İZBAN’a bağlı işyerlerinde 10 Aralık’ta başlayan grev, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararla 60 gün ertelendi.
Metehan UD/İzmir
İZBAN işçilerinin bir aydır diğer raylı ulaşım işçileri ile aynı maaşı alabilmek için sürdürdüğü grev, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yasaklandı. Grev devam etmiş olsaydı işçiler, verilen son teklif için bugün oylama yapacaktı.
AKP iktidarı grev yasaklarına İZBAN’ı da ekledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD’nin ortak kuruluşu olan İzmir Banliyo Ağı’nda (İZBAN) otuzuncu gününe girecek grevle ilgili dün gece yeni bir gelişme yaşandı. Türk İş’e bağlı Demiryol İş Sendikası’na üye İZBAN işçileri tarafından sürdürülen grev Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile yasaklandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yayınlanan metinde, “İZBAN’a bağlı iş yerlerinde Türkiye Demiryolu İşçileri Sendikası tarafından uygulanmakta olan grevin “şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu nitelikte görüldüğünden 60 gün süreyle ertelenmesine, 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 63. maddesi gereğince karar verilmiştir” denildi.
ERTELEME DEĞİL, YASAKLAMA
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 63. maddesi “grev ertelemeleri” başlığını taşısa da aslında bu bir yasaklama anlamına geliyor. Kanuna göre Bakanlar Kurulu, grevleri 60 gün süreyle erteliyor. Grevler Bakanlar Kurulu kararıyla durdurulduğunda, tarafların anlaşmamaları halinde grevlerin yeniden başlaması yasal olarak olanaklı değil. Bu nedenle, 60 gün içinde taraflardan ya anlaşmaları bekleniyor ya da toplu iş sözleşmesi, Yüksek Hakem Kurulu tarafından sonuçlandırılıyor. Bu yapılmazsa sendikanın toplu iş sözleşme yetkisi düşüyor. Dolayısıyla yapılan erteleme değil, açıkça grevin yasaklanmasıdır.
TAŞIMACILIK İŞ KOLUNDA İLK GREV YASAĞI
İZBAN grevi, AKP iktidarı döneminde yasaklanan 16. grev oldu. Daha önce metal, petrol, maden, lastik, cam ve ilaç işkollarında çalışan yüz binlerce işçi için grev yasağı kararı veren AKP, taşımacılık iş kolunda ilk kez grev yasaklamış oldu.
Şehir içi ulaşım toplu taşıma olduğu için grev yasağı kapsamında fakat 2014 yılında Anayasa Mahkemesi, verdiği kararla ilgili düzenlemeyi yasaya aykırı bularak iptal etmişti. Anayasa Mahkemesi’nin 2014 yılında iptal ettiği şehiriçi toplu ulaşım ve bankacılık sektöründeki grev yasakları, OHAL döneminde yayınlanan 678 Sayılı KHK ile fiilen geri getirilmişti. Kararı Evrensel’e değerlendiren sendika uzmanı Onur Bakır, KHK’deki bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin kararının etrafından dolanılarak, grev yasağının kapsamının yeniden genişletildiğine dikkat çekmişti.
İZBAN GREVİ 10 ARALIK’TA BAŞLAMIŞTI
İzmir’de kent içi ulaşımın ana arterlerinden biri olan İZBAN’da, kurum bürokratları ile sendika arasında süren dördüncü dönem toplu iş sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine 10 Aralık’ta grev başlamıştı. Aliağa-Selçuk arasındaki banliyö hattında hizmet veren, ülkenin havalimanı bağlantılı, en büyük kent içi raylı toplu taşıma sistemi İZBAN’da makinist, tekniker, teknisyen, istasyon operatörü, gişe çalışanı olarak çalışan 343 işçi greve çıkmıştı.
DÜN GECE YENİ BİR TEKLİF VERİLMİŞTİ
İZBAN işçilerinin talebi, diğer illerdeki raylı ulaşım işçilerinin aldığı maaşa yakın bir ücret almak ve aynı haklara sahip olmaktı. Çıplak maaşlarına yüzde 28 zam, ikramiyelerinin 112 güne, sosyal haklarda artış isteyen İZBAN işçileri, sürüş ve vardiya tazminatlarının da toplu sözleşmelerine girmesini istiyordu. Dün gece ayrıntıları henüz öğrenilmeyen yeni bir teklif önerilmişti işçilere. Grev devam etmiş olsa işçiler bugün, verilen teklifi oylayarak greve devam edip etmemeye kararı verecekti.
GREVİN YASAKLANMAMASI SORGULANIR OLMUŞTU!
