Nergis Demirkaya 

ANKARA – Sonbahar geldi, hasadını yapan çiftçi istediğini alamadı. Çaydan pamuğa, fındıktan üzüme birçok tarım ürününde yaşanan sorun CHP’nin de önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Tüm dünyada en stratejik sektörlerden biri olan tarıma Türkiye’de yeterli desteğin verilmediğini söyleyen  CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu ile tarımın sorunlarını ve CHP’nin yapacağı çalışmaları konuştuk. Niteliksiz tarım politikaları nedeniyle çiftçinin üretemez duruma geldiğini belirten Gaytancıoğlu’nun Duvar’a açıklamaları şöyle oldu

TARIMIN MİLLİ GELİRE KATKISI YÜZDE 8: Her 5 kişiden birinin çiftçi olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Yaklaşık 18-20 milyonluk bir nüfus direkt tarımla bağlantılı. Ham maddesi tarım ürünleri olan tekstil, yem sanayi; tarımla ilişkili gübre, mazot, traktör gibi sanayileri de üst üste koyduğunuzda tarımın GSMH’ya ana katkısı yüzde 8, diğer sanayilerle birlikte dolaylı katkısı yüzde 25’lerde. Doğru politikalar uygulandığı sürece 80 milyonu sağlıklı, dengeli besleyebilecek bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu topraklar verimli topraklar. Türkiye 80 milyondan 20 yıl sonra 90 milyon olacak. Bu insanları sağlıklı dengeli beslemek ve güvenli gıdaya ulaştırmak lazım.

ÇİFTÇİNİN 83 MİLYON LİRA BORCU VAR: Her 5 kişiden birinin çiftçi olduğu bir ülkede sağlıklı, dengeli beslenen bir nüfus için tarım stratejik bir sektör. Doğal koşullardan, mevsimsel gelişmelerden etkilenen bu sektörde bir de piyasayı dengeleyemezseniz üreticiyi kaçırışınız. Nitekim AKP’nin yaptığı bu. 15 yıllık niteliksiz tarım politikalarının sonucunda şu an çiftçinin 83 milyon borcu var. Üretici bir ülkeyken şimdi ithalat yapıyoruz. Bizde mera mı yok. Ekilmeyen 50 milyon dönüm alan var. Biz bunun sadece 3 milyon dönümünü soyaya, 3 milyon dönümünü mısıra ayırsak bu alanlarda hiç ithalat yapmayız.

TARIMSAL DESTEĞİN YARISI VERİLMİYOR: Yasaya göre çiftçiye verilecek desteğin milli gelirin yüzde 1’inden az olmaması gerek ama AKP bunun yarısını veriyor. Bir akademisyen olarak, partinin tarım politikalarında yetkili bir kişi olarak tarımsal desteğin şart olduğunu söylüyorum. Bütün dünya ülkelerinde tarıma destek verilir. Hem de az buz destek değil. Biz de yasayla belirlenmiş bir destek var ama yarısını veriyorsunuz sonra ürün istiyorsunuz. Üstelik tarlasına su götürmek, ürün piyasalarını düzenlemek, üreticiyi bilgilendirmek gibi yapısal sorunlar sürüyor. Köye ziraat mühendisi gitmiyor, ahıra veteriner girmiyor. Teknik tarımı yapamıyorsunuz. Ne yapıyorsunuz çiftçiyi borçlandırıyorsunuz. Miras hukukunu düzenleyemediğiniz için araziler de sürekli parçalanıyor.

11 ÇALIŞTAY YAPTIK: Benim için Atatürkçülüğün temel felsefesi tam bağımsızlık ve üretimdir. Üretemezseniz başka ülkelerin esiri olursunuz. Bunun önemini bildiğimiz için yurdun her bölgesine giderek hem yurttaşı bilinçlendirmek hem de her ürünle ilgili CHP politikalarını halka anlatmak amacıyla çalışıyoruz. Bugüne kadar 11 çalıştay yaptık.

İLK ÇALIŞTAY ÇAY İÇİN YAPILDI: Rize’deki “Çay çalıştayı” ile başladık. Hem çaya hem Çay-kur’a sahip çıkıyoruz. İkisine de sahip çıkıyoruz, çünkü ikisi olunca piyasalar düzenleniyor. Bugün fındık için yürümemizin nedeni bu ayaklardan birinin eksik olması. Üretici var ama satın alan bir kurum yok. Piyasayı düzenleyen kurum olmayınca yabancı tekellere kalınıyor. Referandumdan sonra Yozgat’ta “nohut ve mercimek çalıştayı” yaptık. Ardından Düzce, Balıkesir’de tarım çalıştayları yaptık.

28 EYLÜL’DE ÜZÜM ÇALIŞTAYI YAPILACAK: 28 Eylül’de Manisa’da bu kez üzüm için çalıştay yapacağız. Ağırlıklı üzüm olacak ama çiftçinin tüm sorunlarını dinleyen bir çalışma yürütüyoruz. Şimdilik 2 haftada bir Anadolu’nun her yerine gitmeyi düşünüyoruz. Manisa’nın ardından Denizli, Adana, Aksaray ve Sakarya olacak. Bunların tamamına genel başkan katılacak. Genel başkanımız halkının sağlıklı ve dengeli beslenmesini isteyen bir devlet adamı. Partimiz tarımı stratejik bir sektör olarak görüyor. Mutlaka desteklenmesi lazım. Desteklenirken üretici ve rekabetçi bir politika izlenmesi gerek.