İslam bir din midir, ya da dinlerden bir din midir?
Yoksa belli dönemlerde, başkaları tarafından yontulmuş ve kurumsallaştırılmış bir din midir?
Taa yaratılan ilk insanlardan günümüze kadar gelen ve bizden sonrada devam edecek olan Allah’ın “İslam” dediği din nedir/hangisidir?
Bir ritüel dini midir?
Ayinsel seremonilerle mi yapılır?
Yoksa hayatta yaptığımız tüm iyi, güzel ve doğru şeyler midir?
Ruhlar, cenazeler/ölüler ve ritüellerle mi ilgilenir?
Yoksa “ezenler ve ezilenler”le mi ilgilenir?
Amacı; abdest, namaz, oruç, hac, kurban, başörtüsü, kandil geceleri midir?
Yoksa adalet, hak, hukuk, eşitlik, sevgi, merhamet, kardeşlik, doğruluk, dürüstlük, paylaşmak ve bölüşmek midir?
“Din” dediğimiz şey bir “İnanç, akide” midir?
Yoksa yaşamın ta kendisi (amel, fiil ve davranış) mıdır?
Dinin esası hangisidir?
Bana sorarsanız!
O, yaşamın ta kendisidir.
Dolayısıyla insanın davranışı ne ise dini de odur.
Mesela hayatı “para ve çıkar” üzerine kurulu olan birinin dini de imanı da “para ve çıkar”dır.
Yani din; amel, fiil ve davranıştır.
Gerçi tarihte; güç, otorite ve servet sahipleri, dinin esaslarını hep inançlar ve ritüeller olarak insanlara vaz etti.
Tarih boyunca özellikle sulta imparatorlukların ve para sahiplerinin entrikalarıyla bunu çok iyi becermişlerdir.
Dolayısıyla böyle olunca halk arasında bir şeyi yapıp yapmama değil; bir şeye inanıp inanmama önemli hale geldi. Bir şekilde insanlar buna inandırıldı.
“Eylem” değil; tesbiti mümkün olmayan “inanç” önemli hale geldi.
İnsanlar dini, yere tükürmeme, haram-helal ve hak yememe de değil; itikad, kuru kuruya inanç, laf, etiket, sakal-sarık, kıl-tüy, üfürük, mucize ve keramet de aradı durdu.
Yani “inanç ve akide”, gerçek dinin ve yaşadığımız hayatın (davranışın, amelin, doğruluğun, hakkın, hukukun, sırat-ul mustekimin) önüne geçmiş oldu.
“Amel, fiil” dininden “laf ve şekil” dinine evriltildi.
“Davranış” dininden “ritüel, kuru kuruya yapılan” dine dönüştürüldü.
Peygamberin “amel dini”, maalesef “laf ve şekil dini”ne döndürüldü.
İslam dini, tersyüz edildi.
Basit bir örnekle;
Trafik kurallarına uymak nasıl ki “davranış ve amel dini” ise bu kurallara gözlerini kapatıp (keyfi nasıl isterse) trafikte rastgele giderek adeta trafiği allak bullak edenlerde “inanç ve akide dini”ne benzetilebilir.
İnanıyor fakat kural (hak, hukuk, ahlak, helal, haram) tanımıyor.
Bana göre İslam’a ister din deyin, ister ideoloji deyin ama o, dinlerden bir din değildir.
Tam tersi;
O, insanları uyuşturan, anlamsız ritüellere bindirilmiş ölü ve afyonlaştırılmış dinlere karşı çıkmış bir dindir.