Bir aylık grev sürecinde İZBAN işçileri pek çok suçlamaya hedef oldu. İZBAN’ın her iki ortağı da işçilerin haklı taleplerini dikkate almazken TCDD bu süreçte sessizliğini korudu ancak özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin greve yönelik tutumu halkla işçileri karşı karşıya getirici oldu. Suçlamaların başında, “yaklaşan yerel seçimler öncesinde grevin devam ediyor olması” geliyordu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ‘Grev haktır ama bunu sadece İzmir’de yapmak, aklımıza farklı senaryolar getiriyor’ derken CHP’li İzmir milletvekilleri grevi politik ve AKP’nin yerel seçim hamlesi olarak değerlendirmişti. Sosyal medyada yapılan yorumlarda işçiler AKP’li olmakla suçlanırken ‘İstanbul, Ankara’da olsa ertelenirdi’ sözleri ile grevin yasaklanmaması sorgulanır olmuştu.
AKP’NİN İZMİR ADAYI ZEYBEKCİ, ‘EN KISA ZAMANDA BİTECEK’ DEMİŞTİ
AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci, dün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Trafik çilesi ve ulaşım eziyeti haline dönüşen #İZBAN sorunu hakkında hemşehrilerimizden gelen mesajları alıyor, her anı bizzat yaşıyoruz. Bu mağduriyetin devamına izin vermeyeceğiz. Bu çile en kısa zamanda bitecek!” demişti.
Trafik çilesi ve ulaşım eziyeti haline dönüşen #İZBAN sorunu hakkında hemşehrilerimizden gelen mesajları alıyor, her anı bizzat yaşıyoruz. Bu mağduriyetin devamına izin vermeyeceğiz. Bu çile en kısa zamanda bitecek!
— Nihat Zeybekci ?? (@ZeybekciNihat) January 7, 2019
ERDOĞAN, CHP’YE İZBAN GREVİ İLE YÜKLENMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 30 Aralık 2018’de Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen AKP İstanbul İl Başkanlığı Teşkilat Toplantısı’nda yaptığı konuşmada CHP’nin belediyecilik anlayışını eleştirirken grev yasaklarını savunmuş ve “Bizimle beraber grev denilen olaylar ortadan kalktı” demişti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Nurettin Sözen’in,” Grevi olmayan bir toplumda yaşamaktansa, çöp yığınlarıyla demokrasi içinde, sendikası, toplu sözleşmesi olan, grevi olan bir düzende yaşamayı yeğlerim diyorum” sözlerine Erdoğan şöyle yanıt vermişti:
“Sayın Sözen bir açıklama yapmış. Çok ilgilimi çekti. İstanbul’un benden önceki CHP’li belediye başkanı. Nurettin Sözen yapılan eleştirilere, Ümraniye Çöplüğü’nün patlaması ile ilgili dikkat çeken bir açıklama yapıyor. Hakikaten üzüldüm. Hale bak ya! O zaman grevler varmış da çöp yığınları ondan varmış. Sen heralde İstanbu’da yaşamıyorsun. Yoksa uzayda mısın. Ümraniye’de vahşi bir çöp depolama alanı var. Sen büyükşehir belediye başkanı olarak o vahşi çöp depolama alanına nasıl müsaade ettin? Nasıl fırsat verdin? Önce bunun hesabını ver. Ama CHP çöp, çöp yığını, hava kirliliği, CHP bütün bunlarla beraber susuzluk demektir. Sayın Sözen yoksa İstanbul’un susuzluğunu da yine grevlere mi yıkacaksın? Sen nasıl hesap adamısın, nasıl profesörsün? İşte bunların aklı, mantığı bu. Ne oldu? Biz geldik. İstanbul’da çöp kaldı mı? Bizimle beraber grev denilen olaylar ortadan kalktı.”
Erdoğan, “Sen bir siyasetçi olarak grev denilen olayları ortadan kaldıracaksın. Hak vermediğin için grev oldu. Şimdi grevler yok. Eğer grev olmuyorsa demek ki işçinin hakkını veriyorsun, hukukunu gözetiyorsun. Böylece de grevler minimize oluyor. Asgari oluyor. Grevsiz bir toplum meydana geliyor. İzmir’de İZBAN’da grev var. Hadi buyur neden çözmüyorsunuz? CHP, mantığında grev var. Onunla övünüyor ya. Onunla yaşamak kendisi için gurur. Tamam da… O insanlar için çile. CHP, çiledir. Ama biz halkımıza bu çileyi çektirtmedik. Biz halkımıza bu zulmü yaptırtmadık. Susuzluğu, hava kirliliğini, çöpü yaşatmadık.” diye devam etmişti.