Koşmak: Bunu iki milyon yıldır yapıyoruz. Günümüzde son model koşu ayakkabılarımızla spor olsun diye koşmaya devam edenlerimiz az da olsa halen var. Ancak Kuzey Meksika Kanyonlarında yaşayan Tarahumara kabilesi bizlerden biraz farklı. Onlar için koşmak bir yaşam biçimi. Onlar kendilerini “hızlı koşanlar” anlamına gelen “Rarámuri” olarak adlandırıyor ve iletişim kurmak, ticaret yapmak ve avlamak için birkaç gün boyunca yüzlerce kilometre koşabiliyorlar üstelik genellikle çıplak ayakları ile…
Tarahumaralar, üç konuda dikkat çekiciler.
Birincisi, son 400 yıl içinde temel hiçbir değişim geçirmemişler. İspanyol istilacılar Kuzey Amerika’ya ulaştığında, iki seçenek vardı: Ya savaşıp karşı koymak, ya da kaçıp uzaklaşmak. Mayalar ve Aztekler savaştılar. Bu nedenle bugün çok az Maya ve Aztek var. Tarahumaralar’ın farklı bir stratejisi vardı. Kaçtılar ve saklandılar. Labirent yapıdaki kanyonlardan oluşan örümcek ağı sisteminde. Ve 1600’lerden beri orada kaldılar.
Tarahumaralar hakkındaki ikinci dikkat çekici şey ilerleyen yaşlarında dahi durmadan yaklaşık 200 km koşuyorlar, hem de bir sakatlık yaşamadan.
Tarahumaralar hakkındaki son dikkat çekici şey de günümüzde çözmeye çalışmak için tüm teknolojimiz ve beyin gücümüzle uğraştığımız kalp hastalığı, kolesterol ve kanser, suç, savaş, şiddet ve klinik depresyon gibi şeylerden Tarahumaralar’ın haberi bile yok.
Günümüzde halen mağaralarda, girintili çıkıntılı kayalıklarda yaşayan Tarahumara insanları, yaylacılık ile geçimlerini sağlamakta. Turizm gelirleri de olan ve modern olarak adlandırılan elektrik gibi yapılarla da tanışan bu insanlar bu özelliklerinden vazgeçmiyorlar.
Peki, maraton koşusunun bile 42 km 195 metre olduğu ve bunun üzerinde koşmanın insan sağlığı açısından ölümcül olabileceğini bildiğimiz bugünlerde, bu insanlar bunu nasıl başarıyorlar?
Aslında onların bu “Koşan İnsanlar” olmasının bir kaç sırrı var gibi:
Enerjilerini gereksiz yere harcamıyorlar. Koşma zamanında bizler normalde verdiğimizi kısa molaları ayakta geçiririz, oysa onlar su içmek için bir mola verseler oturmayı tercih ediyorlar. Koşarken ayaklarına ayakkabı yerine basit bir taban geçirmeleri de koşma performanslarını arttıran bir başka unsur. Son yapılan araştırmalar gösteriyor ki spor sakatlanmalarının önemli bir oranı kullandığımız ayakkabılardan geliyor ve dünyada hızla çıplak ayakla koşma modası da günümüzde artış göstermekte.
Tarahumaralar daima birey olarak değil, takım olarak koşuyor. Birbirlerinin enerjisinden beslenmenin yanısıra ve belli bir tempoya da adım uyduruyorlar, bu da gereksiz enerji harcamayı ortadan kaldırıyor.
Elbette temelde avlanmak, hayatta kalmak gibi nedenlerle koşsalar da yaptıkları işten keyif alıyorlar. Yüzlerinde koşarken acı, mutsuzluk yok.
En önemlisi hayat felsefeleri basitlik üzerine kurulu. Tarahumaralar, GPS saatlerine, kalp atış hızını ölçen monitörlere, hız hesaplayıcılarına,ve daha evvelde dediğim gibi ayakkabıya güvenmiyor. İşleri basit tutmak, yalnızca çalışmaya odaklanmalarına izin veriyor.
Belki de Tarahumaralar’ın yaptığı, hepimizin iki milyon yıl boyunca yaptığı şeydir.
Sibel Çağlar
Kaynaklar:
www. running.competitor.com/2016/02/training/four-running-secrets-of-the-tarahumara_145377
www.ted.com/talks/christopher_mcdougall_are_we_born_to_run