Özgecan Aslan cinayetinin bugün görülen üçüncü duruşmasında dava karar bağlandı. Üç sanığın da ağırlaştırılmış müebbet cezasına çaptırıldığı davada hukukçular kararın kadına yönelik şiddet suçlarında örnek alınacağı görüşünde. Hukuçulara göre Suphi Altındöken en az 48, Fatih Gökçe ise en az 46 yıl hapis yatacak. Baba Altındöken’in ise en az 30 sene hapis yatacağı düşünülüyor.
Geçtiğimiz 11 Şubat günü yaşanan cinayet nedeni ile tutuklanan üç sanık için kararbugün çıktı. Mahkeme, Suphi Altındöken’e ‘nitelikli cinsel saldırı ve canavarca hisle öldürmekten’ ağırlaştırılmış müebbet cezası, Fatih Gökçe’ye ‘canavarca his ve nitelikli cinsel saldırıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Necmettin Altındöken’e ise ‘Canavarca his ve eziyetle kasten öldürme’ ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Mahkeme üç sanığa verdiği bu cezaların yanı sıra, tecavüz ve diğer suçlardan, Suphi Altındöken’e 27, arkadaşı Fatih Gökçe’ye 24 yıl hapis cezası daha verdi.Hukukçular karara ilişkin yaptıkları açıklamalarda, verilen cezaların önemli olduğunu söyledi.
TBB BAŞKANI: DİLERİM İBRET OLUR
Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Metin Feyzioğlu, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Özgecan davasında verilen ağırlaştırılmış müebbet kararı dilerim ibret olur, başka canlar kurtulur” dedi.
EN ÜST SEVİYEDEN CEZA VERİLDİ
İstanbul Barosu avukatı Esin Kılıç ise karara ilişkin Hürriyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mahkeme, sanıklara, en üst seviyeden ceza vermiş ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmetmiştir. Bu, hukukumuzda yeri olmayan idam cezasına karşılık gelen en ağır cezadır. Buna göre, sanıklar, koşullu salınıverme hakkından faydalanmaksızın en az 30 yıl süre ile cezaevinde ve tek kişilik odalarda cezalarını çekecekler.”
ÖRNEK BİR KARAR
Av. Kılıç açıklamasının devamında “ Son yıllarda yüzde bin 500 oranında artmış kadın cinayetlerine dur denmesi bakımından bunun örnek bir karar olduğu kanısındayım. Bu kararla birlikte, sadece Özgecan’ın ailesi için değil, onulmaz bir yara almış toplum için de adalet sağlanmıştır. Sonu ‘cinayet’e varan şiddetin toplumdan temizlenmesi için, toplumsal mücadele şart. Bu cezanın verilmesinde, ısrarlı ve güçlü toplumsal refleksin büyük payı olduğunu düşünüyorum. Bu kararın kadına karşı şiddet suçlarında örnek alınacağı ve caydırıcılık işlevi taşıyacağı bir gerçek” şeklinde konuştu.
BENZER DAVALARA YOL GÖSTERİCİ OLUR
Av. M. Fatih Savaş ise konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede “Sanıklar hakkında üst sınırdan ceza verilerek, herhangi bir tahrik ve takdiri indirim yapılmamasını kamuoyu adına önemli bir gelişme olarak görüyoruz. Zira kamuoyunda infial uyandıran böylesine zalim bir olayda tahrik olduğunu kabul etmek adalete olan güveni sarsabilirdi. Bu karar yasalarımızın doğru bir şekilde analiz edildiğini göstermiş ve emsal davalara yol gösterici olmuştur. Yeter ki Yargıtay nezdinde de kabul görsün” dedi.
GÖKÇE 46, ALTINDÖKEN 48 YIL YATAR
Av. Savaş açıklamasının devamında “Sanıklara verilen 27 ve 24 yıllık hapis cezaları bakımından, hükümlünün cezaevinde ‘iyi halli’ olması şartı ile hapis cezasının ‘üçte ikisinin’ yatılması ile infaz edilecektir. Yani yaklaşık 18 ve 16 yıllık cezaevi süreci yaşanarak, hükümlüler daha sonra denetimli serbestlik tedbiri altında salıverilecektir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar 30 yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar ise 24 yılını çektikleri takdirde koşullu salıvermeden yararlanabilir” dedi.
