk için de, mutsuzluk için de bir limit yok. Ve bu ölçülebilir bir şey de değil ayrıca. Kişinin ‘çok fazla’ mutlu olduğunu nasıl tespit edeceğiz mesela? Gereğinden fazla mutlu olmak iması var gibi soruda ve böyle bir şey de olamaz. Gereği ne kadar ki bunun?
-Mutluluk bulaşıcı mıdır?
Kesinlikle bulaşıcıdır mutluluk; tıpkı mutsuzluk gibi. Ortamdaki mutlu biri diğerlerinin enerjisini hemen artırır. Mutsuzluk oyunu oynayan sürü mutlu olabilenleri pek sevmese de ister istemez etkilenir ondan.
-Peki başarı mutluluğu getirir mi? Çok başarılı olursam mutlu olur muyum?
Burada denklemi tersinden ifade etmek lazım. Başarı mutluluk getirmeyebilir her zaman. Nitekim çok başarılı ama çok mutsuz pek çok örnek var çevremizde. Diğer yandan mutluluk ise başlı başına bir başarıdır. Yani en büyük başarı mutluluktur bir başka deyişle. Mutlu birinin zaten başka bir şeye ihtiyacı yoktur.
-Mutlu olmak için ne yapmak gerekir? Mutlu olmak isteyenler için öneriler neler?
İlk soruda da belirttiğim gibi kendi değerlerimize uygun doğru bir hayat mutlaka mutluluk üretir. Mutlu olmak isteyenler kendi değerlerini sorgulamalı ve kendileriyle ilgili farkındalıklarını artırmalılar. Sokrates’i hatırlayalım: sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez. Herkes sorgulayıp kendi arkeolojisini yapmalı, kendi keşifleri ve yüzleşmelerini yapmalı. Sanılanın aksine mutluluk ciddi bir entelektüel emek ister. Ve bu aynı zamanda düşünmeyi sevmeyen insanların yaşadığı bir ülke olarak neden bu kadar mutsuz olduğumuzu da açıklayan bir gerçeklik.
-Sürekli mutlu olmanın zararlı yönleri yok mu?
Sürekli güzel yemekler yemenin bir zararı var mı? Sürekli güzel yerler görmenin bir zararı var mı? Etrafında sürekli güzel huylu insanlar olmasının bir zararı var mı? Sürekli harika filmler izlemenin, güzel kitaplar okumanın zararı var mı? Sürekli mutlu olmak insanın doğru bir hayat yaşadığını gösterir sadece. Neden zararı olsun ki!
-Kadınlar mı daha mutlu erkekler mi?
Mutluluk konusunda cinsiyetler arasında bir farktan söz edemiyoruz şu aşamada. Yani doğru hayatı kurabilen herkes kadın, erkek, eşcinsel vb farketmez kendi görkemli mutluluğunu da kurabilir.
-Ülkeler arasında mutluluk farklılıkları var mı?
İşte bu bariz bir farkın olduğu bir alan. Dünya çapında her yıl yapılan Global Mutluluk Endeksinde hep ilk onda çıkan Danimarka, Norveç, İzlanda, Kanada gibi ülkelerin bazı ortak özelliklerinden söz edebiliriz. Bir kere bu ülkelerin hepsi gelişmiş liberal demokrasiler. Hepsi parlamenter demokrasiyle yönetiliyor. Hepsinde demokrasinin katılım ve denetim gibi temel ilkeleri sorunsuz işliyor. Yolsuzluk hiçbirisinde ana gündem maddesi değil. Bütün toplumu bir arada tutan hukuk tartışılan bir konu değil. Liyakatsizlik, istismar, kayırmacılık, torpil bu ülkelerde herkesin bildiği ama umursamadığı konular değil. Bu ülkelerin hepsinde kadın, en az erkek kadar değerli. Bu ülkelerin hiçbirinde koca bir ülkenin kaderi tek bir adamın iki dudağı arasında değil. Bu ülkelerde neredeyse herkes kitap okuyor, düşünüyor, eleştiriyor ve sorguluyor. Yani hiçbirisinde biat kültürü yok.
-Eskiye göre insanların daha zor mutlu olduğu düşüncesi doğru mu?
Bu kesinlikle doğru. Eskiden hayat daha sade, daha dayanışmacıydı. Ve elbette daha az rekabetçi. Modern hayat çok daha karmaşık ve bireyden çok fazla şey talep ediyor. Bir de bilgi çağının iletişim olanakları sayesinde bütün hayatlar meydanda. Herkes sadece mutlu olmaya değil, diğerlerinden daha mutlu olmaya çalışıyor ve bunu sosyal medyanın çeşitli mecralarında gösteriyor.
Sonsöz: Egemenlerin gülüşümüzü çalmaya çalıştığı bugünlerde mutluluk ve kahkaha en büyük muhalefettir…
Mutlu insan Süleyman Bey’e bize vermiş olduğu engin bilgileri için çok çok teşekkür ediyoruz.
Kendisinin de ifade ettiği gibi mutlu olmak ya da olmamak tamamen bizim elimizde. Kolay değil tabi ki. Emek vermek lazımmış. Emek vermeden ne elde edilir ki zaten. Elde edilse bile kıymeti mi olur. Olmaz tabi ki. Mutlu olmayı tercih etmek, zor zamanlarda, hayatın tadını çıkarmaya çalışmak, bize dayatılan mutsuzluk ile baş edebilmenin en doğru yolu olmalı. Mutluluk da bulaşıcı bir şey olduğuna göre, herkese mutluluğumu bulaştırıyorum ve mutluyum, mutlusun, mutluluklar…
Röportaj Ayşe Yıldız