“Ben yürürken ister sessiz kalın isterseniz alay edin. Fakat biliyorum ki ben çocuklarıma ‘korku içerisinde felaketi bekledim’ demeyeceğim. Hazırım! Ben bir miras bırakacağım. KARDEŞLİK için Ankara’dan Diyarbakır’a kadar 34 günde 1.000 Km yürüyeceğim.“
Bu sözler, 1977 Edirne doğumlu ve iki çocuk babası Tuna Bekleviç’in sözleri.
Vikipedia’ya baktım, Bekleviç’in mesleği bölümünde „Ekonomist, Pilot, Çiftçi ve Aktivist“ yazıyor.
Peş parmağında beş marifet denen insanlar var ya o da onlardan.
İstanbul Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu. Aynı üniversitede Mütevelli Heyeti Üyesi, Mezunlar Cemiyeti ve Ekonomistler Platformu kurucusu. Birçok şirkete danışmanlık yapıyor.
O bir siyasetçi; 2006 yılında „daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi“ talebi ile Güçlü Türkiye Partisini kurdu.
2007 yılında 32 ülkeden 52 siyasi partinin dahil olduğu „Uluslararası Barış ve Demokrasi Forumu“nun başkanlığına seçildi.
Birçok aydın gibi o da Türkiye problemlerinin çözümü için AKP’de umut görüyordu; 2011’de AKP’den Edirne 2. Sıra Milletvekili adayı oldu.
Yanılmıştı.
2017’de tek adam rejimini örgütlenmeyi amaçlayan 16 Nisan referandumunda „Hayır Partisi“ girişimini başlattı.
Referandumun 1. yıl dönümü olan Pazar günü Ankara’dan „KARDEŞLİK“ için yola çıkacak.
Geçtiğimiz hafta Tuna aradı. 2012’de BARIŞ için Roboskî’den Ankara’ya yaptığım yürüyüşü ve oradaki deneyimimi öğrenmek istedi.
Onunla deneyimimi paylaştım.
Heyecanlıydı, heyecanına ben de katıldım.
Barışın çığlığı savaşım hoyratlığına mahkum olurken o Kürtler ve Türklere ‘durun kardeşiz’ demek için yürüyecek.
Sevgi eksiliyor.
Sevginin yeşermesine katkı yapacak.
Korku var.
O cesareti örgütleyecek.
OHAL rejimi ile Türkiye demokrasiden uzaklaşıyor. O demokrasiyi hatırlatacak.
KHK’lar ile 100 binlerce kadın ve erkek ekmeğinden oldu. O ekmeğin geri kazanılması için mesaj verecek.
AKP ve onun başındaki kişi gücü tek olmakta görüyor. Tuna, herkesi kendi kimliği ile yanına çağırıyor.
Böylece gücün farklılığın çoğulculuğunda olduğunu göstermeye çalışacak.
Ortadoğu’da halklar ve mezhepler kavgalı. Suriye’de bölgesel bir savaşın eşiğindeyiz. Suriye fetihçilerin operasyon sahası olmuş.
Düşmanlık adeta kültür gibi derin… Farklı olana nefretin beslenmediği mekan yok gibi. Ciddi eşitsizlik ve haksızlıklar var.
Bu savaşı körüklediği gibi kutsuyor da…
Bu bir kader değil, olmamalı. Ortadoğu coğrafyası çok kültürlü ve bir arada yaşama deneyimi bakımından epey zengin bir birikime sahip.
Tuna Bekleviç, bu zengin birikime dokunacak.
KARDEŞLİK kültürü ile barışı ve bir arada özgür yaşamayı sağlamak mümkün.
Tuna, KARDEŞLİK yürüyüşüne herkesi davet ediyor.
Yanında gece dinlenmek için karavana ve mevsime uygun çadırlar var.
Ayağına yürümek için uygun bir ayakkabı giyen herkes ona eşlik edebilir.
Tuna ile iletişim kurmak isteyenler www.kardeslikyürüyüşü.com adresinden ulaşabilirler.
KARDEŞLİK mesajını vermek isteyenler Tuna ile buluşursa BARIŞ ve Demokrasi için güçlü bir ses oluşacak.