Bu hesaplamaya göre sanık Suphi Aldındöken en az 48 yıl, arkadaşı Fatih Gökçe 46,baba Necmettin Aldındöken ise en az 30 yıl hapis yatacak. (Hürriyet)
Özgecan’ın annesi: Adalet yerini buldu
Mersin’in Tarsus İlçesi’nde bindiği minibüste öldürülüp cesedi yakılan, üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın katil zanlıları minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl, babası Necmettin Altındöken ağırlaştırılmış müebbet, arkadaşı Fatih Gökçe ise ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıl hapis cezasına çarptırılırken acılı anne Songül Aslan, adaletin yerini bulduğunu söyledi.
Kararın açıklanmasının ardından merkez Mezitli İlçesi’ndeki evinde gazetecilerin sorularını cevaplandıran acılı anne Songül Aslan, katillerin cezasını bulduğuna inandığını belirtti. Songül Aslan, cezaya rağmen yinede mutlu olmadığını ifade ederek, “Tabii ki bekliyorduk. Çünkü hak ettikleri en büyük cezayı alacaklarını ben biliyordum. Özgecanım’ın kanı yerde kalmayacaktı. Fakat yinede ben mutlu olamadım. Benim kızım geri gelmeyecek sonuçta ama devletimizden Allah yinede razı olsun. Hak ettikleri cezayı en yüksek şekilde aldılar. Başka canlar yanmasın. Bir de Özgecan yasasını istiyorum. Hiçbir kadınımız şiddet görmesin, ağlamasın, üzülmesin, ölmesinler. Devlet büyüklerimizden Özgecan yasasının muhakkak çıkmasını istiyorum” dedi.
Kadın cinayetleri ile ilgili olarak bütün davalardan aynı sonucun çıkması temennisinde bulunan Aslan, “Kadın cinayetlerinde hiçbir caydırma olmasın. Muhakkak ki, çocuklarımız yani kanı yerde kalmasın diyeyim. Yani kadınlarımız şiddete uğruyor, öldürülüyor. Hiçbir suçu günahı yokken bu tür şeyler olmasın” diye konuştu.
ADALET YERİNE GELDİ
Aslan, Gazetecilerin adaletin yerine geldiğine inanıyor musunuz? sorusuna şu cevabı verdi:”Adaletin yerine geldiğine inanıyorum. Çünkü çok ilgilenildi, üstünde duruldu. İnşallah ömür boyu hapisten çıkmayacaklar. Hiçbir zaman bunların acısı bitmesin diyorum. Allah ne bu dünyada nede ömür dünya da gün yüzü göstermesin.”
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A BEYAZ BAŞÖRTÜSÜ GÖNDERECEK
Özgecan Aslan’ın annesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kendilerine gösterdikleri ilgiden dolayı bir teşekkür mesajı iletmişti. Anne Songül Aslan, mesajla birlikte siyah bir başörtüsü göndererek “Adalet yerini bulduğunda bu siyah başörtüsünün rengi de beyaza dönüşecek” demişti. Bunun üstüne gazetecilerin sorduğu soru üzerine, Songül Aslan, “Evet, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a beyaz eşarp göndereceğim, bunu gerçekleştireceğim. Allah, herkesten razı olsun. Başka bir şey diyemiyorum” dedi.
Kararın evlilik dönümüne gelmesinin sorulması üzerine Aslan, “Evet, bu tesadüf oldu, 3 Aralık’a tarihine denk geldi. Yani sevindim, sevindim de diyemiyorum daha doğrusu zaten biliyordum. Böyle bir ceza alacaklarını. Özgecan’ın oradan beni gördüğünü de biliyorum” dedi.