Sevgili dostlar,
Türkiye, tarihinin belki de en gergin, en kritik seçimlerinden birini yaşıyor. İktidarın koltuğa yapışma çabasına, muhalefetin sandığa sahip çıkışına tanıklık ediyoruz.
Dün akşam, önce iktidar partisinin, sonra muhalefetin sözcüsü çıktı basının karşısına; sonra yeniden iktidar, sonra yeniden muhalefet… Birkaç dakika arayla defalarca yinelenen bir müthiş düelloya tanıklık ettik. Bütün Türkiye’nin eli yüreğinde beklediği sonuçtu tartışılan ve sonunda İstanbul’un yeni belediye başkanı Ekrem İmamoğlu basın toplantısı yaptı ve iktidarı bir kez daha sonuçlara saygılı olmaya çağırdı.
Bunları anlatmamın nedeni şu:
Bu düello yaşanırken 10 civarında haber kanalı, görmemeyi tercih etti. CNN de Kanal24 de, TRGT de, AHaber de, sağırdı, dilsizdi sanki… NTV ve Habertürk bir ara girdi; İmamoğlu çok etkili konuşmaya başlayınca –artık uyarıyla mı, doğal bir refleksle mi bilinmez- hemen yayından çıktılar.
Seçim kampanyası boyunca, iktidarın emrinde bir propaganda makinesi gibi çalışan medya, bu misyonunu hala sürdürüyor. “Erdoğan” şapkasıyla çekilmiş fotoğrafıyla şöhret olan Anadolu Ajansı Genel Müdürü, halkın vergileriyle yaşayan kurumunu, iktidara peşkeş çekmeye devam ediyor. Seçim tokadıyla sendeleyen iktidar, tamamen itibarsızlaştırdığı yandaş basını, paspas olarak kullanmakta ısrar ediyor.
Dün, bütün bunlar yaşanırken sürgünde kurduğumuz Özgürüz Radyo, hem iktidarın hem muhalefetin açıklamalarını verdi peşpeşe… Kampanya boyunca da bir Erdoğan’ın bir Kılıçdaroğlu’nun, bir Bahçeli’nin, bir Pervin Buldan’ın mitingine bağlandık. Asıl görevimizin kamuoyunu her tür gelişmeden haberdar etmek olduğunu, haberde objektif, yorumda özgür olmamız gerektiğini göstermeye çalıştık.
Türkiye’de rejimle birlikte, medya da tek elde toplandı, iktidar emrine girdikçe kirlendi. Şimdi iktidarla birlikte medya için de değişim vakti geldi. Bu rezillik bittiğinde, her şeye sil baştan başlayacağız ve günümüzün manşetlerini, yayınlarını, medya müzesinin “Baskı dönemi” bölümünde sergileyeceğiz.